Danıştay Kararı 12. Daire 2015/1556 E. 2019/3149 K. 29.04.2019 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2015/1556 E.  ,  2019/3149 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/1556
Karar No : 2019/3149

TEMYİZ EDEN (DAVALI) :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF (DAVACI) :

İSTEMİN KONUSU : …. İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: nde … olarak görev yapan davacının, TSE Personel Yönetmeliği’nin 109/D-(j) maddesi uyarınca “3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 22.03.2013 tarihli ve 168 sayılı işlemin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının … Başkanlık Makamına vermiş olduğu dilekçesinde yer verdiği değerlendirme ve ifadelerin hak arama özgürlü ile bağlantılı olarak şikayet hakkı kapsamında kaldığı, değerlendirmelerin hakaret olarak nitelenmesine ve davacının disiplin cezasıyla cezalandırılmasına hukuki olanak bulunmadığı, davacıya benzer konuda daha önce veriliş olan ve yeterli düzeyde bir inceleme ve değerlendirmeye yer verilmemiş olan cevabi yazıda tüm iş ve işlemlerin mevzuata uygun yapıldığının belirtilmiş olmasının sonucu değiştirmeyeceği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle işlem hukuka aykırı bulunarak, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davalı idare tarafından, davacının asılsız iddialarda bulunarak birçok enstitü personelini töhmet altında bıraktığı, bu iddialar sonucunda hiçbir makam tarafından işlem yapılmasının dahi teklif edilmediği, bu durumun personelin performansını ve motivasyonunu düşürerek çalışma barışını bozduğu, bu başvuruların hak arama özgürlüğü sınırlarını aştığı soruşturma raporu doğrultusunda, objektif kıstaslarla ve ilgili mevzuat çerçevesinde işlem tesis edildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Mahkeme kararının sonucu itibarıyla onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Davacının … Başkanlık makamına hitaben yazmış olduğu 21.05.2012 tarihli yazıda öne sürdüğü iddialar hakkında yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen Rehberlik ve Denetim Kurulu Başkanlığı’nın 31.10.2012 tarihli ve … sayılı soruşturma raporunda, davacının 21.05.2012 tarihli yazıda ve ifade tutanaklarında ileri sürdüğü iddiaların 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “iftira” başlıklı 267’nci maddesinde tanımlanan iftira suçuna girdiği, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan iftira suçu ile hakaret suçunun benzer nitelikte ve ağırlıkta bulunduğu değerlendirilerek davacının TSE Personel Yönetmeliği’nin 109/D-(j) maddesinde yer alan “Amirine, maiyetindekilere, iş arkadaşları veya iş sahiplerine hakarette bulunmak veya bunları tehdit etmek” fiilini işlediği kabul edilerek “3 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması” cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 22.03.2013 tarihli ve 168 sayılı işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 153. maddesinde, “… Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmi Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez. İptal kararının yürürlüğe girişinin ertelendiği durumlarda, Türkiye Büyük Millet Meclisi, iptal kararının ortaya çıkardığı hukuki boşluğu dolduracak kanun tasarı veya teklifini öncelikle görüşüp karara bağlar. …” hükmü yer almaktadır.
22/11/1960 tarihli ve 10661 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 132 sayılı Türk Standardları Enstitüsü Kuruluş Kanunu’nun “Personel” başlıklı 10/A maddesinin yedinci fıkrasında “Enstitü personelinin izin, disiplin, intibak işleri ile diğer hususlar yönetmelikle belirlenir.” hükmü yer almıştır.
Anılan hükme dayanılarak Türk Standardları Enstitüsü Personel Yönetmeliği, 14/07/2002 tarihli ve 24815 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay Onikinci Dairesinin 20/02/2018 tarihli ve E:2017/3047 sayılı kararıyla; 22/11/1960 tarihli ve 10661 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 132 sayılı Türk Standardları Enstitüsü Kuruluş Kanunu’nun “Personel” başlıklı 10/A maddesinin yedinci fıkrasında yer alan “disiplin” ibaresinin Anayasanın 38. ve 128. maddelerine aykırı olduğundan bahisle iptali istemiyle itiraz yolu ile Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiştir.
12/02/2019 tarihli ve 30684 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 20/12/2018 tarihli ve E:2018/107, K:2018/114 sayılı kararıyla; “Disiplin cezaları, kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla öngörülmüş, yapma veya yapmama biçiminde beliren davranış kurallarının ihlali hâlinde uygulanan idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerini yürütenlerin görev, yetki ve sorumlulukları kamu hizmeti ve hizmet gerekleri ile sınırlandırılmış; bu sınırlar dışına çıkanların ise disiplin cezaları ile cezalandırılmaları ilgili kanunlarda öngörülmüştür.
TSE’nin kuruluş ve gayesi, yapılanması, hukuki statüsü ve personel yapısı 132 sayılı Kanun’la düzenlenmiştir. TSE, anılan Kanun’un bakılmakta olan davaya konu işlemin tesis edildiği anda yürürlükte bulunan 1. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kamu tüzel kişiliğini haiz bir kamu kurumudur. TSE’nin asli ve sürekli hizmetleri de TSE’nin kadrolu personeli eliyle yürütülmektedir. Bu hususlar dikkate alındığında TSE ile anılan personeli arasındaki ilişkinin kamu hukuku ilişkisi olduğu açıktır. Kamu hukukunun geçerli olduğu ilişkilerde ise idarenin tek yanlı, üstün kamu gücüne dayanarak disiplin hukuku kapsamında işlem tesis edebilmesine imkân tanıyan kanuni düzenlemelerin Anayasa’nın 38. maddesi hükmüne aykırı olmaması gerekmektedir. Bu itibarla TSE personelinin disiplin suç ve cezaları, Anayasa’nın söz konusu hükmü gereğince kanunla düzenlenmesi öngörülen hususlar arasında yer almaktadır.
TSE personelinin disiplin suç ve cezaları, cezayı hafifleştirici ve ağırlaştırıcı nedenler, disiplin cezası vermeye yetkili amir ve kurullar, karar alma usulü, savunma hakkı, zamanaşımı, disiplin cezalarına itiraz gibi tüm disiplin konuları kural uyarınca yönetmelikle belirlenmiştir.
Kanun’da disiplin suç ve cezalarıyla ilgili genel ilkeler ortaya konulmadan, kanuni çerçeve çizilmeden, TSE personeline ilişkin disiplin cezaları ve bu cezaları gerektiren eylemler genel hatlarıyla belirlenmeden itiraz konusu kuralla anılan personelin disiplin esaslarıyla ilgili hususların tamamının düzenlenmesinin yönetmeliğe bırakılmış olması karşısında disiplin suç ve cezaları yönünden TSE personeli için kanuni bir güvence bulunmamaktadır. Kural, disiplin suç ve cezalarıyla ilgili genel ilkeleri ortaya koymamakta; çerçeveyi çizmemekte; disiplin cezalarını gerektiren eylemleri genel hatlarıyla da olsa belirlememektedir.
İtiraz konusu kural yaptırım türlerini ve yaptırım konusu eylemleri belirlemediğinden ilgililerin hangi somut fiil ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun uygulanacağını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkân tanımamaktadır. Bu nedenle kural suçun ve cezanın kanuniliği ilkesine aykırılık oluşturmaktadır.
Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 38. maddesine aykırıdır. İptali gerekir. Kural Anayasa’nın 38. maddesine aykırı bulunarak iptal edildiğinden, ayrıca Anayasa’nın 128. maddesi yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.” denilerek “disiplin ” ibaresinin oybirliğiyle iptaline karar verilmiştir.
Anayasanın 153. maddesine göre; yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararının, bu karardan önce açılmış bulunan ve henüz sonuçlanmamış olan tüm davalara uygulanması gerekmektedir.
Bu durumda; davacıya verilen disiplin cezasının yasal dayanağının Anayasaya ve hukuka aykırı olduğu Anayasa Mahkemesi kararı ile ortaya konulduğundan, Türk Standardları Enstitüsü Personel Yönetmeliği uyarınca verilen disiplin cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı, İdare Mahkemesi kararının gerekçesi yerinde bulunmamakta ise de, sözü edilen husus sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin…. İdare Mahkemesince verilen … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararın yukarıda belirtilen gerekçe ile SONUCU İTİBARIYLA ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı Kanun’un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 29/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.