Danıştay Kararı 12. Daire 2012/11297 E. 2015/4815 K. 16.09.2015 T.

Danıştay 12. Daire Başkanlığı         2012/11297 E.  ,  2015/4815 K.

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/11297
Karar No : 2015/4815

Temyiz İsteminde Bulunan(Davacı):
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili : Av.

İstemin Özeti : … 1. İdare Mahkemesince verilen … tarihli ve … sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : Kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, …. Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde hemşire olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/A-b maddesi gereğince uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare mahkemesince, grev hakkının iç hukukumuzda yasal olarak düzenlenmediği, grev hakkınının kullanılmasının idarenin üstlendiği kamu hizmetlerinin sürekliliği ilkesine ters düştüğü, davacının 1 günlük iş bırakma eylemine katıldığı, bu hususun ihtilaf konusu olmadığı, eylemin sabit olduğu görülmüş olup, eylemin karşılığı olarak disiplin cezası verilmesinin Uluslararası Sözleşmeler kapsamında ölçülülük ilkesini ihlal etmeyip kişilerin örgütlenme özgürlüğünün esasını etkilemeyeceği kanaatine varılmakla tesis olunan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 22. maddesinde, “Devlet memurları, Anayasada ve özel kanununda belirtilen hükümler uyarınca sendikalar ve üst kuruluşlar kurabilir ve bunlara üye olabilirler” kuralına yer verilmiş, aynı Kanun’un 125. maddesinin A fıkrasının (b) bendinde de, “Özürsüz veya izinsiz olarak göreve geç gelmek, erken ayrılmak ve görev mahallini terketmek fiili” uyarma cezasını gerektiren haller arasında sayılmıştır.
Anayasa’nın 51. maddesinde, “Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrasında da, “Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır” hükmüne yer verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin dernek kurma ve toplantı özgürlüğünün düzenlendiği 11. maddesinde, herkesin asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahip olduğu, bu hakların kullanılmasının, demokratik toplumda zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlandırılabileceği, bu maddenin, bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler, kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel olmadığı düzenlemesine yer verilmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 15/09/2009 tarihli, … ve … – Türkiye kararında; Eğitim-Sen üyesi öğretmenlere, 11/12/2003 tarihinde …’in çağrısına uyarak, parlamentoda tartışılmakta olan kamu yönetimi kanun tasarısını protesto etmek üzere düzenlenen bir günlük ulusal eyleme katılmaları nedeniyle 11/12/2003 tarihinde göreve gelmedikleri için uyarma cezası verilmesinin, her ne kadar bu ceza çok küçük olsa da, sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için meşru grev ya da eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir nitelik taşıdığı, öğretmenlere verilen disiplin cezasının “acil bir sosyal ihtiyaca” tekâbül etmediği ve bu nedenle “demokratik bir toplumda gerekli olmadığı” sonucuna varmış ve bu davada, başvuranların AİHS’nin 11. maddesi anlamında gösteri yapma özgürlüğünü etkili bir şekilde kullanma haklarının orantısız olarak çiğnendiği gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 11. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının, 14/03/2007 tarihinde Türk Tabipleri Birliği ve Sağlık Emekçileri Sendikasının eylemine katılarak izinsiz olarak görev mahallini terkettiği gerekçesiyle hakkında yapılan soruşturma sonucu, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/A-b maddesi uyarınca 11/02/2008 gün ve 2751 sayılı işlem ile uyarma cezası ile cezalandırılması üzerine anılan işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacının 14/03/2007 tarihinde izinsiz olarak görev mahallini terkettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma açıldığı ve dava konusu cezanın verildiği görülmüş ise de, fiilin işlendiği tarihin “14 Mart Tıp Bayramı” olduğu ve aralarında davacının da bulunduğu bir çok sağlık personelinin, bağlı oldukları sendika örgütünün aldığı karar doğrultusunda, çalıştıkları hastanenin bahçesinde toplanarak basın açıklaması yaptıkları ve bu süre içinde çalışmalarına ara verdikleri anlaşılmıştır.
Bu durumda, meslekle ve çalışma hayatıyla ilgili sorunları paylaşmak ve kamuoyuna duyurmak amacıyla sendikanın öncülüğünde yapılan bu eyleme katılmış olması, kabul edilebilir bir mazeret niteliğinde olduğu sonucuna varıldığından, davacının uyarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık, anılan işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi yolundaki mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın idare mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 16/09/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.