Danıştay Kararı 12. Daire 2019/563 E. 2020/3803 K. 18.11.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2019/563 E.  ,  2020/3803 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/563
Karar No : 2020/3803

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Gaziantep İli Şahinbey İlçesi … Kız Teknik ve Meslek Lisesi’nde … olarak görev yapan davacının, Mardin İli, Kızıltepe İlçesi, … İlköğretim Okulu’nda … olarak görev yaptığı sıradaki subut bulan fiillerinden dolayı 4357 sayılı Kanunun 7/e maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … tarihli ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 05/04/2018 tarihli ve E:2016/10830, K:2018/1455 sayılı bozma kararına uyularak; Mardin İli, Kızıltepe İlçesi, … İlköğretim Okulu’nda … olarak görev yaptığı dönemdeki subut bulduğu iddia olunan fiilleri nedeniyle davacı hakkında uygulanacak disiplin cezaları yönünden, 1702 sayılı Kanun hükümlerine tabi olmasına rağmen, 4357 sayılı Kanunun 7/e maddesi uyarınca “Meslekten Çıkarma” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından,davacının işlemiş olduğu fiilin sübuta erdiği ve hakkında getirilen teklif doğrultusunda tesis edilen işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmiştir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, dava konusu disiplin cezasının hukuka aykırı olduğu, yanlış mevzuat hükmünün uygulandığı, süresi içinde işlem tesis edilmediği, iddiaların gerçeği yansıtmadığı, bunun müşteki ifadelerinden de açıkça anlaşıldığı, … Ağır Ceza mahkemesince beraatine karar verildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 50/4. maddesinde, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükmüne yer verilmiştir.
Temyizen incelenen kararda, İdare Mahkemesince bozma kararında belirtilen esaslara uyulduğu anlaşılmış olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptali yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 18/11/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Gaziantep İli Şahinbey İlçesi … Kız Teknik ve Meslek Lisesi’nde … olarak görev yapan davacının, Mardin İli, Kızıltepe İlçesi, … İlköğretim Okulu’nda … olarak görev yaptığı sırada işlediği ileri sürülen fiillerden dolayı 4357 sayılı Kanunun 7/e maddesi uyarınca meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … tarihli ve … sayılı Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
1702 sayılı İlk ve Orta Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun ile 4357 sayılı Hususi İdarelerden Maaş Alan İlkokul Öğretmenlerinin Kadrolarına, Terfi, Taltif ve Cezalandırılmalarına ve Bu Öğretmenler İçin Teşkil Edilecek Sağlık ve İçtimai Yardım Sandığı ile Yapı Sandığına ve Öğretmenlerin Alacaklarına Dair Kanun’un disipline ilişkin hükümlerinin 14.03.2014 gün ve 28941 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6528 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 27. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığı görülmektedir.
1702 ve 4357 sayılı Kanun hükümleri, fiilin işlendiği tarih ile işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte ise de, işlemin iptali istemiyle açılan dava süreci devam etmekte iken 14.03.2014 tarihinde yürürlükten kaldırıldığından, “suç ve cezaların kanuniliği” ilkesi uyarınca, suç olmaktan çıkarılan eylem nedeniyle ilgilinin cezalandırılamayacağı ve devam eden yargılamalar bakımından kişinin lehine olan yeni hukuki durumun dikkate alınması gerekmektedir.
Dolayısıyla, gerek 1702 sayılı Yasa hükümleri, gerekse 4357 sayılı Yasa hükümleri uyarınca verilen disiplin cezalarının iptali isteğiyle açılan davalarda; anılan yasa hükümlerinin uygulanması ve yargısal denetimin 1702 ve 4357 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılması hukuken mümkün değildir.
Uyuşmazlıkta, hangi düzenlemenin uygulanacağı hususuna gelince;
1930 yılında kabul edilen 1702 sayılı Yasa ve 1943 yılında kabul edilen 4357 sayılı yasa hükümleriyle, ilk ve ortaöğretim öğretmenlerinin terfi ve tecziyelerine ilişkin özel düzenlemeler getirilmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 1965 yılında yürürlüğe konulmasıyla, sözü edilen öğretmenlerin de kural olarak genel personel kanununu (657 sayılı Kanun) hükümlerine tabi olmasına karşın, anılan Yasanın 125. maddesinde yer alan “Özel kanunların disiplin suçları ve cezalarına ilişkin hükümleri saklıdır” hükmü uyarınca, 1702 ve 4357 sayılı Yasaların disiplin cezalarına ilişkin hükümlerinin geçerliliği korunmuştur.
Öte yandan, 1702 sayılı Yasanın 32. maddesinde yer alan; “Bu kanunda tasrih edilmeyen ahval Memurun Kanunu ahkamına tabidir” hükmü dikkate alınarak, disiplin cezalarına ilişkin hüküm bulunmayan hallerde 657 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanmasına devam edilmiştir.
Kapsamda bulunan öğretmenler için, disiplin cezaları bakımından 657 sayılı Yasa hükümlerinden önce 1702 ve 4357 sayılı Yasa hükümlerine tabi tutulmasının dayanağının da, yürütülen hizmetin niteliğinden kaynaklanan özel suç tanımları olduğu (Talebenin vazifelerini tashih etmemek; kabule şayan mazereti olmadan derse girmemek veyahut girdiği halde dersten başka bir şeyle meşgul olmak; bir ay zarfında iki defadan ziyade derse geç gelmek; talebeyi dövmek; imtihanlarda not takdirinde bitaraflıktan ayrılmak… gibi) görülmektedir.
Görüldüğü üzere; 1702 ve 4357 sayılı Yasa kapsamında bulunan öğretmenler, disiplin suç ve cezaları bakımından öncelikle anılan Yasaların disiplin suç ve cezalarına ilişkin hükümlerine tabi iseler de, kural olarak 657 sayılı Yasa hükümlerine tabi personeldir. Bir başka ifadeyle; 1702 ve 4357 sayılı Yasaların mevcut olmaması halinde, anılan kapsamdaki kamu personelinin 657 sayılı Yasada yer alan disiplin suç ve cezalarına tabi olduğunda kuşku bulunmamaktadır.
Nitekim, kanun koyucu tarafından; 14.03.2014 gün ve 28941 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6528 sayılı Yasa ile 1702 sayılı Yasa ile 4357 sayılı yasanın disipline ilişkin hükümleri yürürlükten kaldırılmış, Kanunun madde gerekçesinde de; “eğitim personelinin disiplin konularına ilişkin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda benzer düzenlemelerin bulunması sebebiyle artık uygulama alanı bulunmayan … 4357 sayılı Kanunun disiplin hükümleri ile 1702 sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılması” ifadesine yer verilmiştir.
Belirtilen açıklamalar ışığında; 1702 ve 4357 sayılı Yasa hükümleri uyarınca verilmiş olan disiplin cezalarının yargısal denetiminin; özel düzenlemenin yürürlükten kaldırılmış olması nedeniyle genel personel kanunu olan 657 sayılı Yasa hükümlere göre yapılması, bu bağlamda; 657 sayılı Yasanın 125. maddesinde yer almayan suç ve cezalar bakımından, kanunilik şartının oluşmaması nedeniyle disiplin cezasının iptal edilmesi; 657 sayılı Yasada daha hafif bir ceza öngörülmesi halinde, lehe düzenleme kabul edilerek cezanın iptal edilmesi, aynı nitelikte suç tanımının ve cezanın bulunması halinde de, işin esasının incelenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, uyuşmazlığın; gerek 1702 sayılı Yasanın, gerekse 4357 sayılı Yasanın disipline ilişkin hükümlerinin işlem tarihinde yürürlükte olduğundan bahisle anılan Yasa hükümlerine göre çözümlenmesine ilişkin temyize konu Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığından, uyuşmazlığın, 657 sayılı Yasa hükümleri çerçevesinde incelenmek üzere temyize konu kararın bozulması gerektiği görüşüyle, çoğunluk kararına katılmıyorum.