Danıştay Kararı 12. Daire 2019/909 E. 2020/4654 K. 24.12.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2019/909 E.  ,  2020/4654 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/909
Karar No : 2020/4654

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Antalya Grup Başkanlığı’nda vergi müfettişi olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarılmasına ilişkin 24/09/2014 tarihli ve … sayılı işlemin iptali ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 29/05/2018 tarihli ve E:2017/2851, K:2018/2344 sayılı bozma kararına uyularak; bakılan uyuşmazlıkta; davacı hakkında disiplin soruşturması yapılırken, mükellef Y.Y.’nin ifadesinin alınmadığı, Y.Y.’nin Ağır Ceza Mahkemesinde verdiği ifadede, davacının vergi inceleme dosyasının akıbeti hakkında yaptığı bilgilendirmelerin kendisi üzerinde baskı oluşturduğunu ve B.Y. ile işin takibi hususunda anlaşma yaptıklarını ve 75.000 TL danışmanlık ücretinde anlaştıklarını ifade ettiği, davacının savunmasında ve ifadelerinde odalarının dört kişilik olduğu ve şaibelere mahal vermemek adına mükelleflerle tek başlarına konuşmadıklarını belirttiği halde, davacı ile mükellefin görüşürken yanında olan oda arkadaşlarının ifadelerine başvurulmadığı, Y.Y.’nin davacının yanına geldiği zamanlarda güçlü çevresi olduğu ve ulaşabileceği insanlar sayesinde yaptıramayacağı iş olmayacağı şeklindeki tehditvari konuşmaları nedeniyle, davacının rahatsızlığını Grup Başkan ve yardımcılarına ilettiğini söylediği halde ifadelerinin alınmadığı, mükellef Y.Y. hakkında yaptığı vergi incelemesi için aracılık yapmak amacıyla davacıyı aradığını iddia ettiği kişilerden üniversite öğretim üyesi K.T.’nin ifadesinin alınmadığı, aracılık yapmak amacıyla davacıyla bağlantıya geçen ve aynı zamanda davacının komşusu olan O.B.’nin ifadesi alınmakla birlikte, davacının konu hakkında vergi mahremiyeti olduğu ve bilgi veremeyeceğini, karışmamasını sert bir şekilde belirttiği, emekli vergi denetmeni B.Y.’nin alınan ifadesinde davacı ile irtikap ya da rüşvet işbirliği içinde olmadıkları ve mükellef Y.Y. ile yaptığı anlaşmanın iş takibi için yapılan bir anlaşma olduğunun, mükellefin 4-5 defa davacının pay alıp almayacağını sorduğunu ancak kendisinin bu ücreti vergi işinin takibi amacıyla kendisi için aldığını açıklandığı, davacının bu dönemde mükellefin baskı oluşturması ve tehditvari konuşmaları nedeniyle Antalya İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü A.Z. ve müdür yardımcısı N.G. ile görüştüğü, şikayetçi olmamakla birlikte Y.Y.’nin 178 sabıka kaydı olduğu bilgisini edindiği, ifadesinin alınmasını istediği halde A.Z.’nin de ifadesinin alınmadığının anlaşıldığı, soruşturma raporunun, büyük ölçüde Y.Y.’nin Savcılığa verdiği şikayet dilekçesindeki beyanları ile şikayet sonrasında yapılan iletişim dinlenmesi ve teknik izleme tutanakları, tape kayıtları ve kamera görüntüleri dayanak alınarak hazırlandığı, şikayet 19.03.2013 tarihinde yapılmakla birlikte, davacının vergi inceleme raporunu Grup Başkanlığına 28.11.2012 tarihinde tevdi ettiği ve mükellef hakkında diğer yıllara ilişkin yapılan incelemede başka vergi denetmeninin hazırladığı vergi inceleme raporuna uyumlu teklifte bulunduğu, davacının raporunu teslim etmesinden yaklaşık 3 ay sonra yapılan iletişim dinlenmesi ve teknik izleme tutanakları, tape kayıtları ve kamera görüntülerinde çözümlenen ve davacıya ait olan cümlelerin belirli kısımlarının tutanağa geçirildiği, cümle içinde ve konuşma aralarında boşluklar bulunduğu, bu haliyle davacının icbar yoluyla irtikap veya rüşvet teşebbüsünde bulunduğuna ilişkin açık, anlaşılır ve kesin bir ifadeye rastlanmadığı, davacı hakkında soyut tespit ve belirlemeler uyarınca ve olay hakkında bilgisi olabilecek kişilerin ifadelerine başvurulmadan eksik soruşturma yapmak suretiyle getirilen teklife istinaden tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, dava konusu işlemin iptaline, davacının uğradığı parasal hak kaybının dava tarihi olan 20.10.2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, konuyla ilgili davacının çalışma arkadaşlarının da aralarında bulunduğu birçok kişinin ifadesinin alındığı, olayın etraflıca incelendiği, davacıya isnat edilen fiillerin soruşturma raporu ile açık ve net bir biçimde ortaya konulduğu davacı hakkında irtikap suçundan adli yargılamada hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, bu kararın davacının irtikap suçunu işlediğinin en önemli belgesi olduğu, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğu, soruşturma raporunun eksik olduğu, olay hakkında bilgisi olabilecek kişilerin ifadelerine başvurulmadan tamamlandığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50/4. maddesinde, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Temyizen incelenen kararda, İdare Mahkemesince bozma kararında belirtilen esaslara uyulduğu anlaşılmış olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali ile davacının uğradığı parasal hak kaybının dava tarihi olan 20.10.2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolundaki …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.