Danıştay Kararı 12. Daire 2009/300 E. 2011/1636 K. 12.04.2011 T.

12. Daire         2009/300 E.  ,  2011/1636 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2009/300
Karar No: 2011/1636

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalılar):1)… 2)…
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K…. sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi:İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılan ve anılan işlemin mahkeme kararıyla iptali üzerine tekrar göreve başlatılan davacının görevde olmadığı dönemlere ait parasal haklarının kendisine ödemesinin yapıldığı ancak söz konusu ödemelerin yasal faizlerinin de hesaplanarak ödenmesi talebinin reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K…. sayılı kararıyla; davalı idarenin hukuka aykırılığı yargı kararı ile saptanan işleminin doğurduğu hukuki ve fiili bütün sonuçlarını ortadan kaldırmak için iptal edilen işlem ile sıkı ilişkisi bulunan bütün maddi hakların ödenmesi gerektiği, memuriyet görevinin fiilen yapılmadığı süreye ilişkin maddi hakların ödenmemesinin iptal kararı ile ortadan kaldırılmış bir işlemin hukuka aykırı sonuçlarını doğurmaya devam etmesi anlamına geleceği, bu sebeple işlemin sonuçlarının özellikle parasal haklara ilişkin olması halinde, paranın alım gücünde zamanla oluşan azalmalar dikkate alınarak her bir maaşın hak ediş tarihinden itibaren davacıya her maaş için ayrı ayrı hesaplanmak üzere ödeme tarihine kadar yasal faiz ödenmesinin mevzuata ve hukuka uygun olacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı idareler, davacının özlük haklarıyla ilgili olarak herhangi bir eksik ödemenin bulunmadığını ileri sürmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedirler.
Anayasanın 125.maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu, hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken meslekten çıkarma cezasıyla cezalandırılan ve anılan işlemin mahkeme kararıyla iptali üzerine tekrar göreve başlatılan davacının, anılan disiplin cezası nedeniyle görevde olmadığı 18.2.2002 – 26.9.2002 ile 21.7.2003 – 3.6.2006 tarihleri arasındaki döneme ait parasal haklar için bordrolar düzenlemek suretiyle yasal faiz hesaplanmaksızın davacıya ödemelerin yapıldığı, söz konusu dönemlere ilişkin ödemesi yapılan parasal haklara yasal faiz hesaplanarak ödenmesi talebinin reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Tam yargı davalarında hükmolunan faiz, idari işlem dolayısıyla hakları ihlal edilen davacıların bu işlem nedeniyle uğradıkları mali kayıpların veya yoksun kaldıkları mali haklarının gecikerek ödenmesi karşısında bu gecikmeden doğacak zararı karşılayan meblağ olup bu niteliği itibariyle yasal faiz, yoksun kalınan mali haklara bağlı olan fer’i bir alacaktır.
Genel olarak,idari işleme karşı açılan davanın (iptal davası) sonuçlanmasından sonra tazminat davası (tam yargı davası) açılması durumunda; tam yargı davasında talep edilen tazminat miktarı için yasal faiz istemi varsa, yasal faizin başlangıcı, tazminat davasından önce idareye başvuru olup olmadığına göre farklılık arzetmektedir. Böylece tazminat konusunda idareyi harekete geçirme iradesinin ortaya konularak idareyi temerrüde düşürme zamanının belirlenmesi esas alınmaktadır. Şayet idari işleme karşı açılan dava sonucunda dava konusu işlemin iptali yönünde verilen mahkeme kararı sonrası yoksun kalınan parasal hakların ödenmesi yolunda idareye başvuru sözkonusu ise yasal faizin başlangıcı olarak bu başvuru tarihinin, tazminat davasından önce idareye başvuru yoksa yasal faizin başlangıcı olarak tazminat davasının açıldığı tarihin dikkate alınması gerekmektedir.
Olayda ise, iptal kararı üzerine görevine başlatılan ve görevde olmadığı dönemlere ait parasal hakları idarece 14.6.2006 tarihinde ödenen davacının, idareye parasal haklarının yasal faizinin de ödenmesi istemiyle başvuruda bulunduğu ve talebinin reddedilmesi üzerine dava açtığı anlaşılmış olup, davacıya ödenmesi gereken yasal faizin bu istemle başvurduğu tarihten itibaren hesaplanarak ödenmesine karar verilmesi gerektiği açık olup, davacıya her maaş için ayrı ayrı hesaplanmak üzere ödeme tarihine kadar yasal faiz ödenmesi yolunda İdare Mahkemesince verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarelerin temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K…. sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 12.4.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.