Danıştay Kararı 12. Daire 2020/1209 E. 2020/3241 K. 15.10.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2020/1209 E.  ,  2020/3241 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1209
Karar No : 2020/3241

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, davalı idare tarafından aleyhe olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Vergi denetmeni olarak görev yapmakta iken emekliye ayrılan davacının, 646 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca vergi denetmeni kadro unvanının kaldırılması üzerine, aynı Kanun Hükmünde Kararname ile ihdas edilen vergi müfettişi kadro unvanı için öngörülen ek göstergeden yararlandırılması isteğiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile 666 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği 15/11/2011 tarihinden itibaren yoksun kaldığı parasal haklarının ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, Mahkemelerince daha önce verilen … tarih ve E:…; K:… sayılı dava konusu işlemin iptaline, davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin kararın, Danıştay Onbirinci Dairesinin 21/12/2015 tarih ve E:2015/5264, K:2015/6444 sayılı kararı ile dava konusu işlemin iptali ile davanın açıldığı tarihten geriye doğru 120 günü geçmemek üzere, başvuru tarihinden geriye doğru 60 günlük süre içindeki ilk uygulama tarihinden itibaren yoksun kalınan ek gösterge farkının ödenmesine ilişkin kısmının onandığı, 01/03/2012 tarihi ile davanın açıldığı tarihten geriye doğru 120 günü geçmemek üzere, başvuru tarihinden geriye doğru 60 günlük süre içindeki ilk uygulama tarihi arasındaki ek gösterge farkının ödenmesine ilişkin kısmının ve yoksun kalınan parasal haklara yasal faiz işletilmesine ilişkin kısmının bozulması üzerine, bozma kararına uyulmak suretiyle, 01/03/2012 tarihi ile davanın açıldığı tarihten geriye doğru 120 günü geçmemek üzere, başvuru tarihinden geriye doğru 60 günlük süre içindeki ilk uygulama tarihi arasındaki ek gösterge farkının ödenmesine ilişkin kısmının süre aşımı yönünden reddine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, davacı hakkında vergi müfettişi kadro unvanı için öngörülen ek gösterge uygulanarak maaşının yükseltilmesine imkan bulunmadığı, Mahkemece verilen kararın usul ve hukuka aykırı olduğu bu nedenle aleyhe olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay Onbirinci Dairesinin 21/12/2015 tarih ve E:2015/5264, K:2015/6444 sayılı kararıyla; davacının, yoksun kaldığı parasal haklarına yasal faiz uygulanmasına ilişkin istemi bulunmadığı halde, İdare Mahkemesince, 01/03/2012 tarihinden itibaren oluşan parasal hak kayıplarının işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verildiğinden, kararın davacı istemi aşılmak suretiyle yoksun kalınan parasal haklara yasal faiz işletilmesine ilişkin kısmı bozulmuştur.
İdare Mahkemesince, bozma kararına uyularak davacının yoksun kaldığı parasal haklarına yasal faiz hükmedilmemesine karar verilmesi gerekirken, bu konuda hüküm kurmayan Mahkeme kararının, Dairenin bozma kararına uygun olmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, bozmaya uyulmak suretiyle verildiği belirtilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Kararın, davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmına gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 24. maddesinin (f) bendinde, yargılama giderleri ve anılan giderlerin hangi tarafa yükletildiğinin kararlarda bulunacak hususlardan olduğu kurala bağlanmış olup, 31. maddesinin gönderme yaptığı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 326. maddesinde, yargılama giderlerinin, davayı kaybeden tarafa yükleneceği, 330. maddesinde, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekâlet ücretinin, taraf lehine hükmedileceği, 323. maddesinde ise, vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücretinin yargılama giderlerinden olduğu düzenlemelerine yer verilmiştir.
Bakılan davada, hukuki işlemleri davacının bizzat kendisinin yürüttüğü, buna karşın avukatı olmadığı halde davacı lehine vekâlet ücretine hükmedildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, vekil ile temsil edilmeyen davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekâlet ücretine hükmedilmesine ilişkin Mahkeme kararının bu kısmında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. …İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyiz edilen kısmının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 15/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.