12. Daire 2013/10983 E. , 2013/12389 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2013/10983
Karar No: 2013/12389
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf (Davalı): …
İstemin Özeti: … İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…; K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi: …
Düşüncesi: 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 135. maddesinde; disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebileceği, itirazda sürenin, kararın ilgiliye tebliğ tarihinden itibaren yedi gün olduğu, süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezalarının kesinleşeceği, itiraz mercilerinin, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren otuz gün içinde karar vermek zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.
Kamu görevlileri hakkında uygulanan disiplin cezaları, ilgilileri hakkında doğurduğu sonuçlar itibariyle, diğer idari işlemlerden farklılık arz etmektedir. Cezalandırma yönü ağır basan bu işlemlere karşı, mevzuatımızda ayrıntılı hükümler konulmuş olup, diğer idari işlemlerden farklı bazı usuli yöntemler belirlenmiştir. Ancak, 657 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen hükmü ile ilgililer tarafından itiraz edilebilecek merciler ve sürelerine ilişkin bir düzenleme bulunmasına rağmen, idarece bir cevap verilmesi durumunda veya istemin zımnen reddedilmesi durumunda dava açma süreleri ile ilgili olarak bir düzenlemeye gidilmemiştir. Her ne kadar anılan madde de, idareye, itiraz istemlerinin 30 gün içinde karara bağlanacağı yönünde yükümlülük getirilmiş olsa da, bu süre idarenin iç işleyişine ilişkin olup, idareler tarafından bu süre geçtikten sonra da verilen cevaplar üzerine yargı yoluna başvurulabilir. Bu açıklamalar çerçevesinde, disiplin cezalarına karşı dava açma sürelerinin, kendine has sonuçları nedeniyle, 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır. Aksine bir yorum; hukuki sonuçları itibariyle bazı hak yoksunluklarına sebep olan disiplin cezalarına karşı dava açma süresinin kısıtlanmasına sebep olacağı gibi, Kanun ile idareye getirilen, yapılan itirazlara 30 gün içinde cevap verme yükümlüğünün yerine getirilmemesinin sonuçlarının haksız bir şekilde ilgililere yükletileceği anlamına gelir ki, bu durum hukuk devleti ilkelerine açıkça aykırılık teşkil eder.
Ayrıca, kişilerin Anayasa ile güvence altına alınmış olan kendilerine karşı idarece tesis edilen işlemlere karşı yargı yoluna başvurma hakkının, Kanunların dar yorumlanması suretiyle kısıtlanmasının, hem Anayasaya hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı bir durum oluşturacağı da bir gerçektir.
Bu nedenle; disiplin cezalarına karşı ilgililer tarafından süresi içinde yapılan itirazlara, idarece cevap verilmesi durumunda, bu cevabın tebliğinden itibaren 60 gün içinde anılan disiplin cezasının iptali için dava açılabileceği sonucuna varılmaktadır.
Dava konusu olayda ise; davacı tarafından, verilen disiplin cezasına karşı süresi içinde yapılan itirazın idarece reddedilmesi üzerine, red işleminin tebliğ tarihi olan 09.01.2013 tarihinden itibaren 60 gün içinde, 04.03.2012 tarihinde mahkeme kayıtlarına giren dilekçe ile açılan davanın süresinde olduğu anlaşıldığından, işin esasına girilerek yeniden bir karar verilmek üzere, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava; … İli, … İlçesi, …Ortaokulunda Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Yasanın 125/c-a maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla tecziyesine ilişkin davalı idare işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; davacı tarafından 31.10.2012 tarihinde tebliğ edilen dava konusu işleme karşı 2577 sayılı Kanunun 11. maddesi kapsamında 02.11.2012 tarihinde yapılan itiraz üzerine dava açma süresinin durduğu, 60 gün içerisinde cevap verilmemesi üzerine dava açma süresinin kaldığı yerden işlemeye devam ettiği göz önüne alındığında, davacı tarafından en geç 01.03.2013 tarihine kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 04.03.2013 tarihinde açılan davanın esasını süre aşımı nedeniyle inceleme olanağı bulunmadığı, ayrıca dava konusu işleme karşı davacı tarafından yapılan itiraz üzerine tesis edilen ve davacıya 09.01.2013 tarihinde tebliğ edilen itirazın reddine ilişkin işlemin, gerek 657 sayılı Kanunun 35. maddesinde öngörülen 30 günlük süreden gerekse 2577 sayılı Kanunun 11. maddesinde öngörülen 60 günlük süreden sonra tebliğ edilmesi nedeniyle dava açma süresinin hesaplanmasında dikkate alınmayacağı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde; dava açma süresinin, özel Kanun’larda ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve İdare Mahkemelerinde altmış gün olduğu, bu sürelerin idari uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden başlayacağı; 11. maddesinde de, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenilebileceği, bu başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hükmüne yer verilmiştir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun ”İtiraz” başlıklı, 6111 sayılı Kanunla değişik 135. maddesinde; disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebileceği, itirazda sürenin, kararın ilgiliye tebliğ tarihinden itibaren yedi gün olduğu, süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezalarının kesinleşeceği hükme bağlanmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; … İli, … İlçesi, … Ortaokulunda Teknoloji ve Tasarım Öğretmeni olarak görev yapan davacının, hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı soruşturma raporuna istinaden … tarih ve … sayılı işlem ile aylıktan kesme cezasıyla cezalandırıldığı, bu işlemin 31.10.2012 tarihinde tebliğ edildiği, 02.11.2012 tarihinde bu işleme karşı İl … disiplin kuruluna yapılan itirazın … tarihinde … sayılı kararla reddedildiği ve bu kararın davacıya 09.01.2012 tarihinde tebliği üzerine 04.03.2013 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 135. maddesi ile disiplin amirleri tarafından verilen uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarına karşı yapılacak itiraz ve tabi olacağı süre yönlerinden özel bir düzenleme yapılmıştır. Bu düzenlemelerin özel niteliğinden dolayı, davacının disiplin cezasına karşı yaptığı itiraza kadar geçen sürenin 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi kapsamında düşünülerek değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır. Çünkü itiraz edilen disiplin cezası, Kanun’un özel hükmü gereği kesinleşmeyecektir. Ancak disiplin cezasına anılan 135. madde kapsamında itiraz edilmesi durumunda idare tarafından verilen cevap üzerine; veya 60 gün içerisinde cevap verilmemesi durumunda zımni ret işlemi üzerine dava açma süresi bakımından, 657 sayılı Kanun’da hüküm bulunmaması nedeniyle, 2577 sayılı Kanun’un 11. maddesi uygulanarak, (idarece cevap verilmesi üzerine veya cevap verilmemesi durumunda, 60 günlük zımni ret işleminden sonra) 60 günlük dava açma süresi işlemeye başlayacaktır.
Öte yandan, 657 sayılı Kanun’un 135. maddesinde idareye tanınan 30 günlük cevap verme süresi, idarenin iç işleyişine ilişkin olup, zımni reddin 60 gün içerisinde idarece cevap verilmemesi üzerine oluşacağı da açıktır.
Olayda; davacıya 31.10.2012 tarihinde tebliğ edilen cezaya karşı 02.11.2012 tarihli dilekçe ile itirazda bulunulduğu, itirazın reddine ilişkin 11.12.2012 tarihli kararın 09.01.2013 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, söz konusu kararın iptali istemiyle bakılan davanın ise 04.03.2013 tarihli dilekçe ile açıldığı görülmektedir.
Bu durumda; davacının, disiplin cezasına karşı süresi içinde itirazda bulunması üzerine, 7 günlük itiraz süresinin dolduğu tarih olan 07.11.2012 tarihinden itibaren 60 günlük süre içinde (06.01.2013) idare tarafından cevap verilmemesi üzerine oluşan zımni ret işleminden itibaren 60 gün içinde ve en son 07.03.2013 tarihinde dava açması gerekirken, 04.03.2013 tarihinde idare mahkemesi kayıtlarına giren dilekçe ile açılan davada süre aşımı bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 23/12/2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.