Danıştay Kararı 12. Daire 2019/3482 E. 2022/6439 K. 14.12.2022 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2019/3482 E.  ,  2022/6439 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/3482
Karar No : 2022/6439

KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE BULUNAN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının onanmasına dair Danıştay Onikinci Dairesinin 12/03/2019 tarih ve E:2016/9698, K:2019/1809 sayılı kararının; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Mersin İli, … Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünde gümrük muayene memuru olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; … Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünde gümrük muayene memuru olarak görev yapan davacı hakkında yapılan disiplin soruşturması ile bu soruşturmanın eki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda, 30/09/2013 – 03/01/2014 tarihleri arasında tespiti yapılan muhtelif olaylarda davacının, mükellef ve iş takipçilerinden yasal olmayan şekilde menfaat elde ettiği sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Daire kararının özeti: Davacının temyiz başvurusu üzerine Danıştay Onikinci Dairesince, temyize konu karar hukuk ve usule uygun bulunmuş ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

KARAR DÜZELTME TALEP EDENİN İDDİALARI : Hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmaması nedeniyle masumiyet karinesinin ihlal edildiği, disiplin soruşturması ile adli soruşturma sırasında alınan ifadeler arasındaki çelişkiler giderilmeden hakkında ceza teklif edildiği ve Devlet memurluğundan çıkarıldığı, dava konusu işlemin bu yönüyle eksik soruşturmaya dayandığı belirtilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Düzeltilmesi istenen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen nedenler, 2577 sayılı Kanun’un Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 3622 sayılı Kanun ile değişik 54. maddesi hükmüne uygun bulunduğundan, karar düzeltme isteminin kabulü ile Danıştay Onikinci Dairesinin 12/03/2019 tarih ve E:2016/9698, K:2019/1809 sayılı kararı kaldırılarak uyuşmazlık yeniden incelendi:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
… Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünde gümrük muayene memuru olarak görev yapan davacı hakkında yapılan disiplin soruşturması sonucunda, 30/09/2013 – 03/01/2014 tarihleri arasında tespiti yapılan muhtelif olaylarda davacının, mükellef ve iş takipçilerinden yasal olmayan şekilde menfaat elde ettiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle, temyizen incelenen davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde, ”Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak” fiili, devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Aynı Kanun’un 131. maddesinde ise, “Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması disiplin kovuşturmasını geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olamaz.” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun “Hükmün Açıklanması ve Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” başlıklı 231. maddesinin beşinci fıkrasında, “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder.” hükmüne; yedinci fıkrasında, “Açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde, mahkûm olunan hapis cezası ertelenemez ve kısa süreli olması halinde seçenek yaptırımlara çevrilemez.” hükmüne; sekizinci fıkrasında, “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi halinde sanık, beş yıl süreyle denetim süresine tâbi tutulur.” düzenlemesi yer almaktadır.
657 sayılı Kanun hükümleri kapsamında ceza mahkemesi kararlarının, disiplin cezalarına etkisinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Disiplin cezasının sebebini oluşturan eylem ve davranışlar, aynı zamanda Ceza Kanununda da suç sayılabilir. Bu durumda, disiplin cezası yaptırımı ile birlikte ceza yaptırımı da uygulanabilir. Bu iki yaptırım türünün hukuki dayanağı, amaç ve sonuçları birbirlerinden farklıdır. Ceza yargılamasında suçun niteliği ve delillerin takdirinde uygulanan ilke ve kurallar ile disiplin hukuku açısından uygulanan ilke ve kurallar birbirinden farklı olduğundan; idarenin, kamu görevlisi hakkında disiplin cezası vermemesi, ceza mahkemelerince ceza verilmesine hukuki engel oluşturmayacağı gibi, aynı şekilde, ceza yargılaması sonucu beraat kararı verilmiş olmasının, disiplin cezası verilmesine engel teşkil etmeyeceği açıktır.
Ancak, kesinleşen ceza yargılaması sonucunda suçun unsurlarının oluşmadığı ya da suçun o kişi tarafından işlenmediği gerekçesiyle verilen beraat kararının, disiplin cezası bakımından da sadece aynı suç nev’i bakımından bağlayıcı olacağı; bir başka ifadeyle, ceza yargılamasının (beraat kararının) konusunu teşkil eden suç, disiplin hukuku yönünden de aynı suç kapsamında değerlendirilerek disiplin cezası verilemeyeceği kuşkusuzdur.
Öte yandan, ceza yargılaması neticesinde suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle ya da delil yetersizliğinden dolayı hakkında beraat kararı verilen memurun eylem, tutum ve davranışlarının bir başka disiplin suçu kapsamına girmesi halinde, Disiplin Hukuku yönünden disiplin cezası ile cezalandırılmasına hukuki bir engel bulunmamaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davacının üzerine atılı bulunan ve disiplin soruşturmasına konu olan fiillerin aynı zamanda Türk Ceza Kanunu kapsamında da suç teşkil etmesi nedeniyle “görevi kötüye kullanma” suçundan dolayı yargılandığı … Ağır Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile 1 yıl, 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu karara karşı yaptığı itirazın … Ağır Ceza Mahkemesinin Değişik İş:… sayılı kararıyla itirazın reddine karar verilmesi üzerine, anılan kararın 06/12/2016 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Yukarıda da belirtiltiği üzere, disiplin cezasına konu olan eylemin aynı zamanda Türk Ceza Kanununa göre de suç olması halinde ceza davasında verilecek kararın disiplin cezasını etkileyeceği açık olup, ceza yargılaması sonucunda “görevi kötüye kullanma” suçu ile ilgili olarak verilen; “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı, davacı hakkında hukuki bir sonuç doğurmadığı gibi, masumiyet karinesi kapsamında “görevi kötüye kullanma” fiilinin sabit olduğu sonucuna ulaşıldığından bahisle disiplin cezası ile cezalandırılmasının, masumiyet karinesinin ihlali sonucunu doğurduğu da açıktır.
Ancak, disiplin cezasına esas olan soruşturma raporunun incelenmesinden; fiilinin işleniş şekli ve niteliği, ortaya konulan deliller ile tanık ifadeleriyle kanıtlanan ve 657 sayılı Kanunun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (g) alt bendinde ifadesini bulan; “Memurluk sıfatı ile bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlere bulunmak” fiilinin karşılığı olarak davacı hakkında tesis edilen işlemde sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmadığından; idare mahkemesi kararının gerekçesinde hukuki isabet bulunmamakta ise de, temyize konu karar sonucu itibarıyla yerinde görüldüğünden, bu husus anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin, … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesi uyarınca SONUCU İTİBARIYLA ONANMASINA,
3. Davacı tarafından karar düzeltme aşamasında yapılan yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına, 14/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.