Danıştay Kararı 12. Daire 2015/3412 E. 2015/4807 K. 16.09.2015 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2015/3412 E.  ,  2015/4807 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/3412
Karar No : 2015/4807

Temyiz İsteminde Bulunan(Davalı):
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
Dava, KPSS 2011/2 sonuçlarına göre İçişleri Bakanlığı genel idare hizmetleri sınıfında boş bulanan programcı kadrosuna yerleştirilen davacının, atama şartlarına haiz olmadığı gerekçesiyle atamasının yapılmamasına ilişkin 21/03/2012 tarih ve 5335 sayılı yazı ile bildirilen … Bakanlığı Sınav Değerlendirme Komisyonu’nun 20.03.2012 tarih ve 07 no’lu işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare mahkemesince, KPSS 2011/2 sonuçlarına göre programcı kadrosuna yerleştirilen ve Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’ne yaptırılan tetkik sonucunda, hırsızlık suçundan hükümlü olan ve hakkında memnu hakların iadesi kararı verilen davacının, atama şartlarına haiz olmadığı nedeniyle atamasının yapılmamasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun memuriyete alınmanın özel ve genel şartlarını düzenleyen 48. Maddesinin A/5. bendinde, ”Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile, kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından mahkûm olmamak.” Devlet memurluğuna atanmada genel şartlar arasında sayılmıştır.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma” başlıklı 53. maddesinde, kişinin, kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkûmiyetin kanuni sonucu olarak; sürekli, süreli veya geçici bir kamu görevinin üstlenilmesinden; bu kapsamda, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliğinden veya Devlet, il, belediye, köy veya bunların denetim ve gözetimi altında bulunan kurum ve kuruluşlarca verilen, atamaya veya seçime tâbi bütün memuriyet ve hizmetlerde istihdam edilmekten yoksun bırakılacağı, aynı maddenin 2. fıkrasında da, kişi, işlemiş bulunduğu suç dolayısıyla mahkûm olduğu hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar bu hakları kullanamayacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının, Asliye Ceza Mahkemesi’nin 22.07.1988 tarihli kararıyla hırsızlık suçundan dolayı 1 sene hapis cezası ile cezalandırıldığı, takibat başlamadan çaldığı eşyaları iade ettiği anlaşıldığından cezasının takdiren 2/3 oranında indirilerek 4 ay müddetle hapis cezası ile cezalandırıldığı, bu cezanın Asliye Ceza Mahkemesince 36.00,00-TL ağır para cezasına çevrildiği, anılan mahkemece cezasının teciline karar verildiği, daha sonra Ağır Ceza Mahkemesinin 10.07.1997 tarihli kararıyla memnu hakların iadesine hükmedildiği, KPSS 2011/2 Kamu Personel Seçme Sınavı Sonuçlarına göre İçişleri Bakanlığı Genel İdare Hizmetleri sınıfında boş bulanan programcı kadrosuna yerleştirilen davacının, Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’ne yaptırılan tetkik sonucunda, hırsızlık suçundan hükümlü olduğundan, atama şartlarına haiz olmadığı gerekçesiyle atamasının yapılmamasına ilişkin işlemin tesis edildiği, anılan işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde, kişilerin kasten işlemiş oldukları suçlardan ötürü belli hakları kullanmaktan yasaklı olacağı, bu yasaklar arasında bir kamu görevinin üstlenilmesinden yoksun bırakılmanın da bulunduğu, ancak Türk Ceza Kanunu’na göre bu yasakların, mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar sürebileceği belirtilmiş olmakla birlikte, bu konuda özel Kanun olan 657 sayılı Kanun’un 48/A-5 maddesindeki açık düzenleme dikkate alındığında, bu maddede sayılan hırsızlık suçundan mahkum olanların artık hiç bir şekilde memuriyete atanmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Her ne kadar, idare mahkemesince, hırsızlık suçundan hükümlü olan ve hakkında memnu hakların iadesi kararı verilen davacının, atama şartlarına haiz olduğundan atamasının yapılmamasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ise de, memnu hakların iadesi kararı alınmasının 657 sayılı Kanun’un 48/A-5. maddesinde sayılan yüz kızartıcı suçlar dışında kalan suçlar bakımından Devlet memuru olabilme koşulları yönünden ehliyetsizliği geleceğe dönük olarak ortadan kaldırmakta olduğu ve hırsızlık suçundan hükümlü olan davacının kamu görevlerine alınmasına yönelik hak yoksunluğunun devam ettiğinin açık olduğu hususları göz önüne alındığında, dava konusu işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 16/09/2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

(X)KARŞI OY : Davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği oyuyla, mahkeme kararının bozulması yolunda verilen karara katılmıyorum.