Danıştay Kararı 12. Daire 2008/857 E. 2011/1319 K. 23.03.2011 T.

12. Daire         2008/857 E.  ,  2011/1319 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2008/857
Karar No: 2011/1319

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İsteğin Özeti: …İdare Mahkemesince verilen … günlü, E: …, K: … sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Disiplin kurulunun disiplin hukuku ilkelerine uyarlık göstermeyen oluşumu gözönüne alındığında verilen cezanın hukuka aykırı olduğu ve aksi yoldaki kararın bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince 2577 sayılı Yasa’nın 17/2 maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği düşünüldü:
Dava, Vakıflar Genel Müdürlüğü … Bölge Müdürlüğünde avukat olarak görev yapan davacının 657 sayılı Yasa’nın 125/D-f maddesi uyarınca 1 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin … günlü ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla, dava ve soruşturma dosyalarının birlikte incelenmesinden, davacının Vakıflar Genel Müdürlüğü … Bölge Müdürlüğünde avukat olarak görev yaptığı,yapılan soruşturma sonucu hukuk servisinde görevli bir memurun mahkeme yazı işleri müdürleri tarafından düzenlenen imzalı ve mühürlü gider belgelerinde tahrifat yaparak zimmetine para geçirdiği hususunun tespit edildiği, dava açmak ve mahkemelerin ara kararları yerine getirilmek üzere takip fişi ile görevlendirilen memura verilen avansların kapatılması için avukatlarca masraf listesinin aslına uygunluğunun kontrol edilerek imzalanmak suretiyle tahakkukunun yapıldığı, davacının gerçeğe uygun olmayan masraf listelerini imzalamak suretiyle 657 sayılı Yasa’nın 125/D-f maddesi uyarınca 1 yıl süreyle kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı bu durumda; davacı hakkında yapılan soruşturma sonucu sübut bulan fiili nedeniyle eylemine uygun olarak verilen disiplin cezasında mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı disiplin cezasını gerektiren eyleminin olmadığını öne sürmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Disiplin cezaları, kamu hizmetinin gereği gibi yürütülebilmesi bakımından kamu görevlilerinin mevzuat uyarınca yerine getirmek zorunda oldukları ödev ve sorumlulukları ifa etmemeleri veya mevzuatta yasaklanan fiillerde bulunmaları durumunda uygulanan yaptırımlar olup, memurların özlük hakları üzerinde doğrudan ve önemli sonuçlar doğurmaları sebebiyle subjektif ve bireysel etkileri bulunduğu gibi kamu görevinin gereği gibi sürdürülmesi ve kamu düzeninin sağlanması bakımından objektif ve kamusal öneme sahiptirler.
Bu bakımdan disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurallar pozitif olarak mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır.
Dolayısıyla, disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarının sağlıklı ve objektif olması, disiplin amirleri ve disiplin kurulları üyelerinin olayı tarafsız değerlendirmesiyle mümkün olduğundan, Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik ve Dairemiz içtihatları ile hakkında soruşturma yürütülen kişilerle arasında husumet bulunan, hakkında soruşturma yapılan kamu görevlisinin disiplin suçu sayılan eyleminden zarar gören veya yarar sağlayan veya soruşturulanın veya olayın mağduru durumda bulunan, soruşturmada taraf pozisyonunda olan ve soruşturmayı yürüten kişilerin, disiplin amiri sıfatıyla ya da disiplin kurulu üyesi olarak tesis edilecek disiplin cezası işlemine katılamayacakları kabul edilmektedir.
Olayımızda davacıya verilen disiplin cezasının bölge müdürlüğü disiplin kurulunca karara bağlandığı, davacı hakkında yürütülen disiplin soruşturmasında disiplin kurulunun başkan ve iki üyesinin de aynı soruşturma kapsamında olduğu ve aynı disiplin cezasıyla cezalandırılmasının teklif edildiği, önerilen disiplin cezasının disiplin kurulunca kabul gerekçesi olarak da, davacının tahakkuk memuru ve ita amirine gerçeğe aykırı yanıltıcı belge sunduğu hususunun gösterildiği, tahakkuk memuru ve ita amirinin ise önerilen cezayı değerlendiren disiplin kurulu başkanı ve bir üyesi olduğu görülmüş olup, bu haliyle olayın tarafı olan disiplin kurulu üyelerinin katılımıyla oluşan disiplin kurulunun, isnat edilen fiilin, önerilen disiplin cezası ile uygunluğunu objektif değerlendiremeyeceği ve bunun sonucunda verilen disiplin cezasının da hukuka uygun olmayacağı tartışmasızdır.
Bu durum gözardı edilerek, işin esası hakkında verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E: …, K: … sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 23.3.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.