Danıştay Kararı 12. Daire 2008/7591 E. 2010/4321 K. 21.09.2010 T.

12. Daire         2008/7591 E.  ,  2010/4321 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2008/7591
Karar No: 2010/4321

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E: …, K: … sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin … gün ve E: … sayılı kararda davacıya yapılamadığı belirtilen tebligatın, davacının adres bilgisinin tebliğ mazbatasına sehven eksik yazılması ve adresin ait olduğu muhtarlıkça gerekli araştırma yapılmaksızın posta memuruna davacının adreste bilinmediği yolunda beyanda bulunulması nedeniyle tebliğ edilemediği anlaşıldığından, usule uygun bir tebligat yapılmaksızın dosyanın işlemden kaldırılması ve sonrasında davanın açılmamış sayılmasında hukuki isabet bulunmadığı, bu nedenle temyiz isteminin kabul edilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: … İdare Mahkemesinin … günlü, E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerde Mahkemenin davalı idare savunması davacının dava dilekçesinde gösterdiği … adresi yerine sehven … adresine tebligata çıkartıldığı adresteki bu (2) sayısının eksikliği nedeniyle tebligat yapılmadığı anlaşıldığından mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesi’nce işin gereği düşünüldü:
Dava, 2001/2 öğretmen atama döneminde ingilizce öğretmenliğine atanma başvurusu reddedilen davacının, bu işleme karşı açtığı davada işlemin hukuka aykırı bulunarak iptali üzerine, söz konusu işlem nedeniyle uğradığını öne sürdüğü zararlara karşılık …-TL maddi, …-TL manevi olmak üzere toplam …-TL tazminatın işlem tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; dava dosyasında bulunan tebliğ alındısının incelenmesi sonucu, davacının göstermiş olduğu adreste tebligat yapılamaması nedeniyle mahkemelerinin … günlü, E: … sayılı kararıyla dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği ve bu tarihten itibaren bir yıl içinde davacı tarafından yeni adres bildirilerek dosyanın işleme konulmasının istenilmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde belirttiği adresinde dava süresince herhangi bir değişiklik olmadığını, dosyanın işlemden kaldırılmasına gerekçe olarak gösterilen tebligatın adresinin hatalı yazılmış olması nedeniyle kendisine ulaşmadığını, tebligatın … yerine … gittiğinin anlaşıldığını, tebligatın usule uygun olarak yapılmamış olması nedeniyle İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığını öne sürmekte ve temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “bilinen adreste tebligat” başlıklı 10. maddesinde; “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartiyle her yerde tebligat yapılması caizdir.” hükmüne yer verilmiştir.
11.9.1959 gün ve 10303 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Tüzüğü’nün 13. maddesinde; tebligatın tebliğ yapılacak şahsa kendi müracaatı, diğer alakalıların bildirmesi, mevcut vesaik tahkikat veya sair suretlerle bilinen en son adresinde yapılacağı, tebligat yapılacak adresin takdiren tesbit edilmiş olması gerektiği, gösterilen adreste tebligat yapılmayan hallerde, tebligatı çıkaran merci tarafından memurların ve diğer meslek ve sanat erbabının adreslerinin mensup oldukları teşkilattan, avukatlar için barodan veya Adalet Bakanlığı’ndan, askeri şahısların adreslerinin ise askerlik şubesi, Milli Savunma Bakanlığı gibi yetkili mercilerden sorulacağı, bu mercilerin sorulan adresi en kısa zamanda ve doğru olarak bildirecekleri düzenlenmiş, 14. maddesinde ise bir şahsa adresinden başka bir yerde tebligat yapılabilmesinin o şahsın kabulüne bağlı olduğu, tebliğ yapılacak şahsın tebliği çıkaran merci, PTT merkezi veya tebliğ memuruna müracaat etmesi halinde kendisine tebligat yapılacağı öngörülmüştür.
Dosyanın incelenmesinden; davacının davasını bizzat açtığı ve yürüttüğü, davalı idarenin 1. cevap dilekçesinin İdare Mahkemesince davacının dava dilekçesinde belirttiği adresine gönderildiği fakat tebliğ mazbatasına davacının adresi olarak “…” yerine sadece “…” yazıldığı, posta memurunun adreste davacıyı bulamayınca adresin ait olduğu … Muhtarlığı’na gittiği ve muhtarın beyanı doğrultusunda tebliğ mazbatasına davacının adreste bilinmediği şerhini yazarak muhtara imzalattığı ve tebligatın Mahkemeye iade edildiği, Mahkemece söz konusu tebligatın davacıya gösterdiği adreste tebliğ edilemediği gerekçesiyle 22.11.2006 tarihinde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 28.12.2007 tarihinde ise, dosyanın işlemden kaldırılmasından itibaren 1 yıl içinde yeni adres bildirilerek dosyanın yeniden işleme konulmasının istenilmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 26. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmektedir.
Uyuşmazlıkta; davacının temyiz dilekçesine eklediği ve dava dilekçesinde bildirdiği adresinin ait olduğu … Muhtarlığı’ndan aldığı ikametgah belgesinden; davacının anılan adreste ikamet etmeye devam ettiği ve iade edilen tebliğ mazbatasında yer alan davacının adreste bilinmediğine dair beyanın da gerçeği yansıtmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda İdare Mahkemesince tebliğ mazbatasına davacının adresinin sehven eksik yazılması ve ikametgahının bağlı olduğu mahalle muhtarlığınca gerekli araştırma yapılmaksızın davacının adreste bilinmediği yolunda beyanda bulunulması sonucu söz konusu tebligatın yapılamamış olduğu anlaşıldığından, usule uygun bir tebligat yapılmaksızın dosyanın işlemden kaldırılmasında ve sonrasında davanın açılmamış sayılmasında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesi’nin … günlü, E: …, K: … sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinin 1/c fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 21.9.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.