Danıştay Kararı 12. Daire 2010/6880 E. 2011/394 K. 31.01.2011 T.

12. Daire         2010/6880 E.  ,  2011/394 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2010/6880
Karar No: 2011/394

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E: …, K: … sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun bulunmadığından anılan kararın bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden, davacının hizmet sözleşmesinin feshedilmesini gerektiren şartların oluşmadığı anlaşıldığından dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla dava konusu işlemin iptali gerekirken davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında yasal isabet bulunmadığından anılan kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, davalı idarenin yürütmenin durdurulması kararının kaldırılması ve açıklama istemleri hakkında karar verilmeyerek işin gereği düşünüldü:
Dava; … Belediye Başkanlığı bünyesinde 657 sayılı Yasa’nın 4/B maddesi uyarınca sözleşmeli personel olarak görev yapmakta olan davacının, sözleşme süresinin dolduğundan bahisle, sözleşmesinin yenilenmemesine yönelik olarak tesis edilen … günlü ve … sayılı işlemin iptali ve yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince verilen … günlü, E: …, K: …sayılı kararla; sözleşmeli personel çalıştırılmasının istisnai bir istihdam türü olması, bazı hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç duyulan hallerde çalıştırılacağı hususu dikkate alındığında, bir yıllık sözleşme süresi sona eren ve yerine de başka biri ile sözleşme imzalanmayan davacı hakkında tesis olunan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı; sözleşmesinin yenilenmemesine yönelik olarak tesis edilen dava konusu işlemin siyasi nedenlerle tesis edildiğini, bu nedenle hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesince verilen kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. maddesinde; kamu hizmetlerinin; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği belirtildikten sonra sözleşmeli personel; kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, Bakanlar Kurulunca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde kurumun teklifi ve Devlet Personel Başkanlığının görüşü üzerine Maliye Bakanlığınca vizelenen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileri olarak tanımlanmıştır.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 49. maddesinde; “…..Belediye ve bağlı kuruluşlarında, norm kadroya uygun olarak çevre, sağlık, veterinerlik, teknik, hukuk, ekonomi, bilişim ve iletişim, planlama, araştırma ve geliştirme, eğitim ve danışmanlık alanlarında avukat, mimar, mühendis, şehir ve bölge plancısı, çözümleyici ve programcı, tabip, uzman tabip, ebe, hemşire, veteriner, kimyager, teknisyen ve tekniker gibi uzman ve teknik personel yıllık sözleşme ile çalıştırılabilir. Sözleşmeli personel eliyle yürütülen hizmetlere ilişkin boş kadrolara ayrıca atama yapılamaz. Bu personelin, yürütecekleri hizmetler için ihdas edilmiş kadro unvanının gerektirdiği nitelikleri taşımaları şarttır. Bu fıkra uyarınca sözleşmeli olarak istihdam edileceklere ödenecek net ücret, söz konusu kadro unvanı için birinci derecenin birinci kademesi esas alınmak suretiyle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre tespit edilecek her türlü ödemeler toplamının net tutarının yüzde 25 fazlasını geçmemek üzere belediye meclisi kararıyla belirlenir. Genel hükümlere göre birinci dereceden kadro ihdas edilemeyen kadro unvanları için ise o kadro unvanından ihdası yapılmış en yüksek kadro derecesinin birinci kademesi esas alınır ve yapılacak ödemenin azami tutarı yukarıda belirtilen usüle göre tespit olunur. Bu fıkra hükümlerine göre çalıştırılacak personel için İçişleri Bakanlığı unvanlar itibariyle sınırlama getirebilir….”hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının davalı idare bünyesinde 2004 yılında işçi kadrosunda çalışmaya başlayıp sonrasında fen işleri müdürü olarak görev yaptığı, 2007 yılında sözleşmeli personel statüsüne geçirilerek aynı görevine devam ettiği, 2008 ve 2009 yılları için sözleşmesinin yenilendiği, … Belediye Başkanlığı İnsan Kaynakları ve Eğitim Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemiyle; 31.12.2009 tarihinde sözleşmesinin sona erdiği ve sözleşmesinin yenilenmeyeceğinin bildirildiği, anılan işlemin iptali ile yoksun kalınan parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
5393 sayılı Belediye Kanununun 49. maddesi uyarınca sözleşmeli personel çalıştırma konusunda belediyelerin takdir yetkisinin bulunduğu, idarenin bu konuda yargı kararı ile zorlanamayacağı, diğer bir ifadeyle idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği açık olmakla birlikte, bu takdir yetkisinin de mutlak olmayıp kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu ve takdire dayanan işlemlerin sebep ve maksat yönünden yargı denetimine tabi bulunduğu hususları idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Olayda; davalı idarece sunulan savunmada, davacının, siyasi nedenlerle yeni yönetimi benimseyemediği, emir ve kurallara uymakta zorlandığı, bu şekilde belediye içindeki çalışma düzeninin bozulduğundan bahisle idareye tanınan takdir hakkı kullanılarak dava konusu işlemin tesis edildiği anlaşılmakta ise de, davalı idarece hiç bir somut gerekçe ileri sürülmeksizin kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı olarak tesis edildiği açık olan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E: …, K: … sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, kullanılmayan …TL. yürütmenin durdurulması kararına itiraz harcının istemi halinde davalı idareye iadesine, 31.1.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.