Danıştay Kararı 12. Daire 2016/11200 E. 2019/7766 K. 17.10.2019 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2016/11200 E.  ,  2019/7766 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/11200
Karar No : 2019/7766

TEMYİZ EDEN (DAVACI: …
KARŞI TARAF (DAVALI): Adalet Bakanlığı
VEKİLİ: Av. …
İSTEMİN KONUSU: …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: İnfaz ve koruma memurluğu öğrenciliğine geçici kabulü yapılan davacının, güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle geçici kabulünün iptal edilerek ilişiğinin kesilmesine ilişkin … Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının 18/04/2014 tarih ve … sayılı kararı ile bu kararın onaylanmasına ilişkin Adalet Bakanlığının 15/05/2014 tarih ve 3818 sayılı işleminin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince; davacının hakaret ve iki ayrı kasten yaralama suçundan dolayı almış olduğu hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu olan olayların, yapacağı görevin özelliği ve fiillerinin niteliği göz önüne alındığında, davacı hakkındaki güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlanmasına neden olacak nitelikte bulunduğu ayrıca davacının, sınav başvuru formu ile güvenlik soruşturması formunda, hakkında devam eden yargılama ya da verilmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığını belirtmek suretiyle gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu gerekçesiyle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, infaz ve koruma memurluğu öğrenciliğine geçici kabulünün yapılmasının ardından üniversite öğrenimine son verdiği için mağduriyete uğradığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının hukuki niteliği gözönünde bulundurulmaksızın verilen İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …’UN DÜŞÜNCESİ : Davacının gerçekleştirmiş olduğu hakaret ve kasten yaralama eylemleri, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Yönetmeliği’nin 11. maddesinde sayılan engel hallerinden hiçbirisine uymadığından, dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığı, bu nedenle davacının temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının, devam eden yargılama ya da mahkumiyet hükmü olarak değerlendirilmesine hukuki imkan bulunmadığından, İdare Mahkemesinin, davacının, sınav başvuru formu ile güvenlik soruşturması formunda, hakkında devam eden yargılama ya da verilmiş bir mahkumiyet kararı bulunmadığını belirtmek suretiyle gerçeğe aykırı beyanda bulunarak idareyi yanılttığı yönündeki gerekçesinde hukuki isabet bulunmamakla birlikte bu husus ve temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen GEREKÇENİN ÇIKARILMASI SURETİYLE ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17/10/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava, infaz ve koruma memurluğu öğrenciliğine geçici kabulü yapılan davacının, güvenlik soruşturmasının olumsuz sonuçlandığından bahisle geçici kabulünün iptal edilerek ilişiğinin kesilmesine ilişkin … Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığının 18/04/2014 tarih ve … sayılı kararı ile bu kararın onaylanmasına ilişkin Adalet Bakanlığının 15/05/2014 tarih ve 3818 sayılı işleminin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal ve özlük haklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması” başlıklı 231. maddesinin beşinci fıkrasında; “Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder.”, onüçüncü fıkrasında ise “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından istenmesi halinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.” düzenlemesi yer almıştır.
Öte yandan, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 6. maddesinin birinci fıkrasında; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak mahkeme, hâkim, askerî hâkim, Cumhuriyet Başsavcılığı veya askerî savcılık tarafından istenmesi halinde verilmek üzere kaydedileceği hükme bağlanmıştır.
Her ne kadar 4045 sayılı Güvenlik Soruşturması, Bazı Nedenlerle Görevlerine Son Verilen Kamu Personeli ile Kamu Görevine Alınmayanların Haklarının Geri Verilmesine ve 1402 Numaralı Sıkıyönetim Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun’un 1. maddesine, 18/10/2018 tarih ve 7148 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile eklenen ikinci fıkra ile güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapmakla görevli birimlere, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin onüçüncü fıkrası kapsamında tutulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları ile ilgili kayıtlara ulaşma yetkisi tanınmışsa da dava konusu işlem tarihinde anılan düzenlemenin henüz yürürlüğe girmemiş olması nedeniyle bu davaya uygulanma imkanı bulunmadığı açık olduğundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin beşinci fıkrasının son cümlesi uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının sanık hakkında hukuki sonuç doğurmayacağı, dolayısıyla dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibarıyla kamu görevine atanmada gözönünde bulundurulamayacağı sonucuna ulaşılmaktadır.
Bu nedenle davacı hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına ve bu kararlara konu olan eylemlere dayanılarak davacının güvenlik soruşturmasının olumsuz olduğundan bahisle geçici kabulünün iptal edilmesine ve ilişiğinin kesilmesine ilişkin dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmadığından, İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği görüşüyle Daire kararına katılmıyorum.