Danıştay Kararı 12. Daire 2019/1152 E. 2020/3426 K. 02.11.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2019/1152 E.  ,  2020/3426 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/1152
Karar No : 2020/3426

TEMYİZ EDEN (DAVACI): …
KARŞI TARAF (DAVALI): … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : … İli, … İlçesi, … … Çok Programlı Lisesinde edebiyat öğretmeni olarak görev yapan davacının, 1702 sayılı Kanun’un 27/1 maddesi uyarınca meslekten çıkarılma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu’nun … tarihli ve … sayılı kararının iptali istenilmiştir.
İdare Mahkemesi kararının özeti: İdare mahkemesince, Danıştay Onikinci Dairesinin 07/03/2018 tarih ve E:2016/8198, K:2018/970 sayılı bozma kararına uyularak; davacı hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonucunda düzenlenen soruşturma raporu ve ekleri ile dava dosyasında yer alan diğer tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, davacının derslerine girdiği öğrencilerine paralı kurs verdiği, kurs verdiği öğrencilere yapılan yazılı sınavları sonrası, yeni bir adet yazılı kağıdı verip cevaplarını kendisinin söylediği ve eski yazılı kağıtlarını imha ettiğinin derslerine girdiği öğrencilerin beyanı, öğrenci velisinin ifadesi ve tüm dosya kapsamından subuta erdiği analşılmakta olup, davacının anılan eylemiyle 1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanunun 27/1 maddesinde yera alan “Gerek talebeye karşı ve gerek hariçte muallimlik sıfatile telif edilmeyen iffetsizliği sabit” olmak fiilini işlediği açık olduğundan eylemine uyan meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılması yönünde tesis edilen … tarihli ve … sayılı … Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kendisine komplo kurulduğu, iffetsizliği olmadığı, öğrencilerin kağıtlarını değiştirmediği, öğrencilerin ifadeleri baskı altında alındığı ve dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin mevzuata uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ: Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine karşı düzenlenen idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerinden sürekli uzaklaştırılabilmek gibi ağır sonuçlara neden olabilen disiplin cezaları, ağırlığı ve önemi sebebiyle Anayasa’nın 38. maddesindeki suç ve cezalara ilişkin kurallara tabi tutulmuşlardır.
“Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her bir fiilin tanımının yapılması ve kanunun ne tür fiilleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan fiili gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunludur. Sözkonusu fiil, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı açıktır.
Uyuşmazlığa konu olayda dosya kapsamı ve soruşturma raporu içeriğinden, davacıya isnat edilen fiilin, 1702 sayılı Kanun’un 27/1 maddesinde yer alan suç tanımına uymadığı, diğer bir fadeyle 1702 sayılı Kanun’un 27/1 maddesiyle örtüşmediği ve disiplin hukukunda yer alan “tipiklik” şartının gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığından idare mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.