Danıştay Kararı 12. Daire 2016/8830 E. 2017/126 K. 02.02.2017 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2016/8830 E.  ,  2017/126 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/8830
Karar No : 2017/126

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … tarihli ve … sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare mahkemesince verilen karardan sonra adli yargı yerince yeniden yapılan yargılama sonucu ortaya çıkan yeni hukuki durum göz önüne alındığında tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından temyiz isteminin kabulü ile anılan kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava; … İlkokulu’nda öğretmen olarak görev yapan davacının, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan yargılanması sonucu para cezası ile cezalandırılması üzerine 657 sayılı Kanun’un 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin 12/11/2014 tarihli ve 5262439 sayılı işlemin iptali ve mahrum kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, … İlkokulu’nda öğretmen olarak görev yapan davacı hakkında, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçuyla ilgili kesinleşen hükümlülüğünün 657 sayılı Kanun’un 48/A-5 maddesinde memurluğa engel olarak belirtilen ve sonuç olarak ismen teker teker sayılan suçlar (güveni kötüye kullanma) kapsamında olduğu ve davacının bu mahkumiyeti nedeniyle 657 sayılı Kanun’un 48/A-5 ve 98/b maddelerinde öngörülen memuriyette aranan şartları sonradan kaybettiğinden bahisle görevine son verilmesine ilişkin dava konusu işlemde mevzuata aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 23/01/2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanun’un 317. maddesiyle değişik 48/A-5 maddesinde Devlet Memurluğuna alınacaklarda aranacak genel şartlar arasında, “Türk Ceza Kanunu’nun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak” hükmüne yer verilmiştir.
657 sayılı Kanun’un 98/b maddesinde ise, Devlet memurlarının, memurlukları sırasında memurluğa alınma şartlarından herhangi birini kaybetmeleri durumunda memurluklarının sona ereceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelemesinden; … İlkokulu’nda öğretmen olarak görev yapan davacının hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan yargılaması sonucu … 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarihli ve … sayılı kararıyla 3.000,00 TL para cezası ile cezalandırıldığı ve bu kararının temyiz edilmeden kesinleştiği, anılan karar uyarınca davacının 657 sayılı Kanun’un 48/A-5 ve 98/b maddelerinde öngörülen memur olma şartlarını sonradan kaybettiğinden bahisle ‘nın 14/11/2014 tarihli ve 190037 sayılı işlemi ile görevine son verildiği, davacı tarafından kesinleşen adli yargı kararına karşı 04/06/2015 tarihinde yeniden yargılanma talebinde bulunulduğu, aynı Mahkemece yargılanmanın yenilenmesi talebinin reddedilmesine ilişkin itirazın … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … tarihli ve … Değişik İş sayılı kararıyla kabul edilmesi üzerine yeniden yapılan yargılama sonucu … 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … tarihli ve… sayılı kararı ile davacının sunmuş olduğu arsa satış sözleşmesinin incelenmesinden, dava konusu alım satım işleminin hukuki ilişki çerçevesinde gerçekleştiği, olayın tamamen bir hukuki ihtilaf kapsamında kaldığı, karşılıklı beyanların da birbirini doğrular nitelikte olduğu, tüm bu nedenlerle davacının üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine karar verildiği ve bu kararın 10/03/2016 tarihinde keşinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davacı hakkında “güveni kötüye kullanma” suçuyla ilgili yapılan yargılama sonucu verilen cezanın, yeniden yapılan yargılama sonucu ortadan kaldırılırak davacının beraatine karar verilmiş olduğu hususu dikkate alındığında, ortaya çıkan bu yeni hukuki durum nedeniyle davacının görevine son verilmesine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından İdare Mahkemesi kararının bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 02/02/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.