Danıştay Kararı 12. Daire 2018/2030 E. 2020/3329 K. 21.10.2020 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2018/2030 E.  ,  2020/3329 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/2030
Karar No : 2020/3329

TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNAN TARAFLAR:
(DAVACI) : …’yu Temsilen …
VEKİLİ : Av. …

(DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: KPSS/2004-2 Ek yerleştirme döneminde Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde İstanbul İline hemşire olarak yerleştirilen ancak sınava ortaöğretim düzeyinde girmiş olmasına rağmen sınav tarihi itibariyle yüksekokul mezunu olduğunun anlaşıldığından bahisle ataması yapılmayan davacının, bu işlemin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptali üzerine ataması yapılması gereken tarihten atamasının yapıldığı 25/07/2006 tarihine kadar açıkta geçirdiği süre ile anılan mahkeme kararının Danıştay kararı ile bozulması üzerine görevine son verildiği 24/09/2008 tarihinden neticede iptal ile sonuçlanan dava süreci devam ederken 2010 KPSS neticesinde başka bir kadroya atandığı 21/01/2011 tarihi arasında açıkta geçirdiği sürede mahrum kaldığı maaş ve ek ödemelerin ödenmesi ile Emekli Sandığı kesintilerinin ilgili kuruma yatırılarak özlük haklarının verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve açıkta geçirdiği sürelere ilişkin maaş ve ek ödemelerin ödenmesi ile Emekli Sandığı kesintilerinin ilgili kuruma yatırılarak özlük haklarının verilmesi istenilmiştir.
İdare Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince; bakılan uyuşmazlıkta, her ne kadar davacının, idarece hukuka aykırı şekilde tesis edildiği yargı kararı ile ortaya konulan göreve başlatılmamaya ilişkin işlem nedeniyle açıkta geçirdiği süreler bulunsa bile söz konusu dönemde fiilen çalışmamış ve görev yaptığı kurum ve kuruluşa da fiilen katkı sağlamadığı da açık olduğundan, açıkta geçirdiği dolayısıyla fiilen çalışmadığı süreye ilişkin döner sermaye ek ödemesinden yaralandırılmasına hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davacının açıkta kaldığı sürelere ilişkin döner sermaye ek ödemelerinin tarafına ödenmesi isteminin reddine dair kısmı yönünden davanın reddine, davacının atamasının yapılmamasına ilişkin işlemin neticede hukuka aykırı bulunarak iptal edildiği göz önüne alındığında, idarenin hukuka aykırılığı saptanan işlemden doğan tüm sonuçları ortadan kaldırması, diğer bir anlatımla hukuka aykırılığı yargı kararı ile saptanan “atamama” işlemi nedeniyle ödenmeyen maaşlarının, davacının fiilen göreve başlayabileceği tarihin belirlenmesi bağlamında emsallerinin göreve başladığı tarih esas alınarak bu tarihten davacının atandığı 25.07.2006 tarihine kadar ve davacının görevine son verildiği 24.09.2008 tarihinden yeniden çalışmaya başladığı 21.01.2011 tarihine kadar açıkta geçirdiği süre için, bu süre zarfında başkaca bir gelir elde etmiş ise bu gelir de düşülerek davacıya ödenmesi gerekirken, bu yöndeki talebinin reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin, davacının açıkta kaldığı sürelere ilişkin olarak ödenmeyen maaşlarına ve özlük haklarına ilişkin talebinin reddine dair kısmının iptaline karar verilmiştir.

TARAFLARIN İDDİALARI : Davacı tarafından, döner sermaye ek ödemelerinin tazmini istemi yönünden davanın reddine ilişkin kararın hukuka aykırı olduğu, anılan dönemde hukuka aykırılığı Mahkeme kararıyla ortaya konulan işlem nedeniyle fiilen çalışamadığı, bu hususta kendisinin bir hatasının bulunmadığı ayrıca, personelin çalışsa da çalışmasa da sabit ek ödeme alma hakkının bulunduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idare tarafından, davacının kurum nezdinde talep ettiği süreler bakımından sigortalı herhangi bir çalışmasının mevcut olmadığı, dolayısıyla bu sürelere ilişkin aylık, terfi, derece, kademe ile emekli sandığı kesintilerinin ödenmesinin mümkün olmadığı, işlemin hukuka uygun olduğu ileri sürülmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMASI :
Sağlık Bakanlığı’nın Savunması: Davalı idare tarafından, ek ödeme payının seyyanen ödenmesi gereken bir ücret ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda maktu olarak belirlenen mali hak olarak (maaş gibi) düşünülemeyeceği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Davacının Savunması : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Mahkeme kararının; davacının açıkta kaldığı sürelere ilişkin olarak ödenmeyen maaşlarına ve özlük haklarına ilişkin talebinin reddine dair kısmının onanması, davacının açıkta kaldığı sürelere ilişkin döner sermaye ek ödemelerinin tarafına ödenmesi isteminin reddine dair kısmının ise; Anayasanın 125. maddesi gereğince, davacının, hukuka aykırılığı yargı kararıyla saptanarak iptal edilmiş olan işlemden kaynaklanan zararının idarece tazmini zorunlu olup, davacının “fiilen” çalışamamasının hukuka aykırı bulunan söz konusu işlemden kaynaklandığından, bu işlem sonucu uğradığı zararların bir başka deyişle, doktor olarak çalışmış olsaydı alması gereken ancak alamadığı ek ödemeden doğan zararların davalı idarece tazmini zorunlu olduğu gerekçesiyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava; KPSS/2004-2 Ek yerleştirme döneminde Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü bünyesinde İstanbul İline hemşire olarak yerleştirilen ancak sınava ortaöğretim düzeyinde girmiş olmasına rağmen sınav tarihi itibariyle yüksekokul mezunu olduğunun anlaşıldığından bahisle ataması yapılmayan davacının, bu işlemin … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile iptali üzerine ataması yapılması gereken tarihten atamasının yapıldığı 25.07.2006 tarihine kadar açıkta geçirdiği süre ile anılan mahkeme kararının Danıştay kararı ile bozulması üzerine görevine son verildiği 24.09.2008 tarihinden neticede iptal ile sonuçlanan dava süreci devam ederken 2010 KPSS neticesinde başka bir kadroya atandığı 21.01.2011 tarihi arasında açıkta geçirdiği sürede mahrum kaldığı maaş ve ek ödemelerin ödenmesi ile Emekli Sandığı kesintilerinin ilgili kuruma yatırılarak özlük haklarının verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ve açıkta geçirdiği sürelere ilişkin maaş ve ek ödemelerin ödenmesi ile Emekli Sandığı kesintilerinin ilgili kuruma yatırılarak özlük haklarının verilmesi istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
T.C. Anayasası’nın 125. maddesinde, idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğu belirtilmiştir.
Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararların Sonuçları” başlıklı 28.maddesinde; Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idarenin, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecbur olduğu, bu sürenin hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemeyeceği, Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve manevi tazminat davası açılabileceği kuralına yer verilmiştir.
209 sayılı Sağlık Bakanlığına Bağlı Sağlık Kurumları ile Esenlendirme (Rehabilitasyon) Tesislerine Verilecek Döner Sermaye Hakkında Kanunun 5.maddesinin 2.fıkrasında; “Personelin katkısıyla elde edilen döner sermaye gelirlerinden, döner sermayeli sağlık kurum ve kuruluşlarında görevli olan memurlar ile bu kurum ve kuruluşlarda 10/7/2003 tarihli ve 4924 sayılı Kanun uyarınca sözleşmeli olarak istihdam edilen sağlık personeline ve 13/12/1983 tarihli ve 181 sayılı Sağlık Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 3 üncü maddesine göre istihdam edilen sözleşmeli personele mesai için veya mesai dışı ayrımı yapılmaksızın ek ödeme yapılabilir. Sağlık kurum ve kuruluşlarında Bakanlıkça belirlenen hizmet sunum şartları ve kriterleri de dikkate alınmak suretiyle, bu ödemenin oranı ile esas ve usulleri; personelin unvanı, görevi, çalışma şartları ve süresi, hizmete katkısı, performansı, serbest çalışıp çalışmaması ile muayene, ameliyat, anestezi, girişimsel işlemler ve özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas alınarak Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Sağlık Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.” hükmü yer almıştır

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, temyize konu Mahkeme kararının maaş ve özlük haklarının ödenmesi istemine ilişkin kısmında 49. maddede belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, kararın bu kısmına yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Kararın, döner sermaye ek ödemelerine ilişkin kısmına gelince;
Anayasanın 125. maddesinde; İdarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Bir idari işlemin yargı kararıyla iptal edilmesi halinde, söz konusu kararın, dava konusu işlemin tesis edilmesi sırasında unsurlarında bulunan sakatlıkları saptadığı, işlemi yapıldığı andan başlayarak ortadan kaldırdığı, bu özelliği nedeniyle geriye yürüyen sonuçlar doğurduğu, başka bir anlatımla, işlemin tesis edildiği tarihten önceki hukuki durumun geçerliliğini sağladığı idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
İdareler, iptal kararlarının amaç ve kapsamına göre yeni bir işlem ya da işlemler tesis etmek, iptal edilen idari işlemden doğan tüm sonuçları ortadan kaldırmak (idari işlemin hiç tesis edilmemiş sayılması ilkesinin gereği olarak), önceki hukuki durumun geçerliliğini sağlamakla yükümlüdürler.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 23.11.2002 tarihinde yapılan 2002 KPSS-SB sınav sonuç belgesi ile 2004/2 ek yerleştirmesi neticesinde Sosyal Sigortalar Kurumu Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü Taşra Teşkilatı olan İstanbul İline hemşire olarak yerleştirildiği, ancak bahsi geçen sınava yüksekokul mezunu olmasına rağmen ortaöğretim düzeyinde girmiş olması sebebi ile atamasının yapılmaması üzerine bu işlem aleyhine açılan davada … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile işlemin iptaline karar verildiği, iptal kararı üzerine davacının … tarih ve … sayılı Sağlık Bakanlığı işlemi ile İstanbul Süleymaniye Doğum ve Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesine hemşire olarak atanmasının yapıldığı, 25.07.2006 tarihinde göreve başlayan davacının … İdare Mahkemesinin anılan kararının Danıştay 12. Dairesinin 06.06.2008 tarih ve E: 2006/4948 K: 2008/3343 sayılı kararı ile bozulması üzerine açıktan atama onayının iptal edilmesi nedeniyle 25.9.2008 tarihinde görevinden ayrıldığı; bozma kararına uyarak davayı reddeden … Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının Daniştay 12. Dairesinin 24.06.2011 tarih ve E:2009/5157, K:2011/3499 sayılı kararı ile bozulmasını takiben de … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K: … sayılı karar ile de söz konusu işlemin iptal edildiği, ancak davacının bu arada KPSS/2011-3 yerleştirme sonuçlarına göre Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesine sözleşmeli olarak atanarak 21.01.2011 tarihinde görevine başladığı; iptal kararı üzerine de, atamasının yapılması gereken tarihten atamasının yapıldığı 25.07.2006 tarihine kadar açıkta geçirdiği süre ise anılan mahkeme kararının Danıştay kararı ile bozulması üzerine görevine son verildiği 24.9.2008 tarihinden neticede iptal ile sonuçlanan dava süreci devam ederken başka bir kadroya atandığı 21.01.2011 tarihi arasında açıkta geçirdiği sürede mahrum kaldığı maaş ve ek ödemelerin ödenmesi ile Emekli Sandığı kesintilerinin ilgili kuruma yatırılarak özlük haklarının verilmesi istemiyle davalı idareye yaptığı 05.12.2013 tarihli başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddini takiben de görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdare, iptal kararının amaç ve kapsamına göre yeni bir işlem ya da işlemler yapmak, iptal edilen idari işlemden doğan tüm sonuçları ortadan kaldırmakla yükümlü olup, iptal edilen işlem nedeniyle uğranılan zararların tazmini de bu kapsamda yer almaktadır. Dolayısıyla, hukuka aykırılığı yargı kararıyla saptanarak iptal edilen işlem nedeniyle fiilen görev yapamadığı açık olan davacının, bu işlem sonucu uğradığı zararların davalı idarece tazmini zorunludur.
Bu durumda, dava konusu olayda; Anayasanın 125. maddesi gereğince, davacının hukuka aykırılığı yargı kararıyla saptanarak iptal edilmiş olan işlemden kaynaklanan zararının idarece tazmini zorunlu olup, davacının “fiilen” çalışamaması hukuka aykırı bulunan söz konusu işlemden kaynaklandığından, bu işlem sonucu uğradığı maddi zararın bir başka deyişle, hemşire olarak çalışmış olsaydı alması gereken ancak alamadığı ek ödemeden doğan zararların davalı idarece tazmini zorunlu olduğundan, davacının bu yöndeki başvurusunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının, dava konusu işlemin davacının açıkta kaldığı sürelere ilişkin olarak ödenmeyen maaşlarına ve özlük haklarına ilişkin talebinin reddine dair kısmının iptaline, maaş ve özlük haklarının ödenmesi isteminin kabulüne ilişkin kısmının ONANMASINA;
2. Davacının temyiz isteminin kabulü ile davanın döner sermaye ek ödemelerine yönelik kısmının reddine ilişkin bölümünün BOZULMASINA,
3. Dosyanın bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.