Danıştay Kararı 12. Daire 2018/3532 E. 2020/3481 K. 04.11.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2018/3532 E.  ,  2020/3481 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/3532
Karar No : 2020/3481

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Başkanlığı – …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Sivil Savunma Dairesinde sivil savunma uzmanı olarak görev yapan davacı tarafından, 05/08/2010 tarih ve 27663 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sivil Savunma Uzmanlarının İdari Statüleri, Görevleri, Çalışma Usul ve Esasları ile Eğitimleri Hakkındaki Yönetmeliğin 5. maddesi uyarınca şube müdürü görev, yetki ve sorumluluğuna sahip olduğundan bahisle, şube müdürleri için öngörülen aylık ve özlük haklarından yararlandırılması talebiyle yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kaldığı parasal haklarının Yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince, kamuda istihdam edilen tüm personel gibi davacının da tüm mali ve özlük haklarının hizmet sınıfı, kadro unvanı, derecesi ile görev ve öğrenim durumuna göre Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kotrol Genel Müdürlüğü’nün memur maaşlarına esas olan 2015 yılına ait Cetvellerine göre yapıldığı, dolayısıyla kanunda açıkca düzenlenmeyen mali ve sosyal hakların yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerle belirlenemeyeceği gibi genişletilmesi ve yaygınlaştırılmasının da mümkün olmadığı, bu nedenle sivil savunma uzmanlarına, Sivil Savunma Uzmanlarının İdari Statüleri, Görevleri, Çalışma Usul ve Esasları ile Eğitimleri Hakkındaki Yönetmelik gerekçe gösterilerek şube müdürlerine ödenen mali ve sosyal hakların verilmesinin mümkün olmadığı sonucuna varıldığından, sivil savunma uzmanı olarak görev yapan davacının anılan Yönetmelik kapsamında şube müdürlerine tanınan mali ve sosyal hakların tarafına verilmesi talebiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, şube müdürünün görev, yetki ve sorumluluklarına sahip olduğu halde, mali ve özlük haklarının uzman statüsü üzerinden sağlandığı, bu durumun hukuka ve hakkaniyete aykırılık teşkil ettiği, eksik inceleme ve araştırma sonucunda verilen kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Davalı idare tarafından, Anayasanın 128. maddesi uyarınca memurların mali ve sosyal haklarının kanun dışında yönetmelik ve diğer alt mevzuatla düzenlenemeyeceği gibi kanunda açıkça düzenlenmeyen bir mali ve sosyal hakkın kamu hukukunun farklı bir alanı olan hiyerarşik konumu düzenleyen bir alt mevzuatın gerekçe gösterilerek genişletilmesi ve yaygınlaştırılmasının mümkün olmadığı, ilgili Yönetmelikte ise, mali ve sosyal haklara ilişkin bir kurala yer verilmemiş olup, sivil savunma uzmanlarının idari statülerinin ve hiyerarşik konumlarının belirlenmesi amacının taşındığı belirtilerek, istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra Başbakanlığa karşı açılan davada, Mahkemece Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının da hasım mevkiine alındığı, ancak 15/07/2018 tarih ve 30479 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4 nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile İçişleri Bakanlığına bağlı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının kurulduğu görülmekle, bu aşamada 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereğince davalı idarelerden Başbakanlığın (Cumhurbaşkanlığı) hasım mevkiinden çıkarılması suretiyle gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının ONANMASINA, 3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.