Danıştay Kararı 12. Daire 2012/9312 E. 2015/4979 K. 06.10.2015 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2012/9312 E.  ,  2015/4979 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/9312
Karar No : 2015/4979

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :

İstemin Özeti : …in İdare Mahkemesince verilen … tarihli ve … sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi :Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince 08.06.2011 tarihli ve 27958 sayılı mükerrer Resmi Gazete’de yayımlanan 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca Başbakanlık Gümrük Müsteşarlğı’nın tüzel kişiliğinin kaldırılarak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı davalı idare olarak kabul edilerek işin esasına geçildi.
Dava; davacının 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/A-b maddesi uyarınca uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 26.01.2009 tarih ve 1289-1290 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, davacının, 26.12.2008 tarihinde görev yerinden izinsiz olarak ayrıldığının sabit olması, davacı tarafından annesinin rahatsızlığı nedeniyle görev yerini acil olarak terkettiğinin ve başmüdürden izin almak için aramasına rağmen başmüdürün yerinde olmaması nedeniyle ulaşamadığının iddia edilmesine karşın, davacının annesini 29.12.2009 tarihinde yani görev yerini terkettiği tarihten 3 gün sonra hastaneye götürdüğü, davacının izin almak için Başmüdürlüğü aradığının somut bilgi ve belgelerle ispatlanamamış olması karşısında, davacının özürsüz ve izinsiz olarak görev mahallini terketmek fiilini işlediği ve bu sebeple verilen disiplin cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğinin “Disiplin amirlerinin yetkileri” başlıklı 18. maddesinde; disiplin amirlerinin kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların, tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği görevleri yurt içinde veya dışında yerine getiremeyenlere, uyulmasını zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara, durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre, 657 sayılı Kanunda yazılı disiplin cezalarından yetkisi dahilinde bulunanları vermeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu nedenle, kamu görevlisinin suç oluşturduğu iddia edilen fiili ile ilgili olarak idarece açılan bir disiplin soruşturmasında, konu ile ilgili her türlü araştırmanın yapılması, kanıt niteliğinde toplanan tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi, tanıkların dinlenmesi, hatta teknik konularda bilirkişilere inceleme yaptırılmak suretiyle, soruşturulanların görev ve konumları itibariyle sorumlukları ile suçun oluş biçimi irdelenerek düzenlenen rapor ile fiilin sübut bulup bulmadığının ortaya çıkarılması gerektiği, soruşturma yapmakla görevlendirilenlerin ve cezayı verecek olan disiplin amirlerinin soruşturmaya konu olayla hiçbir ilgisi bulunmayan, hakkında soruşturma yapılan kamu görevlisinin suç konusu eyleminden zarar gören veya yarar sağlayan veya soruşturulanın veya olayın mağduru durumundaki kişilerden etkilenecek konumda bulunmayan tamamen tarafsız kişi veya kişilerden olmaları ve kıdem ve görev bakımından en az soruşturulan ile aynı seviyede veya üst düzeyde bulunmaları gerekmektedir.
Yukarıda belirtilen hükümler doğrultusunda; disiplin suçu teşkil eden fiillerle ilgili olarak soruşturma yapılması zorunlu olduğu gibi soruşturmanın belirli usuller çerçevesinde yapılması da isnada maruz kalanların hukuki güvencesidir. Soruşturma emri verilmesi; bağımsız ve üst veya denk görevde olan bir soruşturmacı atanması, olayla ilgili tanık ve soruşturulanın ifadelerinin alınması, ifade alınmadan kişiye haklarının ve soruşturma konusunun bildirilmesi, isnat olunan fiille ilgili lehe ve aleyhe başkaca delillerin araştırılması, soruşturma sonucunda bir rapor hazırlanması ve bu raporda; olayın değerlendirilmesi soruşturmacının kanaat ve teklifini belirtmesi ve raporun ilgili makama sunulması, soruşturmayı yapan kişi ile soruşturmada elde edilen delilleri değerlendirecek kişi veya kurulların ayrı olmasının, yasal süre içerisinde isnat olunan fiiller bildirilerek sanığın savunmasının alınması gerekliliği disiplin hukukunun temel ilkelerinden olduğu gibi hukuki güvenlik ilkesinin de gereğidir.
Dava dosyasının incelenmesinden; … Gümrük Müdür Vekili olarak görev yapan davacının, … Gümrük ve Muhafaza Başmüdür Vekili tarafından 26.12.2008 tarihinde saat 11.30 da … Gümrük Müdürlüğü’nde yapılan denetimde görev yerinde bulunmadığının tespit edilmesi üzerine, aynı gün savunmasının istendiği ve savunması yeterli görülmeyerek dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre, soruşturma açılmadan, bağımsız bir soruşturmacı tayin edilmeden verilen disiplin cezasında hukuka uyarlık bulunmadığından, bu işlemin iptali talebiyle açılan davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 06/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.