Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2015/2501 E. , 2015/5077 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/2501
Karar No : 2015/5077
Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : …İdare Mahkemesince verilen …. tarihli ve E:…, K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare mahkemesi kararının gerekçe değiştirilerek onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği düşünüldü:
Dava; … 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/C maddesi uyarınca geçici personel olarak görev yapan davacının, 17.12.2012 tarihli ve 2012/4126 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 8.maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin 18, 19 ve 21 numaralı alt bentlerinde belirtilen fiilleri işlediği ileri sürülerek sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin 31.01.2014 tarihli ve 135 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, hizmet sözleşmesinin sona erdirilmesine neden olan eylemleri ile ilgili olarak davacının ifadesi ve savunması alınmakla birlikte, olaylarla ilgili bulunan şirket ve şahısların ifadelerinin alınmadığı, onlar nezdinde araştırma yapılmadığı, buna karşın davacı tarafından görev yerine gittiğine ilişkin ilgili şirketlerden alınan belgelerin sunulduğu, bu belgelerin aksini ortaya koyan herhangi bir bilgi veya belgenin davalı idare tarafından dava dosyasına sunulmadığı, dolayısıyla isnat edilen fiilleri işlediği hususu somut bilgi ve belgelerle ortaya konulmaksızın davacının hizmet sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
… 2014 Yılında Geçici Personel Çalıştırılması İle Kurum Dışından Görevlendirilecek Kamu Personeline İlişkin Usul ve Esasların Belirlenmesi ve Ödenecek Ücretlere Dair Kararın “sözleşmenin sona ereceği haller” başlıklı 8/1-a maddesinde; bu Karar gereğince istihdam edilecek geçici personelin sözleşmelerinin; bu bendin 1 ila 15 inci alt bentlerinde yer alan fiil ve hallerden herhangi birini bir sözleşme dönemi içinde iki kez, 16 ila 27 nci alt bentlerinde yer alan fiil ve hallerden herhangi birini bir sözleşme dönemi içinde bir kez işlediğinin tespit edilmesi halinde sözleşme döneminin bitimi beklenmeksizin hemen sona erdirileceği, anılan maddenin 1/a-18 alt bendinde, görevle ilgili konularda amirlere yalan ve yanlış beyanda bulunmanın, 19. alt bendinde, hizmet içinde görevin gerektirdiği itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikle davranışlarda bulunmanın, 21. alt bendinde de, gerçeğe aykırı kayıt, rapor ve belge düzenleyen geçici personelin sözleşmelerinin sona erdirileceği hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı ile arasında imzalanan 2014 yılı hizmet sözleşmesi ile davacının, Kurumun Ankara Bölge Müdürlüğü’nde 03.01.2014-30.12.2014 tarihleri arasında geçici personel olarak istihdam edildiği, Ankara Bölge Müdürlüğü’nde görevli personel tarafından verilen geçici görev yolluk bildirimleri ile personellerin kendilerine ait teslim tutanaklarının bulunduğu koçanların karşılaştırılması neticesinde, personelin otobüsle görevli oldukları ilçelere gittiklerini beyan etmelerine rağmen, bildirdikleri günlerde ilçelere gidildiğine dair hiçbir belgenin bulunmaması üzerine yapılan soruşturma sonucu düzenlenen raporda; davacının 11.07.2013 tarihli ve 237 sayılı onay ile görevlendirildiği Akyurt ve Kazan İlçelerine, 24.05.2013 tarihli ve 190 sayılı onay ile görevlendirildiği Akyurt İlçesine, 15.04.2013 tarihli ve 144 sayılı onay ile görevlendirildiği Kazan İlçesine, 06.03.2013 tarihli ve 92 sayılı onay ile görevlendirildiği Akyurt İlçesine, 18.02.2013 tarihli ve 62 sayılı onay ile görevlendirildiği Çubuk İlçesine gitmediği halde gittiğini beyan etmek suretiyle haksız görev yolluğu alma eyleminde bulunduğunun belirtildiği, davacı ile aynı eylem isnadında bulunulan ve Kurumda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/A maddesi kapsamında görev yapan personelin bu eylemleri nedeniyle, 657 sayılı Kanun’un 125/C-(d), 125/C-(ı) ve 125/D-(f) maddelerini ihlal ettikleri, ancak; “işlediği bir eylem ile Yasanın çeşitli kurallarını çiğneyen kimseye en ağır cezanın öngörüldüğü hükmün uygulanması gerektiği” kabul edildiğinden, “kademe ilerlemesinin durdurulması cezası” ile cezalandırılmalarının önerildiği, davacının ise dava konusu 31.01.2014 tarihli ve 135 sayılı işlem ile Türkiye İstatistik Kurumunda 2014 Yılında Geçici Personel Çalıştırılması İle Kurum Dışından Görevlendirilecek Kamu Personeline İlişkin Usul ve Esasların Belirlenmesi ve Ödenecek Ücretlere Dair Kararın 8. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin 18,19 ve 21 numaralı alt bentlerinde sayılan fiilleri işlediği kanaati ile sözleşmesinin feshedildiği görülmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun birinci maddesinin ilk iki fıkrasında; bu Kanunun, Genel ve Katma Bütçeli Kurumlar, İl Özel İdareleri, Belediyeler, İl Özel İdareleri ve Belediyelerin kurdukları birlikler ile bunlara bağlı döner sermayeli kuruluşlarda, kanunlarla kurulan fonlarda, kefalet sandıklarında veya Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüklerinde çalışan memurlar hakkında uygulanacağı, sözleşmeli ve geçici personel hakkında bu Kanunda belirtilen özel hükümlerin uygulanacağı belirtilmiş; 4/C maddesinde de geçici personel; “Bir yıldan az süreli veya mevsimlik hizmet olduğuna Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşlerine dayanılarak Bakanlar Kurulunca karar verilen görevlerde ve belirtilen ücret ve adet sınırları içinde sözleşme ile çalıştırılan ve işçi sayılmayan kimselerdir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Görüldüğü üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 4/C maddesi ile geçici personelin, memurlardan farklı olarak, bir yıldan az süreli sözleşme ile istihdam edilen kamu hizmeti görevlisi olarak kabul edildiği, memuriyet statüsünden farklı bir statü olarak oluşturulduğu, istihdam koşulları yönünden idareye tanınan takdir yetkisi ölçüsünde, aynı hukuksal durumda olmadıkları memurlardan farklı düzenlemeler yapılmasının mümkün hale getirildiği, bu yetkinin ise sadece Bakanlar Kurulu’na ait olduğu anlaşılmaktadır.
Bu doğrultuda, memurlarla aynı işi yapsalar da 657 sayılı Kanun gereğince statüsü, çalıştırılma amacı, süresi, hakları ve yükümlülükleri Devlet memurlarından farklılık arzeden geçici personelin istihdam koşulları ile ilgili olarak, yine 657 sayılı Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak her yıl yayınlanan Bakanlar Kurulu kararlarında, 657 sayılı Kanun’un memurlar için öngördüğü koşullardan farklı düzenlemelere gidilmiştir. Dolayısıyla, 657 sayılı Kanun’un 4/C maddesi ile ilgili uyuşmazlıkların yargı mercilerince çözümünde, 657 sayılı Kanun’un memurlarla ilgili hükümlerinin doğrudan uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Bununla birlikte bu hükümlerin referans norm olarak alınmasına hukuken bir engel de bulunmamaktadır.
Bir başka ifadeyle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yer alan düzenlemelerin, anılan Kanun’un 4/D maddesi kapsamında çalışan işçiler için uygulanması mümkün olmamakla birlikte, Kanun’un 4/B maddesi kapsamında görev yapan sözleşmeli personel ile 4/C maddesi kapsamında görev yapan geçici personel hakkında referans norm olarak uygulanabileceği açıktır.
Nitekim; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 17.06.2013 tarihli, YD İtiraz No:2013/357 sayılı kararında; 657 sayılı Kanun hükümlerinin anılan Kanun’un 4/B maddesi kapsamında istihdam edilen sözleşmeli personel için doğrudan uygulanmasının söz konusu olamayacağı, ancak “referans norm” olarak dikkate alınabileceği hükme bağlanmıştır.
Bu açıklamalar kapsamında dava konusu uyuşmazlık değerlendirildiğinde; davacıya isnat edilen fiillerin, “referans norm” olarak dikkate alınabilecek olan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinde sayılan ve “Devlet memurluğundan çıkarma” cezasını gerektiren fiil ve haller içerisinde yer almadığı kanaatine varıldığından, davacının “görevini sonlandıran” sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Bu durumda; İdare Mahkemesi’nce, isnat edilen fiillerin davacı tarafından işlendiği hususu somut bilgi ve belgelerle ortaya konulmaksızın davacının hizmet sözleşmesinin feshedilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle iptaline dair verilen kararın gerekçesinde isabet bulunmamakta ise de; karar sonucu itibariyle yerindedir.
Açıklanan nedenlerle; davalı idarenin temyiz isteminin reddine, Mahkeme kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile sonucu itibariyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 08/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.