Danıştay Kararı 12. Daire 2018/3754 E. 2023/370 K. 07.02.2023 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2018/3754 E.  ,  2023/370 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/3754
Karar No : 2023/370

DAVACILAR : 1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
6- …
7- …
DAVALILAR : 1- …
VEKİLİ : …
2- … Bakanlığı (mülga … Başkanlığı)
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : … Bankası A.Ş.’de I. hukuk müşaviri, hukuk müşaviri, kıdemli avukat ve avukat olarak görev yapan davacılar tarafından; 21/07/2017 tarih ve 30130 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yüksek Planlama Kurulunun 18/07/2017 tarih ve 2017/T-7 sayılı kararının 1. maddesinin ikinci fıkrasındaki “avukatlık vekalet ücreti” ibaresi ile aynı fıkranın (c) bendinin iptali istenilmektedir.

DAVACILARIN İDDİALARI : 4456 sayılı Türkiye Kalkınma Bankası Anonim Şirketinin Kuruluşu Hakkında Kanun’un 15. maddesiyle Bankada çalışan personele ödenen aylık ücret, her türlü sosyal yardımlar, zam, tazminat, ödenek veya diğer adlar altında yapılan bütün ödemelerin (ikramiyelerden bir aya isabet eden miktar dahil, yönetim üyeliği ücreti hariç) aylık ortalamasının Yüksek Planlama Kurulunca Banka için tespit edilecek üst sınırı aşamayacağının kurala bağlandığı, dava konusu Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararıyla da, personele ödenecek ücretin üst sınırının belirlendiği; bununla birlikte, 4456 sayılı Kanun’un 15. maddesinde “avukatlık vekalet ücreti” ibaresine yer verilmediği halde, YPK kararıyla ücretin üst sınırının tespitinde avukatlık vekalet ücretinin de dahil edildiği; ayrıca 4456 sayılı Kanun’la Banka için üst limit belirleme yetkisi verilmiş iken, YPK kararının 1. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde 3 ayrı limit belirlendiği, bu hususta YPK’nın yetkisinin bulunmadığı; öte yandan, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinde; dava sonunda, tarifeye dayanılarak karşı tarafa yüklenecek vekâlet ücretinin avukata ait olduğu, bu ücretin, iş sahibinin borcu nedeniyle takas ve mahsup edilemeyeceği, haczedilemeyeceği ve bunun aksinin kararlaştırılamayacağı belirtilerek güvence altına alındığı, Anayasa Mahkemesi kararlarında da vekalet ücretinin avukatın şahsi hakkı olduğunun vurgulandığı; YPK kararı sonrasında, Bankada çalışan avukat, kıdemli avukat, hukuk müşaviri ve I. hukuk müşavirinin yıl sonunda eline geçen ücret toplamının eşitlendiği; 1136 sayılı Kanun’da düzenlenen vekâlet ücretinin davada haksız çıkan tarafa yüklenen yargılama giderlerinden biri olduğu; ödenecek ücretlerin üst sınırının belirlenmesinde dikkate alınan unsurlardan (maaş, ikramiye, temettü gibi) farklılık arz ettiği ve Banka kaynağından ödenmediği dikkate alındığında, avukatların kanunla düzenlenen haklarının YPK kararı ile sınırlandırılmasının üst hukuk normlarına ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI : 21/07/2017 tarih ve 30130 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2017/T-7 sayılı Yüksek Planlama Kurulu (YPK) kararı kapsamına giren kurumların; 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin Geçici 9. ve Ek 1. maddesindeki sayılan kamu iktisadi teşebbüsleri, PTT A.Ş. Genel Müdürlüğü, Kalkınma Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü, İller Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğü ile özelleştirme programında yer alan diğer kuruluşlar olduğu; 527 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 31. maddesiyle kapsama dahil olan kuruluşlarda görevli personelin mali haklarının tespiti ve ücretlerin üst sınırının belirlenmesi hususlarında YPK’ya yetki verildiği; öte yandan, YPK kararı kapsamında olan Kalkınma Bankası A.Ş. Genel Müdürlüğüne ilişkin olarak, 4456 sayılı Türkiye Kalkınma Bankası Anonim Şirketinin Kuruluşu Hakkında Kanun’un 15. maddesinde, personele ödenecek aylık ücret, her türlü sosyal yardımlar, zam, tazminat, ödenek veya diğer adlar altında yapılan bütün ödemelerin aylık ortalamasının (ikramiyelerden bir aya isabet eden miktar dahil, yönetim üyeliği ücreti hariç) YPK tarafından Banka için tespit edilecek üst sınırı aşamayacağının belirtildiği; söz konusu düzenlemede üst sınıra tabi olmayacak ödemeler arasında yönetim kurulu üyeliği ücretine yer verilmekle birlikte, vekâlet ücretine yer verilmediği; dava konusu YPK kararının dayanağı olan mevzuat hükümlerine uygun olarak düzenlendiği ve hukuka aykırı bir yönünün bulunmadığı; nitekim, benzer nitelikteki bir uyuşmazlıkta, Danıştay Onbirinci Dairesinin 05/12/2011 tarih ve E:2010/7716, K:2011/7030 sayılı kararıyla, YPK’nın … tarih ve … sayılı Kararı’nın 2. maddesinin ikinci bendinde yer alan “vekâlet ücreti” ibaresinin iptaline karar verilmiş ise de, söz konusu iptal kararının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 21/01/2015 tarih ve E:2012/2025, K:2015/40 sayılı kararıyla bozulduğu belirtilerek, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacılardan … ve … yönünden feragat nedeniyle “karar verilmesine yer olmadığına”; … , … , … ve … yönünden posta ücretindeki eksikliğin tamamlanmaması nedeniyle “davanın açılmamış sayılmasına”; … yönünden ise “davanın esastan reddine” karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, davacılar tarafından, 21/07/2017 tarih ve 30130 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2017/1 sayılı Devlet Personel Başkanlığı (Kamu İktisadi Teşebbüsleri, Türkiye Kalkınma Bankası Anonim Şirketi, İller Bankası Anonim Şirketinde ve PTT Anonim Şirketinde 2016 ve 2017 Yıllarında Uygulanacak Ücretlerin Tespitine İlişkin Tebliğ) Tebliği içeriğinde yer alan, 18/07/2017 tarih ve 2017/T-7 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararının 1. maddesinin 2. fıkrasında bulunan “avukatlık vekâlet ücreti” ibaresi ile aynı fıkranın (c) bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
4456 sayılı Türkiye Kalkınma Bankası Anonim Şirketinin Kuruluşu Hakkında Kanun’un “Hukuki bünye” başlıklı 1. maddesinde, Bu Kanun ile düzenlenen hususlar dışında özel hukuk hükümlerine tabi ve anonim şirket şeklinde, tüzelkişiliğe sahip, bir kalkınma ve yatırım bankasının kurulduğu, “Banka personeli” başlıklı 15. maddesinin 1, 2, 3. ve 4. fıkralarında, Banka hizmetlerinin gerektirdiği görevlerin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine tabi olmayan sözleşmeli personel eli ile yürütüleceği, banka personelinin hizmete alınmalarının, görev ve yetkilerinin, niteliklerinin, atanma, ilerleme, yükselme, görevden alınma şekillerinin, disiplin esaslarının, yükümlülüklerinin, unvan ve sayılarının Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile çıkarılacak yönetmelik ile düzenleneceği, banka personelinin ücret ile diğer mali ve sosyal hakları ile sözleşme esaslarının Genel Müdürün teklifi ve Yönetim Kurulunun onayı alındıktan sonra Devlet Personel Başkanlığının uygun görüşü üzerine Bakanlar Kurulu Kararı ile belirleneceği, ayrıca Banka personeline çalıştığı günlerle orantılı olarak Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında birer aylık ücret tutarında ikramiyenin ödeneceği, ancak, aylık ücret, her türlü sosyal yardımlar, zam, tazminat, ödenek veya diğer adlar altında yapılan bütün ödemelerin (ikramiyelerden bir aya isabet eden miktar dahil, yönetim kurulu üyeliği ücreti hariç) aylık ortalamasının Yüksek Planlama Kurulunca Banka için tespit edilecek üst sınırı aşamayacağı, banka personelinin, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine tabi olduğu, hizmet sürelerinin değerlendirilmesinin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ile 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacağı kurallarına yer verilmiştir.
Kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıkları ile 22/01/1990 tarih ve 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin kapsamı dışında kalan ve 15/11/2000 tarih ve 4603 sayılı Kanuna tabi olmayan kamu bankalarında çalışan kapsam dışı ve sözleşmeli personel ile bu kuruluşlar ve iştiraklerinin yönetim kurulu başkan ve üyeleri, denetim ve tasfiye kurulu üyeleri ile denetçilerine 2016 ve 2017 yıllarında uygulanacak ücretlerin tespitine ilişkin 18/07/2017 tarih ve 2017/T-7 “Bazı kamu kuruluşlarının 2016 yılı personel ücretleri” başlıklı 1. maddesinin 2. fıkrasında, Kapsam dışı personel ile Posta ve Telgraf Teşkilatı A.Ş. (6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununun 27 nci maddesi kapsamındaki), Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. ve İller Bankası A.Ş. sözleşmeli personeline; aylık ücret, her türlü sosyal yardım, zam, tazminat, ödenek, vekâlet ücreti, avukatlık vekâlet ücreti (6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununun 27 nci maddesi kapsamındaki personel hariç), temettü, prim, ikramiyelerden bir aya isabet eden miktar ve diğer adlar altında yapılan ödemelerin (yönetim kurulu üyeliği ücreti ve ek ödemesi, harcırah, doğum ve ölüm yardımları hariç) brüt aylık ortalamasının; c) bendinde, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş. ve İller Bankası A.Ş.’de; genel müdürler için 11.093-TL’den, genel müdür yardımcıları için 10.239-TL’den, diğer personel için 8.539-TL’den yüksek olamayacağının düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Anılan Yasal düzenlemelerden, idari hizmet sözleşmesi ile istihdam edilen Banka personelinin ücret ve diğer mali haklarının 4456 sayılı Yasada öngörülen esas ve usullere göre Bakanlar Kurulu Kararı ile belirleneceği, hizmet sürelerinin değerlendirilmesi konusunda ise 657 ve 5434 sayılı Yasalara tabi oldukları anlaşılmaktadır. Banka personelinin sözleşme ücretlerinin ve diğer mali haklarının aylık ortalamasının Yüksek Planlama Kurulunca Banka için tespit edilecek üst sınırı aşamayacağı açıktır.
Uyuşmazlığa konu 18/07/2017 tarih ve 2017/T-7 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararının 1. maddesinin 2. fıkrasıyla, personelin ücretlerinin alt ve üst sınırları belirlenirken avukatlık vekalet ücretlerinin de bu sınırlar içine dahil edilmesi nedeniyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Kamu kurum ve kuruluşlarında idare hukuku ilkelerine göre istihdam edilen ve görevleri kurumun taraf olduğu davalarda vekil sıfatı ile kurumu temsil etmek olan kamu avukatlarına ödenen avukatlık vekalet ücretinin genel, düzenli ödeme niteliğinde olmayan temettü, prim, ikramiye vb. ödemelerden herhangi bir farkının bulunmadığı gibi 4456 sayılı Kanunun 15. maddesinde avukatlık vekalet ücreti ayrıca belirtilmemekle birlikte diğer adlar altında yapılan ödemeler denilmek suretiyle kapsamın genişletildiği, istisnaların yer aldığı parentez içi hükümde de avukatlık vekalet ücretinin sayılmaması karşısında, 4456 sayılı Türkiye Kalkınma Bankası Anonim Şirketinin Kuruluşu Hakkında Kanuna istinaden çıkarılan ve dolayısıyla üst hukuk normlarına uygun olduğu anlaşılan uyuşmazlığa konu 18/07/2017 tarih ve 2017/T-7 sayılı Yüksek Planlama Kurulu Kararında ve bu Kararın kamu personeli arasında ücret dengesini sağlamak amacıyla personel sözleşme ücretlerinin alt ve üst sınırlarının belirlendiği ve bu sınırlar içerisine diğer ödemeler yanında avukatlık vekalet ücretinin de dahil edildiği 1. maddesinin 2. fıkrasında hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 02/07/2018 tarih ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca davalılar “Başbakanlık” ve “Devlet Personel Başkanlığı” yerine “Cumhurbaşkanlığı” ve “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı” hasım mevkiine alınmak suretiyle, işin gereği görüşüldü:

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacılar, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.’de I. hukuk müşaviri, hukuk müşaviri, kıdemli avukat ve avukat olarak görev yapmaktadırlar.
21/07/2017 tarih ve 30130 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yüksek Planlama Kurulunun 18/07/2017 tarih ve 2017/T-7 sayılı kararının 1. maddesinin ikinci fıkrasıyla, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.’de görev yapan personele ödenebilecek ücretlerin üst sınırı belirlenmiş olup; ücret üst sınırının kapsamına “avukatlık vekâlet ücreti”nin de dahil olduğu kurala bağlanmıştır.
Bunun üzerine davacılar tarafından, ücret üst sınırının kapsamına “avukatlık vekâlet ücretinin” dahil edilmesinin hukuka aykırı olduğundan bahisle, bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava, davacılardan “… ve … ” yönünden incelendiğinde;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesi ile göndermede bulunulan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307. maddesinde, “feragat” davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış olup; 309. maddesinde feragat beyanının dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılacağı; 310. maddesinde feragat ve kabulün, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği; 311. maddesinde de feragatın kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğuracağı belirtilmiştir.
Davacılardan … ‘ın 19/08/2020 tarihinde, … ‘ın ise 18/09/2020 tarihinde dosyaya ibraz ettikleri dilekçelerle, davadan feragat ettikleri anlaşılmıştır.
Bu durumda, davacılardan … ve … yönünden, feragat nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.

Dava, davacılardan “… … , … ve … ” yönünden incelendiğinde;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6. maddesinin beşinci fıkrasında; “Dava açıldıktan sonra posta ücretinde tebliğ işlemlerinin yapılmasını engelleyecek şekilde azalma olması halinde, otuz gün içinde posta ücretinin tamamlanması daire başkanı veya görevlendireceği tetkik hâkimi, mahkeme başkanı veya hakim tarafından ilgiliye tebliğ olunur. Tebligata rağmen gereği yerine getirilmediği taktirde bildirim aynı şekilde bir daha tekrarlanır. Posta ücreti, süresi içinde tamamlanmazsa dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. Bu kararın tebliğ tarihinden başlayarak üç ay içinde noksanı tamamlanmak suretiyle yeniden işleme konulması istenmediği taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir ve davacıya tebliğ olunur.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, dava açıldıktan sonra posta ücretinin tebligat işlemlerinin yapılmasını engelleyecek şekilde azalması nedeniyle, eksik posta ücretinin otuz gün içinde tamamlanması gerektiği hususunun;
1- Davacı … ‘ya 21/01/2019 tarihli yazı ile 01/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve 14/02/2019 tarihinde de istenilen posta ücretinin yatırıldığı,
2- Davacı … ‘na 21/01/2019 tarihli yazı ile 04/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ancak belirtilen süre içinde eksikliğin tamamlanmaması üzerine 26/02/2021 tarihli müzekkere ile bildirimin tekrarlandığı ve ikinci bildirimin 10/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, buna rağmen eksikliğin süresi içinde tamamlanmadığı,
3- Davacı … ‘a 21/01/2019 tarihli yazı ile 04/02/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ancak belirtilen süre içinde eksikliğin tamamlanmaması üzerine 26/02/2021 tarihli müzekkere ile bildirimin tekrarlandığı ve ikinci bildirimin 10/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, buna rağmen eksikliğin süresi içinde tamamlanmadığı,
4- Davacı … ‘na 26/02/2021 tarihli yazı ile 19/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ancak belirtilen süre içinde eksikliğin tamamlanmaması üzerine 22/06/2021 tarihli müzekkere ile bildirimin tekrarlandığı ve ikinci bildirimin 28/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, buna rağmen eksikliğin süresi içinde tamamlanmadığı,
5- Davacı …’ya 26/02/2021 tarihli yazı ile 10/03/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ancak belirtilen süre içinde eksikliğin tamamlanmaması üzerine 22/06/2021 tarihli müzekkere ile bildirimin tekrarlandığı ve ikinci bildirimin 29/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, buna rağmen eksikliğin süresi içinde tamamlanmadığı,
Bunun üzerine, Dairemizin 30/03/2022 tarih ve E:2018/3754 sayılı kararıyla da “… , …, .. ve …” yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve anılan kararın söz konusu kişilere sırasıyla 06/05/2022, 26/05/2022, 05/05/2022 ve 11/05/2022 tarihlerinde tebliğ edildiği, buna karşın tebliğ tarihinden başlayarak üç ay içinde noksanı giderilmek suretiyle dosyanın yeniden işleme konulmasının istenilmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 6. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca, davacılardan … , …, … ve … yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

Dava, davacılardan “… ” yönünden incelendiğinde;
4456 sayılı Türkiye Kalkınma Bankası Anonim Şirketinin Kurulması Hakkında Kanun’un dava tarihinde yürürlükte olan 15. maddesiyle, banka hizmetlerinin gerektiği görevlerin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine tabi olmayan sözleşmeli personel eliyle yürütüleceği, Banka personelinin ücret ile diğer mali ve sosyal hakları ile sözleşme esaslarının ise Bakanlar Kurulu kararıyla belirleneceği; Banka personeline ödenen aylık ücret, her türlü sosyal yardımlar, zam, tazminat, ödenek veya diğer adlar altında yapılan bütün ödemelerin (ikramiyelerden bir aya isabet eden miktar dahil, yönetim kurulu üyeliği ücreti hariç) aylık ortalamasının ise Yüksek Planlama Kurulunca Banka için tespit edilecek üst sınırı aşamayacağı kurala bağlanmıştır.
Söz konusu düzenlemeye istinaden yürürlüğe konulan Yüksek Planlama Kurulunun 18/07/2017 tarih ve 2017/T-7 sayılı kararının dava konusu 1. maddesinin ikinci fıkrasıyla, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.’nin sözleşmeli personeline; aylık ücret, her türlü sosyal yardım, zam, tazminat, ödenek, vekâlet ücreti, avukatlık vekâlet ücreti, temettü, prim, ikramiyelerden bir aya isabet eden miktar ve diğer adlar altında yapılan ödemelerin (yönetim kurulu üyeliği ücreti ve ek ödemesi, harcırah, doğum ve ölüm yardımları hariç) brüt aylık ortalamasının hiç bir şekilde 2.035,00-TL’den düşük olamayacağı ve genel müdürler için 11.093,00-TL’den, genel müdür yardımcıları için 10.239,00-TL’den, diğer personel için 8.539,00-TL’den de yüksek olamayacağı belirtilmiştir.
Uyuşmazlık, Yüksek Planlama Kurulu kararıyla Banka personeli için belirlenen ücret üst sınırının kapsamına, “avukatlık vekâlet ücretinin” dahil edilip edilemeyeceğinden kaynaklanmaktadır.
Kamu kurum ve kuruluşlarında idare hukuku ilkelerine göre istihdam edilen ve görevleri kurumun taraf olduğu davalarda vekil sıfatı ile kurumu temsil etmek olan kamu avukatlarına ödenen vekâlet ücretinin genel, düzenli ödeme niteliğinde olmayan prim, ikramiye vb. ödemelerden herhangi bir farkının bulunmadığı; ayrıca 4456 sayılı Kanun’un 15. maddesinde ücret üst sınırına tabi olan unsurlar arasında avukatlık vekâlet ücretine açıkça yer verilmemiş ise de, “diğer adlar altında yapılan bütün ödemeler” denilmek suretiyle kapsamın genişletildiği, ücret üst sınırının kapsamına dahil olmayan unsurların yer aldığı parentez içi kısımda da avukatlık vekâlet ücretinin sayılmadığı; dolayısıyla Banka personelinin ücret üst sınırlarının kapsamına avukatlık vekâlet ücretinin de dahil edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, kamu personeli arasında ücret dengesini sağlamak amacıyla 4456 sayılı Kanun’un 15. maddesine istinaden yürürlüğe konulan YPK’nın 18/07/2017 tarih ve 2017/T-7 sayılı kararının, personel ücretlerinin üst sınırlarını düzenleyen ve bu sınırlar içerisine diğer ödemeler yanında “avukatlık vekâlet ücreti”nin de dahil edilmesini öngören 1. maddesinin ikinci fıkrasında ve aynı fıkranın (c) bendinde üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
Nitekim, benzer mahiyetteki uyuşmazlıklarda Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca verilen 30/03/2015 tarih ve E:2012/1327, K:2015/1019 sayılı; 16/05/2022 tarih ve E:2022/623, K:2022/1778 sayılı kararlar da bu yöndedir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. 21/07/2017 tarih ve 30130 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yüksek Planlama Kurulunun 18/07/2017 tarih ve 2017/T-7 sayılı kararının 1. maddesinin ikinci fıkrasındaki “avukatlık vekâlet ücreti” ibaresi ile aynı fıkranın (c) bendinin iptali istemi hakkında;
a. Davacılardan “… ve …” yönünden feragat nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
b. Davacılardan “… , …, … ve …” yönünden DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
c. Davacılardan “… ” yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … -TL yargılama giderinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
3. Posta ücretinin yetersizliği nedeniyle tebligat işlemlerinin resmi hesaptan yapılmasına; toplam … -TL posta giderinden, davacılar tarafından yatırılan … -TL posta ücretinin mahsup edilerek, kalan …-TL (resmi hesaptan harcanan) posta giderinin, resmi hesaptan harcama yapılmasına sebep olan davacılardan “…, … , … ve … “dan (her birinden … -TL olmak üzere) tahsili için vergi dairesine müzekkere yazılmasına,
4. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen … -TL vekâlet ücretinin davacılardan alınarak davalı idarelere verilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 07/02/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.