Danıştay Kararı 12. Daire 2018/9543 E. 2020/3170 K. 13.10.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2018/9543 E.  ,  2020/3170 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/9543
Karar No : 2020/3170

TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- (Davacı): …
2- (Davalı): … Büyükşehir Belediye Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. … (Aynı adreste)

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının, taraflarca aleyhe olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davalı idare bünyesinde tam zamanlı olarak sözleşmeli Şehir ve Bölge Plancısı olarak görev yapmaktayken sözleşmesi yenilenmeyen davacı tarafından, sözleşmenin yenilenmemesine ilişkin işlemin mahkeme kararı ile iptal edilmesi üzerine, dava tarihi ile işe yeniden başlatılma tarihi arasındaki (29.03.2011 – 26.01.2013) açıkta kaldığı süre nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın ödenmesi talebiyle yapılan 16.07.2013 tarihli başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile özlük haklarından oluşan 110.000-TL maddi tazminatın hak ediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E: …, K: … kararda; sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin … tarih ve … sayılı işlem nedeniyle 01.01.2010 – 26.01.2013 tarihleri arasında 3 yıl 25 gün mesleğini icra edemediği sabit olan ve anılan işlemin hukuka aykırı olduğu yargı kararıyla açık olarak tespit edilmiş bulunduğundan, davacının, arada geçen süre içerisindeki yoksun kaldığı özlük haklarının tarafına ödenmesi gerekirken, bu istemle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından iptaline, 29.03.2011 tarihi ile işe başlatılma tarihi olan 26.01.2013 tarihleri arasında toplam 77.321,20-TL tutarında parasal hak ödenmesi gerekli ise de, dava tarihinden önce ödenmiş olan 18.194,96-TL’lik kısmın düşülmesi sonucu, toplam 59.126,24.-TL parasal hakkın idareye başvuru tarihi olan 16.07.2013 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi gerektiği sonucuna varıldığından, dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak dava konusu işlemin iptaline, davacının tazminat isteminin 59.126,24.-TL’lik kısmının kabulüne, 50.873,76.-TL’lik kısmının reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDEN TARAFLARIN İDDİALARI:
Davacı tarafından, mahkeme kararında belirtilen ödemelerin huzurdaki dava açılmadan önce, daha önceki mahkeme kararına istinaden yapıldığı, bu davaya konu edilen sürelere ilişkin bir ödeme olmadığından mahsubunun mümkün olmadığı, faiz talebinin de idareye başvuru tarihinden itibaren değil, hak edilen tarihten itibaren başlatılması gerektiği ileri sürülerek, kararın aleyhe olan kısımlarının bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı idare tarafından, davanın süresinde açılmadığı, gerekli hesaplamalar yapılarak davacıya ödeme işlemine başlanıldığı, daha önce açılan davalar gereği ödeme yapılmasına rağmen dava açılmasının hukuka ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğu ileri sürülerek, kararın aleyhe olan kısımlarının bozulmasına karar verilmesi talep edilmiştir.

TARAFLARIN SAVUNMALARI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Davacı temyiz isteminin kabulü ile kararın bozularak Mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucunda davacının alacağının tespit edilmesi gerektiği düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davalı idare bünyesinde tam zamanlı olarak sözleşmeli Şehir ve Bölge Plancısı olarak görev yapan davacının 2010 yılında sözleşmesinin yenilenmeyeceğine dair tesis edilen işlemin … İdare Mahkemesinin … tarih, E. …, K: … sayılı kararı ile iptal edilmesi üzerine davacının görevine başlatıldığı, davacının açıkta geçirdiği süre için aylık ve özlük haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddedildiği, bu işlemin iptali ve özlük haklarından oluşan 55.000-TL maddi tazminatın hak ediş tarihinden itibaren, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebi ile açılan davanın, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …; K: … sayılı kararı ile kısmen kabulüne karar verilerek 01.01.2010 tarihi ile dava tarihi olan 29.03.2011 tarihi arasındaki davacının açıkta geçirdiği sürelere ilişkin olmak üzere toplam 36.805,04-TL maddi ve 5.000-TL manevi tazminatın davacıya ödenmesine karar verildiği, anılan karar gereğinin yerine getirilmesi amacıyla davacı tarafından 16.07.2013 tarihinde 01/01/2010 – 26/01/2013 tarihleri arasındaki tüm maddi haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle başvuruda bulunulduğu, başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile 29.03.2011 – 26.01.2013 tarihleri arasında açıkta kaldığı süre nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zarara ilişkin olmak üzere 110.000.-TL maddi tazminatın hak ediş tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasamızın 125. maddesinde İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu ve İdarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükmü yer almaktadır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 12. maddesinde; ”İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11. madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uyuşmazlık konusu olayda; davacı tarafından sözleşme yenilenmemesi işleminin Mahkeme kararı ile iptal edilmesi üzerine, geriye yönelik yoksun kalınan maaş ve özlük haklarının ödenmesi talebi ile 07.03.2011 tarihinde davalı idareye başvuruda bulunulmuş, bu talebin reddi üzerine açılan davada; sözleşmenin yenilenmediği 01.01.2010 tarihinden dava tarihine kadar (29.03.2011) olan parasal haklar ve manevi tazminat talep edilmiştir. … İdare Mahkemesinin … tarih, E: …, K: … sayılı kararı ile sözleşmenin yenilenmediği 01.01.2010 tarihi ile dava tarihi olan 29.03.2011 tarihleri arasında davacının açıkta geçirdiği sürelere ilişkin olmak üzere toplam 36.805,04.-TL maddi, 5.000.-TL manevi tazminatın davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Bu davada henüz karar verilmeden 26.01.2013 tarihinde davacı işe başlatılmıştır.
Yukarıda bahsedilen mahkeme kararının yerine getirilmesi amacıyla davalı idareye 16.07.2013 tarihinde yapılan başvuruya herhangi bir cevap verilmemiş, ancak aynı gün 35.000.-TL ve 17.09.2013 tarihinde de 20.000.-TL olmak üzere davacıya toplam 55.000.-TL ödeme yapılmıştır. Her iki ödeme de huzurdaki dava açılmadan önce gerçekleşmiştir. Bu ödemelerin yukarıdaki mahkeme kararına istinaden yapıldığı açıktır. Mahkemenin 21.12.2014 tarihli ara kararına davalı idarece verilen 23.02.2015 tarihli cevapta sadece manevi tazminata ilişkin kısmın ödenmediği net olarak anlaşılmakta ancak ilk mahkeme kararı gereği ödenmesi gereken tutara ilişkin hesaplamada bir açıklık bulunmamaktadır. Yapılan ödemelerin neye istinaden yapıldığı belirtilmediğinden ve makbuzlarda herhangi bir açıklama bulunmadığından dava açılmadan önce yapılan bu ödemelerin ilk mahkeme kararına mahsuben yapıldığının kabulü gerekmektedir.
Mahkemece; davalı idareden, dava açıldıktan sonraki döneme ilişkin davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorularak, yapılmış ise ödenen miktarın ait olduğu ayları gösteren bir liste ile 29.03.2011 – 26.01.2013 tarihleri arasında aylar itibariyle ödenmesi gereken ücretlerin tablo şeklinde dökümünün istenilmesinden sonra gelecek cevaba göre, bu hususlar incelenerek bir hesaplama yapılmak suretiyle karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda; dava açılmadan önceki ödemelerin de dava konusu alacağa mahsup edilerek eksik inceleme sonucu verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2.2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
3. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline, davacının tazminat istemi kısmen kabul edilerek ….-TL’nin 16.07.2013 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, maddi tazminat isteminin fazlaya ilişkin kısmının reddine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.