Danıştay Kararı 12. Daire 2012/2837 E. 2015/6031 K. 18.11.2015 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2012/2837 E.  ,  2015/6031 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/2837
Karar No : 2015/6031

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı)
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesince verilen … tarihli ve E:…; K:… sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi :En üst disiplin amirleri haiz oldukları yetkileri her derecedeki memur hakkında doğrudan kullanabileceğinden bahisle Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı tarafından tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava; Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Müdürlüğü kadrosunda veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/B-a uyarınca kınama cezası ile cezalandırılması gerekse de aynı Kanunun 125/3. maddesi uyarınca bir derece hafif olan uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali ile işlem nedeniyle kesilen ek ödemesinin ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, Beşiktaş Sosyal Güvenlik Merkezinde veri hazırlama ve kontrol işletmeni kadrosunda görev yapan davacıya, uyarma cezasının disiplin amiri olan Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürü tarafından verilmesi gerekirken Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı tarafından verilmesinde yetki yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali ve işlem nedeniyle kesilen ek ödemesinin davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinde, ”Başbakan ve bakanlar başında bulundukları Başbakanlık ve Bakanlık teşkilatı ile bunlara bağlı kuruluşlarda görevli bütün memurların disiplin amiridirler. Bu sıfatla haiz bulundukları yetkileri her derecedeki memur hakkında doğrudan kullanabilirler. Başbakanlık ve bakanlıklarda, bunların bağlı kuruluşlarında ilgisine göre Başbakanlık Müsteşarı, Bakanlık Müsteşarı, bağlı kuruluşların başında bulunan müsteşar, başkan, genel müdür, genel sekreter ve müdürler, illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar, bölge kuruluşu olan kuruluşlarda bölge müdürleri belediyelerde belediye başkanları, yurtdışı teşkilatında misyon şefleri buralarda görevli bütün memurların en üst disiplin amirleridirler. Daha alt seviyedeki disiplin amirlerinin astlık üstlük sıralaması bu esasa göre tespit edilir. En üst disiplin amirleri haiz oldukları yetkileri her derecedeki memur hakkında doğrudan kullanabilir.” hükmü yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden; İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne bağlı Beşiktaş Sosyal Güvenlik Merkezi kadrosunda veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının, Beşiktaş Sosyal Güvelik Merkezine intikal eden 9 adet işyerine ilişkin düzenlenen soruşturma veya inceleme raporları kapsamında, sigortalı işe giriş bilgileri, aylık prim ve hizmet belgelerinin zamanında verilmemesinden oluşan idari para cezaları ile fark matrahlarından kaynaklanan sigorta primi tahsilatına ilişkin işlemlerin davacı tarafından yapılması gerektiği halde yapılmamak suretiyle davalı idareyi zarara uğrattığından bahisle Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı’nca uyarma cezasıyla cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; en üst disiplin amirleri haiz oldukları yetkileri her derecedeki memur hakkında doğrudan kullanabileceğinden ceza verme yetkisinin mutlaka disiplin amirince kullanılmayacağı, en üst disiplin amirlerinin de bu yetkiye sahip olduğu ortada olup, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı tarafından tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık, idare mahkemesince uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken dava konusu işlemin yetkili olmayan amirce tesis edildiği gerekçesiyle iptali yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 18/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.