Danıştay Kararı 12. Daire 2018/5225 E. 2020/4634 K. 23.12.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2018/5225 E.  ,  2020/4634 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/5225
Karar No : 2020/4634

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1-…, 2- …, 3- …,
4- …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından, … Emniyet Müdürlüğü, İstihbarat Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken görevi esnasında geçirdiği kalp krizi sonucunda vefat eden murisleri …’dan dolayı 5434 ve 2330 sayılı Kanunlar uyarınca vazife malullüğü aylığı bağlanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile mahrum kalınan parasal haklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 44. maddesi uyarınca, bir kişinin vazife malulü sayılabilmesi için malullüğün hem görevin yapıldığı sırada, hem de ifa edilen görevin tesiriyle meydana gelmiş olması gerektiği, olayda; davacıların murisinin istihbarat polisi olarak görev yaptığı, göreve ilk başladığında polislik görevini yapabileceğine dair sağlam raporu aldığı, herhangi bir rahatsızlığının da bulunmadığı, çalıştığı kurum tarafından ölüm olayının görev esnasında meydana geldiği belirtilerek 2330 sayılı Nakdi Tazminat Ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’a göre nakdi tazminat ödendiği, bu nedenle davacılar murisinin ölüm olayının görevin neden ve etkisiyle meydana geldiği sonucuna varıldığından aksi yöndeki davaya konu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali ile davacıların parasal kayıplarının başvuru tarihi olan 02/05/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacılar murisi …’ın dosyasında mevcut raporları ile ölüm formu Sağlık Kurulunca incelenerek; ölümün iş yerinden, yürütülen görevden veya iş yerinde görevli olduğu sırada meydana gelen dış etkilerden kaynaklanmadığına karar verildiğinden, vazife malullüğü hükümlerinin mümkün olmadığı belirtilerek dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, davanın 2330 sayılı Kanun uyarınca vazife malullüğü aylığının bağlanması talebinin reddi üzerine bu işlemin iptali için davanın açıldığı, iptal kararı üzerine vazife malullüğü (adi malul) aylığının bağlandığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile, uyuşmazlığın 2330 sayılı Kanun uyarınca aylık bağlanmasına ilişkin olduğu halde, İdare Mahkemesince uyuşmazlık 5434 sayılı Kanun kapsamında incelenerek hüküm kurulduğu, uyuşmazlıkla ilgili 2330 sayılı Kanun çerçevinde hukuki değerlendirme yapılmadığının anlaşıldığı, davacılar murisinin ölüm olayının 2330 sayılı Kanun kapsamında olduğundan dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının gerekçesi değiştirilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacılar tarafından, murisleri …’ın … Emniyet Müdürlüğü istihbarat Şube Müdürlüğü’nde polis memuru olarak nöbet görevini yapmakta iken 10/09/2012 günü gece saat 23:30 sırasında geçirdiği kalp krizi sonucunda vefat etmesi nedeniyle 5434 ve 2330 sayılı Kanunlar uyarınca vazife malullüğü aylığı bağlanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile mahrum kalınan parasal hakların yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na 08/05/2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5754 sayılı Kanun’un 68. maddesiyle eklenen “5434 sayılı Kanun’a İlişkin Geçiş Hükümleri” başlıklı Geçici 4. maddesinin birinci fıkrasında, “Bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08/06/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanun’a göre aylık, tazminat, harp malullüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08/02/2006 tarihli ve 5434 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanun’la yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun’da kendileri için belirtilmiş olan şartlara haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunacağı” düzenlemesine yer verilmiştir.
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun 44. maddesinde; “Her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya düçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak duruma giren iştirakçilere (malül) denir ve haklarında bu Kanun’un malullüğe ait hükümleri uygulanır” düzenlemesi yer almış; yine bu Kanun’un 45. maddesinde ise; “44. maddede yazılı malullük; a) iştirakçilerin vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğmuş olursa, b) vazifeleri dışında kurumların verdiği herhangi bir kuruma ait başka işleri yaparken o işten doğmuş olursa, c) kurumların menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken o işten doğmuş olursa (maksadın ilgili kurumlarca kabul edilmesi şartıyla, ç) fabrika, atelye vb. işyerlerinde işe başlamadan evvel, iş sırasında veya işi bitirdikten sonra, o iş yerinde husule gelen ve yine o iş yerinin mahiyetinden veya çalışma konusunda ileri gelen kazadan doğmuş olursa, buna (vazife malullüğü) ve bunlara uğrayanlara da (vazife malulü) denir” kuralına yer verilmiştir.
2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun’un “Amaç” başlıklı 1. maddesinde; ”Bu kanunun amacı; barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle (Ek ibare: 04/07/2012 – 6353 S.K./72. md.) trafik ve yol güvenliğini veya tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerini sağlamakla görevli olanların (Ek ibare: 12/07/2013- 6495 S.K./73. md.); Türk Silahlı Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Emniyet Teşkilatında bulunan patlayıcı maddelerin incelenmesi, muhafazası, nakli, imha edilmesi ve zararsız hâle getirilmesi işlemlerinde görevlendirilenlerin bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesidir.” kuralına yer verilmiştir. “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde; içgüvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki veya trafik ve yol güvenliğini sağlamak konularında görevlendirilen Emniyet Genel Müdürlüğü personeli kanun kapmasında yer almış, “Aylık bağlanması” başlıklı 4. maddesinde; bu madde gereğince ilgili sosyal güvenlik kurumlarınca kendi mevzuatlarına göre bağlanan aylıkların % 25 artırılarak ödeneceği düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen Kanun hükümleri uyarınca, bir kişinin vazife malulü sayılabilmesi için malullüğün, hem görevin yapıldığı sırada, hem de ifa edilen görevin tesiriyle meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, … İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğündü polisi memuru olarak görev yapan davacılar murisi …’ın, olay günü 10/09/2012 tarihi saat 08:00’den 11/09/2012 tarihi saat 08:00’e kadar … plakalı araç ile nöbetçi ekip olarak görevli olduğu, görevi başında iken 10/09/2012 tarihi saat 23:30 sıralarında kalp krizi geçirmesi nedeniyle vefat ettiği, bu çerçevede 2330 Sayılı Kanun’a göre nakdi tazminat ödendiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacılar murisinin güven ve asayişi korumakla görevli iken vefat etmesi nedeniyle, 2330 sayılı Kanun kapsamında davacılara malullü aylığı bağlanması gerekirken aksi yönde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının gerekçesi yerinde bulunmamakta ise de, sözü edilen husus sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptali ile davacıların parasal kayıplarının başvuru tarihi olan 02/05/2013 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesi yolunda … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile SONUCU İTİBARIYLA ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.