Danıştay Kararı 12. Daire 2018/4312 E. 2022/448 K. 10.02.2022 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2018/4312 E.  ,  2022/448 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/4312
Karar No : 2022/448

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Trabzon ili, Of ilçesi, … Belde Belediyesinde meclis üyesi olarak görev yapmakta iken belediye başkanının vefatı üzerine belediye meclisi tarafından belediye başkanı seçilerek …. tarihleri arasında anılan görevi yürüten ve 01/02/2014 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince yaşlılık aylığı bağlanan davacının, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun Ek 68. maddesi gereğince görev tazminatı ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 11/06/2014 tarihli işlemin iptali ile görev tazminatı ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; 5434 sayılı Kanun’un Ek 68. maddesinde, belediye başkanlığı görevinde bulunduktan sonra emekliye ayrılanlara iştirakçi olup olmadıklarına bakılmaksızın makam tazminatı ödeneceğinin kurala bağlandığı, bu bağlamda belediye başkanlığı görevinden dolayı ayrıca geçmişe yönelik Sandıkla ilgilendirilmenin makam tazminatı ödenmesi yönünden hukuken gerekli bir şart olmadığı; her ne kadar, davalı idarece, davacının görev tazminatı istemiyle yaptığı başvurusu, 5510 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesi kapsamında değerlendirilerek, seçimle belediye başkanı olmadığından bahisle reddine karar verilmiş ise de, söz konusu yasal düzenlemenin 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 2008 yılından önce belediye başkanı seçilenlere ilişkin olduğu, davacının ise anılan tarihten sonra belediye başkanı seçilerek 30/03/2014 seçimlerine kadar belediye başkanlığı görevine devam ettiği ve 02/01/2014 tarihinde belediye başkanı olarak görev yapmaktayken 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine göre emekliye ayrıldığı anlaşıldığından, belediye başkanlığı sona erdikten sonra emekli maaşına makam tazminatının yansıtılması istemiyle yaptığı başvurunun, seçimle belediye başkanlığı görevini yerine getirmediğinden bahisle reddine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle; dava konusu işlemin iptaline, davacının yoksun kaldığı parasal haklarının başvuruda bulunduğu tarihten itibaren ödenmesine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Emekliye ayrılan belediye başkanlarına ödenmesi gereken makam tazminatı ve buna bağlı olarak temsil ve görev tazminatı koşullarının 5510 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesinin onbirinci fıkrasında belirtildiği, anılan yasal düzenleme gereğince makam tazminatına hak kazanılabilmesi için olağan seçim yoluyla görevin yürütülmesi gerektiği, davacının ise olağanüstü seçim yoluyla belediye başkanlığı görevini yürüttüğü, ayrıca anılan düzenlemenin sadece 2008 yılından önce belediye başkanı olarak görev yapanları ilgilendirdiği, davacının söz konusu Kanun hükmünden yararlanmasının hukuken mümkün bulunmadığı ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Trabzon ili, Of ilçesi, … Belediyesinde meclis üyesi olarak görev yapmakta iken belediye başkanının vefatı üzerine belediye meclisi tarafından belediye başkanı seçilerek … tarihleri arasında anılan görevi yürüten ve 01/02/2014 tarihinden itibaren 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince yaşlılık aylığı bağlanan davacı tarafından, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun Ek 68. maddesi gereğince görev tazminatı ödenmesi talebiyle yapılan başvurunun reddi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu’nun Ek 68. maddesinin birinci fıkrasında, “Makam tazminatı ile yüksek hakimlik tazminatı ödenmesini gerektiren görevlerde toplam iki yıl bulunduktan sonra emekliye ayrılanlara makam veya yüksek hakimlik ve temsil veya görev tazminatlarının bulundukları en üst görevleri esas alınarak ödenir. Makam veya yüksek hakimlik tazminatı ödenmesini gerektiren görevlerde toplam en az iki yıl bulunmadan veya bu görevlerde hiç bulunmadan emekliye ayrılanlara ise, en az altı ay süreyle bulundukları en üst görevleri için belirlenen görev tazminatı veya hizmet yılları itibarıyla belirlenen görev tazminatından yüksek olanı ödenir.” düzenlemesine yer verilmiş; anılan Kanun’un 03/07/2005 tarih ve 5393 sayılı Kanun’un 85. maddesiyle değiştirilen dördüncü fıkrasında ise, “Sandıkça emekli aylığı bağlanan büyükşehir belediye başkanlarına 7000, il belediye başkanlarına 6000, ilçe belediye başkanlarına 3000, diğer belediye başkanlarına 1500 gösterge rakamı üzerinden, bu maddede belirtilen usul ve esaslar dahilinde makam tazminatı, buna bağlı olarak temsil veya görev tazminatı ödenir” kuralına yer verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 101. maddesinde, bu Kanun’da aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği; Geçici 4. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08/06/1949 tarih ve 5434 sayılı Kanun’a göre; aylık, tazminat, harp malullüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08/02/2006 tarih ve 5454 sayılı Kanun’un 1. maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun’da kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunacağı; ikinci fıkrasında, bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçiliği sona erenlerden tahsis talebinde bulunacaklar ile bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis talebinde bulunanlardan işlemleri devam edenler hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı; beşinci fıkrasında, bu madde kapsamına girenlerin aylıkların bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı; onikinci fıkrasında; bu Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönemlere ait 5434 sayılı Kanun’dan kaynaklanan alacakların takip ve tahsil işlemlerinin 5434 sayılı Kanun’un bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili hükümlerine göre Kurumca sonuçlandırılacağı; 108. maddesinde, bu Kanun’un, sayma yoluyla belirtilen maddeleri dışındaki diğer hükümlerinin 2008 yılı Ekim ayı başında yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden; 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanların, 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olacakları ve bunların emeklilikleri bakımından da aynı Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam edileceği; 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise bu Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı, dolayısıyla uyuşmazlıkların da adli yargı yerinde çözümleneceği açıktır.
Dairemizin 14/10/2021 tarih ve E:2018/4312 sayılı ara kararı ile davacının 5434 sayılı Kanun’a tabi hizmetinin bulunup bulunmadığı hususu sorularak 5434 sayılı Kanun ve diğer sosyal güvenlik kanunlarına tabi çalışmalarına ilişkin hizmet sürelerini gösteren bilgi ve belgelerin istenilmesi üzerine, anılan ara kararına cevaben davalı idare tarafından sunulan 09/12/2021 tarihli yazı ekinde yer alan belgelerin incelenmesinden; davacının, 5510 sayılı Kanun’un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendine tabi hizmetinin bulunduğu ve bu kapsamda kendisine 01/02/2014 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, Emekli Sandığına tabi herhangi bir hizmetinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; Bağ-Kur’dan yaşlılık aylığı bağlanan ve 5510 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden sonra belediye başkanı olarak görev yapan davacının Emekli Sandığına tabi iştirakçiliği bulunmaması sebebiyle, 5510 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesi uyarınca 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanamayacağı dikkate alındığında, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde aynı Kanun’un 101. maddesi uyarınca iş mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, esası incelenerek verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Nitekim; … Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı da bu yöndedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptali ile davacının yoksun kaldığı parasal haklarının başvuruda bulunduğu tarihten itibaren ödenmesine ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 10/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.