Danıştay Kararı 12. Daire 2018/5218 E. 2020/3368 K. 22.10.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2018/5218 E.  ,  2020/3368 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/5218
Karar No : 2020/3368

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde muvazzaf subay olarak görev yapan davacı tarafından, Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hemşirelik Yüksek Okulunda 18 yaşın altında geçen öğrenim süresinin fiili hizmet süresine eklenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nda astsubay sınıf okulu öğrencilerinin iştirakçi olarak anılan Kanunla ilgilendirileceği, yüksek okulu başarı ile bitirerek subaylığa nasbedilenlerin yüksek okulda geçen başarılı eğitim ve öğretim sürelerinin fiili hizmet süresinden sayılacağının düzenlendiği, ancak bu sürelerin fiili hizmet süresinden sayılması konusunda onsekiz yaşından sonraki sürelerin dikkate alınacağına ilişkin bir hükme yer verilmediği, bu itibarla askeri yüksek okul öğrencileri adına emekli keseneği yatırılmasını zorunlu kılan Kanun hükmü değerlendirildiğinde, askeri yüksek okulu bitirerek doğrudan subaylığa nasbedilenlerin, bu okulda geçen sürelerinin fiili hizmet süresinden sayılması için onsekiz yaşını bitirmiş olmaları şartının aranmaması gerektiğinden, davacının, 18 yaşından önce askeri yüksek okulda geçen sürelerinin fiili hizmet süresinden sayılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının askeri yüksek okulda geçen öğrenim süresinin 18 yaşını doldurduğu tarihten itibaren fiili hizmet süresine sayılacağı ve 18 yaşın altında geçen öğrenim sürelerinin fiili hizmet süresinden sayılmasının hukuken mümkün bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Hemşirelik Yüksekokulunu bitirdikten sonra, subaylığa nasbedildiği, 18 yaşından önce Hemşirelik Yüksekokulunda geçen sürelerinin fiili hizmet süresinden sayılması gerekirken, aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : 5434 sayılı Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrasındaki düzenleme gereğince, fakülte ve yüksekokulu bitirerek subaylığa naspedilenlerin, bu fakülte ve yüksekokulda 18 yaşın altında geçen öğrenim sürelerinin fiili hizmet sürelerinden sayılması hukuken mümkün bulunmadığından, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile dava konusu işlemin iptaline ilişkin Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
19/05/1978 tarihinde doğan, 01/09/1994 tarihinde Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hemşirelik Yüksek Okuluna başlayan ve 30/08/1998 tarihinde mezun olan davacı tarafından, askeri yüksek okulda 18 yaşın altında geçen süresinin fiili hizmet süresine eklenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddi üzerine bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 40. maddesinde; genel olarak 18 yaşını tamamlayanların Devlet memuru olabileceği, bir meslek veya sanat okulunu bitirenlerin en az 15 yaşını doldurmuş olmak ve Türk Medeni Kanunu’nun 12 nci maddesine göre kazai rüşt kararı almak şartiyle Devlet memurluklarına atanabileceği kurala bağlanmıştır.
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun “Sandıktan Faydalanacaklar” başlıklı 12. maddesinde, “Bu kanunla tanılan haklardan aşağıda (I) işaretli fıkrada yazılı yerlerde çalışanlardan, Türk uyruğunda olmak ve 18 yaşını bitirmiş bulunmak şartiyle, (II) işaretli fıkrada gösterilenler faydalanırlar.

II – Faydalanacaklar:

j) Milli Savunma Bakanlığı harp okulları öğrencileri;
…” düzenlemesine yer verilmiş olup (II) işaretli fıkranın (j) bendi, 24/07/1965 tarih ve 12057 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 670 sayılı Kanun ile “Harb okulları ile fakülte ve yüksek okullarda Silâhlı Kuvvetler hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askerî öğrenci olanlar” şeklinde; 11/07/1978 tarih ve 16343 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2168 sayılı Kanun ile ise “Harp okulları ile fakülte ve yüksekokullarda Silâhlı Kuvvetler hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askeri öğrenci olanlar; fakülte ve yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra muvazzaf subay nasbedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben muvazzaf subaylığa geçirilenler ve astsubay sınıf okulu öğrencileri” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Anılan Kanun’un 15. maddesinde “Emeklilik keseneği, aşağıda yazılı aylık ve ücret tutarları ile ödeneklerden alınır:

e) Milli Savunma Bakanlığı harb okulları öğrencilerinin almakta oldukları öğrenci aylıkları;
Öğrenci aylıkları ile asteğmen aylıkları tutarları arasındaki farkın keseneği aynı esaslara göre öğrenciler adına dairelerince ödenir.
Bunların 31. madde gereğince emeklilik müddetlerinden indirilen yılları takip eden yıla ait aylıklarından kesenek alınmaz.” düzenlemesine yer verilmiş; yine söz konusu maddede 24/07/1965 tarih ve 12057 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 670 sayılı Kanun ile;
“e) Harb okulları ile fakülte ve yüksek okullarda Silâhlı Kuvvetler hesabına okuyan askerî öğrencilerin, öğrenci harçlıkları ile teğmen aylıkları tutarları arasındaki farkın keseneği aynı esaslara göre öğrenciler adına dairelerince ödenir.
Bunların 31 inci madde gereğince emeklilik müddetlerinden indirilen yılları takibeden yıla ait aylıklarından kesenek alınmaz.” şeklinde değişikliğe gidilmiştir.
Aynı hüküm 11/07/1978 tarih ve 16343 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2168 sayılı Kanun ile bu defa;
“e) Harp okulları ile fakülte ve yüksekokullarda Silâhlı Kuvvetler hesabına okuyanların ve astsubay sınıf okulu öğrencilerinin, öğrenci harçlıkları ile teğmen veya astsubay çavuş aylıkları arasındaki farkın keseneği aynı esaslara göre öğrenciler adına kurumlarınca ödenir.
Bunların 31 nci madde gereğince emeklilik müddetlerinden indirilen yılları takip eden yıla ait aylıklardan kesenek alınmaz.
Fakülte ve yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra muvazzaf subay nasbedilen veya yedeksubaylık hizmetini takiben muvazzaf subaylığa geçirilenlerin, yükseköğrenim süresinin fiili hizmetlerinden sayılması nedeniyle doğacak borçlanma, göreve başladıkları tarihteki teğmen aylığı üzerinden keseneği kendilerince, karşılığı da kurumlarınca verilmek suretiyle T. C. Emekli Sandığına ödenir. Kesenek için tahakkuk eden miktar ilgilinin aylığından dört yıl içinde kesilerek tahsil edilir.” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
5434 sayılı Kanun’un 31. maddesinde, “Fiili hizmet müddeti, iştirakçi veya tevdiatçının 30 uncu madde gereğince bu kanunla tanınan haklardan faydalanmaya başladığı tarihten itibaren tam kesenek vermek suretiyle geçirdiği müddettir.
Ay başlarından sonra vazifeden ayrılanlar için ayrıldıkları ayın tamamı fiilî hizmet müddeti sayılır.
13/11/1943 tarihli ve 4489 sayılı Kanun gereğince aylıksız geçen izin müddetlerinin fiilî hizmet müddeti sayılması, bunlar için son aylık veya ücret, yükselme yapılmış ise, yükselen aylık veya ücret üzerinden 14 üncü maddenin (a) ve (c) fıkraları gereğince her aya ait keseneğin ilgililer tarafından 17 nci maddenin (a) fıkrasında yazılı müddet içinde Sandığa gönderilmesine bağlıdır.
Bu takdirde bunların karşılıkları, Sandığın bildirimi üzerine, kurumlarca ödenir.
Ancak sözü geçen Kanunun 2 nci maddesinin (a) fıkrası gereğince bunlardan başarı ile dönemiyenlerin bu müddetleri fiilî hizmet müddeti sayılmaz.
Harb okullarında her ne sebeple olursa olsun sınıf geçemeyen Millî Savunma Bakanlığı öğrencilerinin fazla öğrenim yılları fiilî hizmet müddetlerinden indirilir.
Bu okulları tamamlayamıyarak ayrılanların buralarda geçen öğrenim müddetleri fiilî hizmet müddeti sayılmaz.
Er olarak silâh altına alınan iştirakçi veya tevdiatçıların eksik aylık veya ücret almak suretiyle geçen müddetleri bu aylık veya ücretlerinin tamamı üzerinden kesenek ve karşılıkları alınmak suretiyle, fiilî hizmet müddeti sayılır.
15 inci maddenin (g) fıkrasında yazılı olanların fiilî hizmet müddetleri yarım hesaplanır.” hükmü yer almış; söz konusu maddenin altıncı fıkrası, 24/07/1965 tarih ve 12057 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 670 sayılı Kanun ile “Harb okulları, fakülte veya yüksek okullarda her ne sebeple olursa olsun sınıf geçemiyen Silâhlı Kuvvetler mensubu askerî öğrencilerin fazla öğrenim yılları fiilî hizmet müddetlerinden indirilir.”; 11/07/1978 tarih ve 16343 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2168 sayılı Kanun ile ise “Harp okulları, fakülte ve yüksekokullar ile astsubay sınıf okullarında her ne sebeple olursa olsun sınıf geçemeyen Silâhlı Kuvvetler mensubu askeri öğrencilerin fazla öğrenim yılları fiili hizmet müddetlerinden derhal indirilir. Fakülte ve yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra muvazzaf subay nasbedilen veya yedek subaylık hizmetini takiben muvazzaf subaylığa geçirilenlerin normal süreyi aşan öğrenim süreleri fiili hizmet müddetinden sayılmaz.” şeklinde değiştirilmiştir.
11/07/1971 tarih ve 13892 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1425 sayılı Kanun ile 5434 sayılı Kanun’a eklenen Ek 21. maddesinde, bir meslek veya sanat okulunu bitirenlerden, Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre kazaî rüşt karan almak suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığına tabi ve öğrenimleri ile ilgili görevlere atananlar hakkında, 5434 sayılı Kanunun 12 nci maddesinde yazılı 18 yaşın bitirilmiş olması şartı aranmayacağı, kurala bağlanmıştır.
11/07/1978 tarih ve 16343 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2168 sayılı Kanun ile anılan Kanun’a eklenen Geçici 170. maddesinde ise; bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce üniversitelerin çeşitli fakülteleri ile yüksekokullarda kendi hesabına öğrenim yaptıktan sonra muvazzaf subay nasbedilenler ile yedek subaylık hizmetini takiben muvazzaf subaylığa geçirilenlerin bitirdikleri fakülte ve yüksekokulun öğrenim süresi, 31 inci maddenin 6 ncı fıkrası hükmü saklı kalmak kaydı ile fiili hizmet süresinden sayılır. Bundan doğacak borçlanma iştirakçiler tarafından muvazzaf subay nasbedildikleri tarihteki teğmen aylığı üzerinden Emekli Sandığına dört yıl içinde ödeneceği hususu düzenlenmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 31/07/1970 tarih ve 1327 sayılı Kanun’la değişik 40. maddesinde genel olarak 18 yaşını tamamlayanların Devlet memuru olabilecekleri, bir meslek veya sanat okulunu bitirenlerin en az 15 yaşını doldurmuş olmak ve Türk Medeni Kanunu’nun 12. maddesine göre kazai rüşt kararı olmak şartıyla Devlet memurluklarına atanabilecekleri, fakülte ve yüksekokulu bitirdikleri tarihte onsekiz yaşını tamamlamamış olanların Türk Medeni Kanunu’nun 12. maddesine göre kazai rüşt kararı almak şartıyla muvazzaf subay olabilecekleri hükmü getirilmiştir.
Personel kanunlarında yapılan bu değişiklikler uyarınca 18 yaşından önce Devlet memuru veya muvazzaf subay olarak atananların emeklilik haklarının sağlanmasına yönelik olarak 11/07/1971 tarih ve 13892 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 1425 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’na Ek 21. maddesi eklenmiş ve böylece 5434 sayılı Kanun’un 12. maddesinde öngörülen ve Sandıktan faydalanmak için aranan “18 yaşın bitirilmiş olması” genel şartının istisnası olarak; Devlet memuru veya muvazzaf subay olarak atanmak için 657 sayılı Kanun gereğince kazai rüşt kararı almak zorunda olan 18 yaşından küçük olan kişilerin, sadece atandıkları Devlet memuru veya muvazzaf subay olarak 18 yaşın altında geçen hizmet sürelerinin, emeklilik hizmet sürelerinde değerlendirilmesi imkanı sağlanmıştır.
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun “Sandıktan faydalanacaklar” başlıklı 12. maddesinin birinci fıkrasında, “Bu Kanunla tanınan haklardan aşağıda (I) işaretli fıkrada yazılı yerlerde çalışanlardan, Türk uyruğunda olmak ve 18 yaşını bitirmiş bulunmak şartıyla, (II) işaretli fıkrada gösterilenler faydalanır” hükmü yer almış, maddenin “II Faydalanacaklar” fıkrasının (j) bendinde de “Milli Savunma Bakanlığı harp okulu öğrencileri” hükmüne yer verilmiş olup, 18 yaşını doldurduktan sonra geçen öğrenim süreleri emeklilikte değerlendirilen harp okullarında veya fakülte ve yüksekokullarda okuyan askeri öğrenciler ile nasp tarihleri aynı olan ancak fakülte veya yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra muvazzaf subay olarak nasbedilenlerin emeklilik haklarının eşitlenmesi amacıyla, fakülte ve yüksekokullarda kendi hesabına okuduktan sonra muvazzaf subay olarak nasbedilenler ile astsubay sınıf okulunu bitirerek nasbedilenlerin, 18 yaşını doldurdukları tarihten sonra geçen başarılı öğrenim sürelerinin de emeklilikte değerlendirilmesine imkan tanınmıştır.

Yapılan bu açıklamalar uyarınca, 5434 sayılı Kanun’un 12. maddesinde düzenlenen 18 yaşını bitirmiş bulunma kuralının, Kanun’un bütününe yönelik, ortak ve genel bir kural olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Öte yandan, 5434 sayılı Kanun’un 2168 sayılı Kanun’la değişik 15. maddesinde 18 yaşın altında harp okulunda geçen süreler için kesenek ve karşılık tahsilatına yönelik ayrıca bir düzenlemeye yer verilmemesi sebebiyle söz konusu madde kapsamında da genel ilke olan 18 yaşını tamamlamış olma koşulunun aranması gerektiği anlaşılmaktadır.
Nitekim, 25/07/2019 tarih ve 30842 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 12/12/2018 tarih ve E:2018/1, K:2018/4 sayılı kararı da, astsubay sınıf okulunu bitirdikten sonra astsubaylığa nasbedilenlerin, astsubay sınıf okulunda 18 yaşın altında geçen sürelerinin fiili hizmet sürelerinden sayılmayacağı yolundadır.
Bu durumda, 5434 sayılı Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrası hükmü karşısında, fakülte ve yüksekokulu bitirerek subaylığa naspedilenlerin, bu fakülte ve yüksekokulda 18 yaşın altında geçen öğrenim sürelerinin fiili hizmet sürelerinden sayılması hukuken mümkün bulunmadığından dava konusu işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davalının temyiz isteminin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.