Danıştay Kararı 12. Daire 2012/2030 E. 2015/6218 K. 26.11.2015 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2012/2030 E.  ,  2015/6218 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/2030
Karar No : 2015/6218

Temyiz İsteminde Bulunan(Davacı):
Karşı Taraf (Davalı) :İ
İstemin Özeti : … 2. İdare Mahkemesince verilen … tarihli ve … sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, … İli, … Lisesi Müdür Başyardımcısı iken … İlköğretim Okuluna öğretmen olarak atanan davacının, fen lisesi görevinde bulunduğu sırada hakkında isnat olunan eylemlere yönelik olarak gerçekleştirilen soruşturma sonucunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/D-d maddesi uyarınca 1 yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 09/10/2001 gün ve 2001/46 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare mahkemesince, davacı hakkında, okulun ihtiyacı olan LPG tüpleri ihalesi yapılıp bittikten sonra müteahhit lehine yenileme girişiminde bulunduğu, okul müdür vekili olan kişi hakkında öğretmenlerin ve kurum dışındaki kişilerin yanında küçük düşürücü sözler söylediği, müdür vekili ile uyumlu çalışamadığı, okuldaki öğretmen ve memurlarla sorunlar yaşadığı, öğretmenlerin yanında güvenini yitirdiği iddialarıyla soruşturma açıldığı, soruşturma sonucunda düzenlenen soruşturma raporu ve eki ifade tutanaklarının tetkiki sonucunda, davacıya isnat edilen anılan eylemlerin sübuta erdiği, sübuta eren davacı eylemlerinin karşılığında uygulanan disiplin hükmü ve sonucunda davacının tevhiden 1 yıl süre ile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile tecziyesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’ nun 125/D-d maddesinde, “Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hakaretler yapmak” fiilinin kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektireceği hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı hakkında hazırlanan 11.07.2001 gün ve 410/39 sayılı soruşturma raporunda, davacının okula sanayi tüpü alınmasına ilişkin ihalenin feshedilmesi girişiminde bulunması ve aynı ihaleye katılan müteahhitlerden birisi lehine ve kurum zararına yol açacak şekilde faaliyet göstermesi nedenleriyle bu fiillerin karşılığında ayrı ayrı 657 sayılı Kanun’un 125/C-ı maddesi uyarınca, ilçe milli eğitim müdürüne karşı alaycı hitaplarda bulunduğu, okul müdür vekiline küçük düşürücü sözler söylediği gerekçesiyle 657 sayılı Kanun’un 125/D-d maddesi uyarınca, arkadaşını veya maiyetini başkası yanında tahkir etmesi nedeniyle 1702 sayılı Kanun’un 22/6. maddesi uyarınca, imza yetkisi olmadığı halde kendi sevklerini imzalaması nedeniyle ise 1702 sayılı Kanun’un 20/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasının gerektiği ancak işlediği tüm fiiller nedeniyle tevhiden 657 sayılı Kanun’un 125/D-d maddesi uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasının teklif edildiği ve getirilen bu teklif doğrultusunda davacıya isnat olunan fiillerin sübuta erdiğinden söz edilerek davacının İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu’nun 09.10.2001 gün ve 2001/46 sayılı kararı ile bir yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi üzerine görülmekte olan davanın anıldığı anlaşılmaktadır.
Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mesleki yaşam ve görevlerinde görülen olumsuzluklara karşı uygulanan ve kimi zaman iyileştirici ve kimi zaman bir takım zorlayıcı yaptırımları olan cezalar olup, amacı kamu görevlilerinin düzenli ve verimli çalışmalarını sağlamakdır.
Ayrıca, disiplin cezasını gerektiren eylem bakımından, olaya karışan kamu görevlisinin olaydaki fonksiyonuna, başka bir ifadeyle hangi eylem veya hareketinin disiplin suçuna vücut verdiğine ilişkin bir tespit bulunması gerekmektedir. Dolayısıyla, mevzuatta öngörülen disiplin cezasının verilebilmesi için tahdidi olarak sayılan fiillerden birinin veya birkaçının gerçekleştirildiğinin somut bir biçimde tespit edilmesi, disiplin cezasına neden olan fiile tanık olanların ifadelerine başvurulması, bu şartlar altında ihlal edilen bir disiplin hükmü var ise, bu hükümden ötürü ceza verilebilmesi mümkün olabilecektir.
Bakılan davada, davacıya tevhiden verilen disiplin cezasına dayanak alınan en ağır cezayı gerektiren 657 sayılı Kanun’un 125/D-d maddesindeki “Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü veya aşağılayıcı fiil ve hakaretler yapmak” fiili isnat edilerek işlem tesisinde, müdür vekili olduğu günden bu güne uyumsuz ve huzursuz edici tavırlar sergilediği, kendisine herhangi bir şey için milli eğitime gidiyor bilgisi verildiğinde “Git git o bostan korkuluğu hiçbir şey bilmez” şeklinde alaylı hitaplarda bulunduğu iddiası ile ilgili olarak yapılan soruşturma çerçevesinde alınan ifadelerde müdür vekili A.B. için, “Beceriksiz, yönetmeliği bilmez, anyayı konyayı görecek, bilmem ne yaptığımın karısı, anasını sinkaf ettiğimin kadını”, “Bu kadına destek vermeyin, bu kadın beceriksiz, bir şey yapamaz, yaptığı işleri eline yüzüne bulaştırır”, “Bilmem ne yaptığımın kadını”, “Bu kadın hiçbir şey bilmiyor, zaten tepeden inme buraya geldi, işlerini hep başkalarına yaptırıyor”, “Bu okulu yönetecek çapta değil, beceriksiz, çapsız” vb. sözler söylediği, ilçe milli eğitim müdürünü kastederek “Git git o bostan korkuluğu hiçbir şey bilmez” şeklinde alaylı hitaplarda bulunduğu yönünde ifadeler olduğu görülmektedir.
Olayda, yürütülen soruşturma kapsamında, davacının bahsedilen fiilleri işlediğine veya davranışları sergilediğine dair yer ve zaman belirten her hangi bir somut delil bulunmadığı, bahsi geçen birden fazla olayların yaşandığı yerlerdeki şahit olan kişilerin ifadesine başvurulmadığı, zira söz veya fiile şahit olan kişinin yer ve zaman belirtmeyen ifadeleri ile yetinildiği, bahsi geçen birden fazla olayların yaşandığı yerlerdeki şahit olan diğer kişiler var ise onların ifadesine başvurulmadığı, isnat edilen her bir fiil için ayrı ayrı araştırma yapılarak işlem tesisi yoluna gidilmediği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının 657 sayılı Kanun’un 125/D-d maddesinde yer verilen fiile karşılık gelen her bir eylemi gerçekleştirdiği hususunun somut olarak ortaya koymayan eksik soruşturmaya dayalı olarak tesis edilen davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde bu yönüyle hukuka uyarlık olmadığından, işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 26/11/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.