Danıştay Kararı 12. Daire 2014/903 E. – K. 08.05.2014 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2014/903 E.  ,  / K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/903
Karar No : 2015/5087

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı):
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : ….İdare Mahkemesince verilen …tarihli ve E:….; K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava; … davacı tarafından, … olarak görev yaptığı döneme ilişkin olarak hakkında yürütülen soruşturma sonucunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/D-(f) maddesi uyarınca 1 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılması yönünde getirilen teklifin, … İl Disiplin Kurulu’nun 16/01/2013 tarihli ve 1 sayılı kararıyla davacıya isnat edilen fiilin “gerçeğe aykırı belge düzenlemek” kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle reddedilmesi üzerine, davalı idare tarafından 657 sayılı Yasa’nın 125/C-(a) maddesi uyarınca 1/20 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin 27/02/2013 tarihli ve 9803 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, 5018 sayılı Kanun’da belirtilen yükümlülükleri yerine getirmediği açık olan davacının, 657 sayılı Kanun’un 125/C-(a) maddesi uyarınca 1/20 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 126. maddesinde; uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarının disiplin amirleri tarafından verileceği, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı alındıktan sonra, atamaya yetkili amirler, il disiplin kurullarının kararlarına dayanan hallerde Valiler tarafından verileceği, disiplin kurullarının ve yüksek disiplin kurulunun ayrı bir ceza tayinine yetkisi olmadığı, cezayı kabul veya reddedeceği, ret halinde atamaya yetkili amirlerin 15 gün içinde başka bir disiplin cezası verebileceği düzenlenmiştir.
657 sayılı Kanun’un 125. maddesinin birinci fıkrasının (D) bendinin (f) alt bendinde; “Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek” fiili kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren haller arasında, (C) bendinin (a) alt bendinde ise; “Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak” fiili aylıktan kesme cezasını gerektiren haller arasında sayılmıştır.
Suç ve cezaların yasayla belirlenmesi, hukukun temel ilkelerinden biridir. Günümüzde bu ilkeye uluslararası hukukta ve insan hakları belgelerinde de yer verilmektedir. İlkenin esası, kişilerin yasak eylemleri ve bunlar karşılığında verilecek cezaları önceden bilmelerini sağlamak düşüncesine dayanmaktadır. Suç ve cezaların yalnızca yasayla konulup kaldırılması da yeterli olmayıp kuralların kuşkuya yer vermeyecek biçimde açık ve sınırlarının da belli olması gerekir. Bu bağlamda cezanın kanuniliği ilkesi, her şeyden önce o suçun kanun tarafından “tanımlı” olmasını gerekli kılar.
Disiplin cezası ile cezalandırılan kamu görevlisinin disiplin suçu oluşturan eylemi açık bir şekilde belirlenmeli, disiplin suçu oluşturan bu eyleminin hangi disiplin kurallarını ihlal ettiği açıkça ortaya konulmalıdır. Cezaların açık ve belirgin olması, açılan iptal davalarında hukuki nitelendirmeler ve muhakeme açısından kolaylık sağlayacak, aksi bir durum ise uyuşmazlık hakkında hukuki değerlendirme yapmayı olanaksız kılacaktır.
Dosyanın incelenmesinden;… davacı tarafından, … olarak görev yaptığı dönemde, … ihale kayıt numarası ile hemoglobin varyant reaktifi ve kit alım ihalesi teknik şartnamesinde yer alan bazı hususlar dikkate alınmayarak gerçeğe aykırı belge düzenlemek suretiyle kamunun zarara uğramasına sebebiyet verildiği iddiasıyla ilgili olarak hakkında yürütülen soruşturma sonucunda, 657 sayılı Yasa’nın 125/D-(f) maddesi uyarınca 1 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılması teklifinin getirildiği, bu teklifin … İl Disiplin Kurulu’nun 16/01/2013 tarihli ve 1 sayılı kararıyla; davacı tarafından yapılan iş ve işlemlerde kasıtlı olarak usulsüzlük yapıldığına dair somut bir kanıtın bulunmadığı ve bu nedenle davacıya isnat edilen fiilin 657 sayılı Yasa’nın 125/D-(f) maddesi uyarınca gerçeğe aykırı belge düzenlemek kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle reddedilmesi üzerine, 657 sayılı Yasa’nın 126/3. maddesi uyarınca atamaya yetkili amir tarafından 657 sayılı Yasa’nın 125/C-(a) maddesi uyarınca davacının 1/8 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılması üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacıya isnat edilen “gerçeğe aykırı belge düzenlemek” eylemi nedeniyle 657 sayılı Yasa’nın 125/D-(f) maddesi uyarınca 1 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılması yönünde getirilen teklifin … İl Disiplin Kurulu’nun 16/01/2013 tarihli ve 1 sayılı kararıyla “somut bir kanıtın bulunmadığı ve bu nedenle davacıya isnat edilen fiilin 657 sayılı Yasa’nın 125/D-(f) bendi uyarınca gerçeğe aykırı belge düzenlemek kapsamında değerlendirilemeyeceği” gerekçesiyle reddedilmesi üzerine 657 sayılı Yasa’nın 126/3. maddesi uyarınca atamaya yetkili amir tarafından, “gerçeğe aykırı belge düzenlemek” eylemi dışında soruşturmaya konu olan hangi eylem veya eylemleri nedeniyle davacının cezalandırıldığı hususunun dava konusu işlemde ortaya konulmadığı, davacıya isnat edilen eylem yada eylemlerin idarece yeniden ortaya konulmak suretiyle davacının hangi eyleminin 657 sayılı Yasa’nın 125/C-(a) maddesi kapsamında subuta erdiğine ilişkin hukuki değerlendirmenin de yapılmadığı görüldüğünden, davacının disiplin suçu oluşturan eylemi açık bir şekilde belirlenmeden, bu eylem veya eylemlerin sübuta erdiğine ilişkin hukuki bir tahlil yapılmadan tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, aksi yönde tesis edilen İdare Mahkemesi kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 08/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.