Danıştay Kararı 12. Daire 2008/7485 E. 2010/4338 K. 21.09.2010 T.

12. Daire         2008/7485 E.  ,  2010/4338 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2008/7485
Karar No: 2010/4338

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E: …, K: … sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Bakılmakta olan davada, davacının sözlü sınavda başarısız sayılma işleminin yargısal denetimini sağlayacak alt yapının tüm unsurlarıyla oluşturulmasını sağlamak hukuka bağlı idarenin görevi olduğundan, bu gerekçeyle dava konusu işlemin iptali gerekirken, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararınının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, davacının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Başkanlığı tarafından 11.6.2004 tarihinde yapılan enerji uzman yardımcılığı giriş sınavının sözlü kısmından 100 tam puan üzerinden en az 70 puan alamadığından bahisle başarısız sayılmasına dair işleme yaptığı itirazın reddine ilişkin 15.7.2004 günlü işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E: …, K: … sayılı kararıyla; sözlü sınava ilişkin sınav komisyonu üyeleri tarafından düzenlenen tutanağın incelenmesinden, beş komisyon üyesinin ayrı ayrı vermiş olduğu puanların birbirine yakın olduğu, çelişki içermediği, yapılan değerlendirmenin objektif olmadığının da somut olarak ortaya konulamadığı, dolayısıyla bu haliyle söz konusu sınav sonuç değerlendirilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı; dava konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Dosyanın incelenmesinden; davalı idare tarafından kuruma alınacak 20 adet enerji uzman yardımcılığı giriş sınavı duyurusunda 2 adet petrol ve gaz mühendisi kontenjanının belirlendiği, … Üniversitesi Petrol ve Doğalgaz Mühendisliği (İngilizce) bölümü mezunu olan davacının, yazılı ve sözlü sınavı olmak üzere iki aşamadan oluşan giriş sınavının yazılı kısmını kazanan iki kişi arasında 76,75 puanla 1. sırada bulunduğu, 11.6.2004 tarihinde yapılan sözlü sınavında ise 100 tam puan üzerinden en az 70 puan alması gerekirken, 63 puan aldığından bahisle başarısız sayıldığı, başarısız sayılma işleminin kaldırılması istemiyle davacının yaptığı itirazın reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
T.C. Anayasasının 2. maddesinde belirtilen Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel niteliklerinden olan “hukuk devleti” ilkesi, vatandaşlarına hukuk güvenliğini sağlayan, idarenin hukuka bağlılığını amaç edinen, buna karşılık kamu gücünün sınırsız, ölçüsüz ve keyfi kullanılmasını önleyen en önemli unsurlardan biridir. Nitekim hukuk devleti ilkesinin yaşama geçirilmesini sağlayacak araçlar arasında, Anayasanın 8. maddesinde, yürütme yetkisi ve görevinin, Anayasa ve kanunlara uygun olarak kullanılacağı ve yerine getirileceği; Anayasanın 125. maddesinde de, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu kuralına yer verilmiştir.
Hukuk devleti ilkesi karşısında, idarenin yargısal denetim yapılmasını ortadan kaldıracak ya da bu denetimin yapılmasını imkansız kılacak işlem ve eylemlerde bulunması mümkün değildir.
Bilindiği üzere kariyer meslekler, yarışma sınavı ile mesleğe yardımcı olarak girilen ve belli bir yetişme dönemi sonunda yapılan mesleki yeterlilik sınavında elde edilen başarı ile mesleğe atanılan görevlerdir. Mesleğe girişte yapılacak yarışma sınavına katılan adaylara salt yazılı sınav yapılabileceği gibi, yazılı sınav yanında, meslek bilgisi ile beraber mesleki ehliyete yönelik diğer özel niteliklere de sahip olunup olunmadığının tespiti açısından tamamlayıcı nitelikte sözlü sınav yapılması da mümkündür.
Sözlü sınavda başarısız sayılma işleminin, diğer tüm idari işlemlerin yargısal denetiminde olduğu gibi yetki, şekil, sebep, konu ve maksat olmak üzere işlemin tüm unsurları yönünden yargısal denetiminin yapılması esas olmalıdır. İdari işlemin yetki, şekil gibi salt usule ilişkin unsurları ile sınırlı olmak üzere yapılan bir yargısal denetimin, hukuk devleti ilkesinin sağladığı güvenceyi temin etmeyeceği açıktır.
Nitekim 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinin (1/a) bendi gereğince iptal davalarında, idari işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat unsurları yönünden yargısal denetime tabi tutulması zorunlu bulunmaktadır.
Dolayısıyla, sözlü sınavda başarısız sayılma işleminin yargısal denetimini sağlayacak alt yapının tüm unsurlarıyla oluşturulmasını sağlamak hukuka bağlı idarenin görevidir. Yukarıda da belirtildiği üzere hukuk devleti ilkesinin, idarenin, yargısal denetim yapılmasını ortadan kaldıracak, imkansız kılacak ya da güçleştirecek şekilde bir idari işlem tesis etmesine izin vermesi mümkün değildir.
Davacının enerji uzman yardımcılığı giriş sınavının sözlü sınavı kısmında başarısız sayılma işlemi incelendiğinde, bu işlemin hukuka uygunluk denetiminin Anayasanın 125. maddesinde ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde belirlenen hukuki sınırlar içinde yapılabilmesi için davalı idarece, sınav öncesinde soruların ve yanıtların hazırlanmadığı, sözlü sınav komisyonu üyelerinin her biri tarafından hangi notun takdir edildiğinin gerekçeleriyle ortaya konulamadığı, ayrıca sözlü sınavda verilen yanıtların, teknolojik imkanlardan yararlanılarak kayıt altına alınmak (elektronik ortamda görüntülü ve/veya sesli kayıt gibi) suretiyle, objektif nitelikte incelenip yargısal denetiminin yapılmasına imkan tanınmasının, hukuk devleti ilkesinin temini açısından uygulanabilecek en iyi yöntemlerden biri olmasına rağmen, bu şekilde bir kayıt yapılmadığı anlaşıldığından davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Öte yandan, kararın davacının sözlü sınavı kazandığı sonucunu doğurmayacağı, bu karar üzerine davacının yeniden sözlü sınava alınacağı tabiidir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E: …, K: … sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 21.9.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.