Danıştay 12. Daire Başkanlığı 2012/7837 E. , 2016/409 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/7837
Karar No : 2016/409
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … 2. İdare Mahkemesince verilen … tarihli ve … sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, …. Sosyal Güvenlik Merkezi’nde sosyal güvenlik merkez müdür yardımcısı olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/A-a ve e bentleri uyarınca uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 01.08.2011 tarih ve 15.463.886 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare mahkemesince, davacının 28.02.2011-31.03.2011 tarihleri arasında yıllık izne ayrıldığı, iznini …’da geçirdiği, yıllık iznin bittiği günden itibaren kesintisiz olarak sırasıyla 7 gün, 20 gün, 30 gün, 10 gün, 1 ay, 3 gün sürelerle olmak üzere toplam 100 gün süreyle hastalık raporu aldığı, bu süre zarfında …’daki görevine başlamadığı, raporların asıllarının kuruma göndermediğinin tespit edildiği, bunun dışında 11.07.2011 ve 12.07.2011 tarihlerinde izinli veya raporlu olmamasına karşın görevi başında bulunmadığının belirlendiği, öte yandan, söz konusu 6 adet raporun usule ve fenne uygun olup olmadığının belirlenmesi amacıyla davalı idare tarafından hakem hastane sıfatıyla incelenmek üzere … Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gönderildiği, bu hastanede yapılan incelemede 2 adet raporun usule ve fenne aykırı olduğunun belirtildiği, dolayısıyla cezaya dayanak alınan eylemin sübuta erdiği yapılan inceleme sonucu anlaşılan davacının, uyarma ceza ile tecziye edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/A-a maddesinde, “Verilen emir ve görevlerin tam ve zamanında yapılmasında, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasların yerine getirilmesinde, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçlerin korunması, kullanılması ve bakımında kayıtsızlık göstermek veya düzensiz davranmak” fiili ile aynı maddenin (e) bendinde yer alan “devlet memuru vakarına yakışmayan tutum ve davranışta bulunmak” fiili uyarma cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.
Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.
Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır. Buna göre, disiplin cezası verilebilmesi için kusurlu halin tespitinden sonra belli yasal süreler içinde ilgili memur hakkında tarafsız bir soruşturmacı görevlendirilerek disiplin soruşturması açılması, yapılacak soruşturmada varsa iddia sahipleri ile olayın açıklığa kavuşması için gerekli tanık ve davacının ifadelerinin alınması, lehe ve aleyhe olan tüm delillerin toplanarak olayın değerlendirilmesi ve ekleriyle birlikte soruşturma raporunun oluşturulması; disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylemin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispatlanarak eylemine uygun olan disiplin cezası maddesinin tayini ve uygulanması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı hakkındaki iddialarla ilgili olarak savunmasının istenildiği, yapılan savunma neticesinde de savunması yeterli bulunmayarak dava konusu disiplin cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
Bakılan uyuşmazlıkta, davacı hakkında soruşturma açılıp tarafsız bir soruşturmacı tayin edilmeksizin doğrudan savunmasının alındığı ve disiplin amiri tarafından cezanın verildiği anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre, soruşturma açılmadan, bağımsız bir soruşturmacı tayin edilmeden ve cezaya konu fiilleri her yönüyle ve şüpheye yer vermeyecek şekilde ortaya konulmadan tesis edilen edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 02/02/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.