Danıştay Kararı 12. Daire 2014/8001 E. 2017/6266 K. 06.12.2017 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2014/8001 E.  ,  2017/6266 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/8001
Karar No : 2017/6266

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :

İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesince verilen … tarihli ve … sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : İdare mahkemesince verilen kararın gerekçe değiştirerek onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava; davalı idarede jeoloji mühendisi olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/C-(a) maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 04.11.2013 tarihli ve 11162 sayılı işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacının verilen görevi yapabilmesi için ihtiyacı bulunduğunu belirttiği topoğraf, pompa teknisyeni, inşaat mühendisi ve içme suyu inşaat ustasına ihtiyaç bulunup bulunmadığı konusunda hiçbir değerlendirme yapılmaksızın ve davacının talebinin yersiz olup olmadığına dair bir cevap verilmeksizin doğrudan davacının, kasten görevini yapmadığından bahisle tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline, işlem nedeniyle yoksun kalınan parasal hakların dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Kanun’un “Disiplin kurulları ve disiplin amirleri” başlıklı 134’üncü maddesinde; “Disiplin ve soruşturma işlerinde kanunlarla verilen görevleri yapmak üzere Kurum merkezinde bir Yüksek Disiplin Kurulu ile her ilde, bölge esasına göre çalışan kuruluşlarda bölge merkezinde ve kurum merkezinde ayrıca Millî Eğitim müdürlüklerinde birer Disiplin Kurulu bulunur. Bu kurulların kuruluş, üyelerinin görev süresi, görüşme ve karar usûlü, hangi memurlar hakkında karar verebilecekleri ve disiplin amirlerinin tayin ve tespitinde uygulanacak esaslar ile bunların yetki ve sorumlulukları gibi hususlar Bakanlar Kurulunca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmüne yer verilmiş; 135’inci maddesinde ise, disiplin amirleri tarafından verilen kınama cezalarına karşı disiplin kuruluna itiraz edilebileceği, itirazda sürenin, kararın ilgiliye tebliği tarihinden itibaren yedi gün olduğu, süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezalarının kesinleşeceği, itiraz mercilerinin, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde kararlarını vermek zorunda oldukları, itirazın kabulü hâlinde, disiplin amirlerinin kararı gözden geçirerek verilen cezayı hafifletebileceği veya tamamen kaldırabilecekleri ve disiplin cezalarına karşı idarî yargı yoluna başvurulabileceği belirtilmiştir.
Aynı Kanun’un 134’üncü maddesine istinaden hazırlanıp Bakanlar Kurulu Kararı ile kabul edilen ve 24.10.1982 tarihli ve 17848 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik’in 6. maddesinde, kurulların başkan ve üyeleri kendilerine, eşlerine, ikinci dereceye kadar (bu derece dâhil) kan ve sıhrî hısımlarına, disiplin cezası verilmesini teklif ettikleri, disiplin soruşturmasını yaptıkları veya atanmasına yetkili oldukları memurlara ait işlerle ilgili Kurul toplantılarına katılamazlar.” kuralı yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden, jeoloji mühendisi olarak görev yapan davacının, Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü’nün 16.05.2013 tarihli ve 4690 sayılı ve 17.05.2013 tarihli ve 4731 sayılı yazıları ile içme suyu sondaj HJE raporlarını hazırlamakla görevlendirildiği, davacı tarafından düzenlenerek İl Özel İdaresi Genel Sekreteri’nin imzasına sunulan 27.05.2013 tarihli ve 5120 sayılı yazıda HJE raporlarının hazırlanması işinin yapılabilmesi için topoğraf, pompa teknisyeni, inşaat mühendisi ve içme suyu inşaat ustasına ihtiyaç bulunduğu belirtilmesine rağmen bu talebe herhangi bir cevap verilmediği ve Tarımsal Hizmetler Müdürlüğü’nün 04.06.2013 tarihli ve 5454 sayılı yazısı ile davacıya verilen görevlerin zamanında yerine getirilmesi gerektiğinin bir kez daha bildirilmesi üzerine yine davacı tarafından düzenlenen 04.06.2013 tarihli yazıda yeniden teknik ekip talebinde bulunulmakla birlikte bu yazının imzaya yetkili amir tarafından imzalanması üzerine işleme konulmadığı, davacıya rapor tanzimi için verilen sürenin dolması üzerine söz konusu raporların hizmet satın alınmak suretiyle tanzimi için … Valiliği’nden olur alındığı ve davacı hakkında kendisine verilen işleri süresi içerisinde teslim etmediğine ilişkin olarak 11.06.2013 tarihinde tutanak tutulmak suretiyle 24.06.2013 tarihli yazı ile disiplin soruşturmasının başlatıldığı, “verilen emirleri kasten yerine getirmemek” fiilinin işlendiği yönünde düzenlenen inceleme raporu doğrultusunda, amirin vermiş olduğu görev ve emirlerin kasten yapılmadığı gerekçesiyle 657 sayılı Kanun’un 125/C-(a) maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 04.11.2013 tarihli ve 11162 sayılı işlemin tesis edilmesi üzerine, bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Disiplin kurulları ve amirleri tarafından verilen disiplin cezalarının sağlıklı ve nesnel olması, disiplin amirleri ile disiplin kurulu başkan ve üyelerinin olayı nesnel değerlendirmesiyle mümkün olduğundan, disiplin hukukunda; hakkında soruşturma yürütülen kişilerle arasında husumet bulunan, soruşturmada taraf pozisyonunda olan ve soruşturmayı yürüten kişilerin, disiplin amiri sıfatıyla ya da disiplin kurulu başkan veya üyesi olarak tesis edilecek disiplin cezası işlemine katılamayacakları kabul edilmektedir.
Bu yüzden; yukarıda yer verilen Yönetmelik’te de, disiplin kurullarının başkan ve üyelerinin, disiplin cezası verilmesini teklif ettikleri veya disiplin soruşturmasını yaptıkları memurlara ait işlerle ilgili kurul toplantılarına katılamayacakları belirtilmiş olup; öncelikle disiplin cezasını bizzat veren disiplin amirinin, aynı cezaya yapılan itirazın görüşüldüğü disiplin kurulu toplantısına (üye olarak) katılmasının kabulü de mümkün değildir.
Olayda; dava konusu disiplin cezasının, davacının disiplin amiri olan Genel Sekreter tarafından verildiği, bu cezaya yapılan itirazın görüşülüp reddedildiği Disiplin Kuruluna aynı şahsın başkan olarak katılıp oy kullandığı görülmektedir.
Bu durumda; dava konusu disiplin cezasını veren disiplin amirinin, aynı cezaya yapılan itirazın görüşülüp reddedildiği Disiplin Kuruluna başkan olarak katılıp oy kullanmasında disiplin hukuku ilkelerine ve yukarıda yer verilen Yönetmelik kurallarına uygunluk görülmediğinden, İdare Mahkemesi kararının gerekçesi yerinde bulunmamakta ise de, sözü edilen husus sonucu itibarıyla hukuka uygun bulunan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile sonucu itibarıyla onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 06/12/2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.