Danıştay Kararı 12. Daire 2020/1155 E. 2020/3384 K. 22.10.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2020/1155 E.  ,  2020/3384 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/1155
Karar No : 2020/3384

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- …, 2- …
VEKİLLERİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve
E: …, K: … sayılı kararının, aleyhe olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, … Jandarma Sınır Tugay Komutanlığı, … Jandarma Sınır Tabur Komutanlığında jandarma er olarak 24/05/1989 tarihinde Türk-İran sınırında gözetleme ve devriye görevini yürütmekte iken, birlikte nöbet tuttuğu erin silahının kazaen ateş alması sonucu oğullarının hayatını kaybetmesi nedeniyle, 3713 sayılı Kanun hükümleri dikkate alınarak 5510 ve 5434 sayılı Kanunlar gereği vazife malullüğü aylığı bağlanması ve ikramiye/tazminat ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile 3713 sayılı Kanun kapsamında yoksun kalınan aylıklar ile emekli ikramiyesi veya nakdi tazminat tutarlarının hak ediş tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 20/11/2018 tarih ve E:2018/6559, K:2018/5448 sayılı bozma kararına uyularak; 3497 sayılı Kara Sınırlarının Korunması ve Güvenliği Hakkında Kanun’a göre, sınır birlikleri personelinin, bu Kanun’la verilen görevlerin ifası sırasında veya bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile, yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde, haklarında 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine göre aylık bağlanacağı; öte yandan, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 72. maddesinin son fıkrası uyarınca muvazzaf askerlik hizmetini yapmakta iken, 2330 sayılı Kanun kapsamına giren görevler nedeniyle hayatını kaybedenlerin, ana ve babalarına, muhtaç ve malul olma şartı aranmaksızın aylık bağlanacağının kurala bağlandığı; buna göre, davacıların oğullarının, … Jandarma Sınır Tugay Komutanlığı, … Jandarma Sınır Tabur Komutanlığında jandarma er olarak 24/05/1989 tarihinde Türk-İran sınırında gözetleme ve devriye görevini yürütmekte iken, birlikte nöbet tuttuğu erin silahının kazaen ateş alması sonucu hayatını kaybettiği; ölüm olayının, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında terör eylemleri neden ve etkisiyle meydana gelmemekle birlikte,3497 sayılı Kanun kapsamında kara sınırlarının korunması ve güvenliğinin sağlanması görevinin icrası esnasında ve 2330 sayılı Kanun kapsamında da barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkik görevlerinin ifası sırasında meydana geldiği sonucuna ulaşıldığından; davacılara, hayatını kaybeden oğullarından dolayı her ne kadar 3713 sayılı Kanun’a göre aylık bağlanamayacak ise de, 3497 ve 2330 sayılı Kanunlar uyarınca, 5434 sayılı Kanun’un 72. maddesinin 01/04/1998 tarih ve 4354 sayılı Kanun’la değişik son fıkrasındaki düzenleme de dikkate alınarak, malul ve muhtaç olma şartı aranmaksızın aylık bağlanması gerekirken, bu şekilde bir uygulamaya gidilmeyerek davacıların talebinin reddedilmesine yönelik işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin, “aylık bağlanmamasına ilişkin kısmının” iptaline; vefat eden oğullarından dolayı davacıların, 3713 sayılı Kanun’un 21/h maddesine göre, aynı maddenin (a) bendinde düzenlenen ikramiye ödemesinden yararlanmalarının mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin, “ikramiye ödenmemesine ilişkin kısmı” yönünden davanın reddine, davacılara, dava tarihinden önce 2330 sayılı Kanun kapsamında nakdi tazminat ödendiği anlaşıldığından; dava konusu işlemin “nakdi tazminat ödenmemesine ilişkin kısmı” yönünden ise davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemde mevzuat hükümlerine aykırılık bulunmadığı belirtilerek, Mahkeme kararının aleyhe olan kısımlarının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacılar tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50/4. maddesinde, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Temyizen incelenen kararda, İdare Mahkemesince bozma kararında belirtilen esaslara uyulduğu anlaşılmış olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin “aylık bağlanmamasına ilişkin kısmı” yönünden iptali, “ikramiye ödenmemesine ilişkin kısmı” yönünden davanın reddi, “nakdi tazminat ödenmemesine ilişkin kısmı” yönünden ise davanın incelenmeksizin reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyize konu kısmının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 22/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.