Danıştay Kararı 12. Daire 2008/1695 E. 2011/3752 K. 08.07.2011 T.

12. Daire         2008/1695 E.  ,  2011/3752 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2008/1695
Karar No: 2011/3752

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:…sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci ve Onikinci Daireleri’nce 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun Ek 1. maddesi uyarınca birlikte yapılan toplantıda işin gereği düşünüldü:
Dava, Bağ-Kur Genel Müdürlüğünde müfettiş olarak görev yapan davacının, , 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/B-m maddesi uyarınca kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 9.8.2005 günlü işlemin iptali ile bu ceza nedeniyle kesilen ek ödeme ve ikramiye tutarlarının yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyasının incelenmesinden davacının yaptığı soruşturma sonucunda düzenlediği … tarihli ve … sayılı rapor ile ilgili hususları basına intikal ettirdiği gerekçesiyle hakkında açılan soruşturma sonucunda düzenlenen raporda, daha önce yazdığı ve kendisinden başka bir kimsenin detaylarını bilmesi mümkün olmayan soruşturma raporunun Personel ve Eğitim Dairesi Başkanı … hedef alan içeriğinin ve üst yönetimi hedef alan yorumlarının … Gazetesi’nin … tarihli nüshasında yayımlanmasını sağladığı belirtilmekle birlikte, Bağ-Kur Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı’nca … Gazetesinde … tarihinde yayımlanan soruşturmaya konu haberin yazarına, bu konudaki bilgileri kimden aldığı, haberinin kaynağının kim olduğunun sorulduğu halde herhangi bir yanıt alınamadığı, soruşturma raporunu basına davacının sızdırdığına ilişkin başka bir somut kanıt da bulunmadığı, buna rağmen davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin B/m bendi uyarınca kınama cezası ile eezalandırılmasının teklif edildiği, bu teklif doğrultusunda kınama cezası ile cezalandırıldığı, öte yandan bu işlem nedeniyle Bağ-Kur Genel Müdürlüğü İkramiye Yönerge’sinin 16. ve Ek Ödemeye İlişkin Usul ve Esasların 16. maddesi uyarınca davacının maaşında ek ödeme ve ikramiye kesintisi yapıldığının anlaşıldığı, olayda, dava dosyasında ve soruşturma raporunda yer alan bütün bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, kendisi tarafından hazırlanan 5.2.2001 gün ve 1 sayılı soruşturma raporunda yer alan bilgileri basına sızdırdığına ilişkin yeterli, somut bilgi ve belge bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığından, davacının kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmediği, öte yandan, hukuka aykırılığı saptanan dava konusu işlem nedeniyle davacının maaşından yapılan ek ödeme ve ikramiye kesintilerinin de Anayasa’nın 125. maddesi uyarınca davacıya ödenmesi gerektiği gerekçesiyle işlemin iptaline, bu işlem nedeniyle davacının maaşından yapılan ek ödeme ve ikramiye kesintilerinin davanın açıldığı 1.12.2005 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare, davacı hakkında tesis edilen işlemlerin hukuka uygun olduğunu ileri sürmekte ve İdare Mahkemesince verilen kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Davanın açıldığı ve temyize konu kararın verildiği tarihte uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolu kapalı olduğundan, idare mahkemesince kınama cezasına ilişkin kısımları yönünden davanın incelenmeksizin reddi gerekirken işin esasına girilerek karar verildiği görülmekle birlikte, uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunu kapatan Anayasa hükmü ve 657 sayılı Yasa’nın ilgili maddelerinde yapılan değişiklikten sonra söz konusu cezalara karşı yargı yolu açıldığından, yeni oluşan hukuki durum gereği bu husus kararı sakatlıyacak nitelikte görülmemiştir.
657 sayılı Kanun’un ilgili maddelerinde, Devlet memurları tarafından disiplin cezasını gerektirecek fiillerin işlenmesi durumunda, bu fiiller nedeniyle verilecek disiplin cezaları belirlenmiştir. Bu cezalar arasında uyarma ve kınama cezası da bulunmaktadır.
Herhangi bir disiplin cezası alanlara ayrıca bir de aylıktan kesme cezası niteliğinde, belli bir süre hiç ek ödemeden yararlandırmama veya ek ödeme tutarından kesinti yapılması yoluna gidilmesinde hukuka uygunluk bulunmamaktadır. Zira disiplin cezasına konu eylemler için uygulanacak yaptırım mevzuatta belirlenmiş olup, idari düzenlemeyle disiplin cezasının yanında aynı eylemden dolayı bir de gelir mahrumiyetine yol açacak biçimde düzenleme getirilmesine olanak tanıyan bir yetki davalı idareye tanınmamış olup, Devlet Memurları Kanunun 125. maddesi uyarınca kınama cezası ile cezalandırıldığı anlaşılan davacının, bu cezalar nedeniyle ek ödemesinin ve ikramiyesinin kesilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacının, disiplin cezası ile cezalandırıldığından bahisle kesilen ek ödeme ve ikramiye tutarlarının yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi isteminin, yukarıda belirtilen gerekçeyle kabulü gerekirken, dayanağı kınama cezası işleminin hukuka aykırılığı saptandığından ve Anayasanın 125. maddesinde idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükmü gereğince, dava konusu işlem nedeniyle davacının ödenmeyen ek ödeme tutarlarının hesaplanarak dava açma tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine hükmedilmesinde gerekçe yönünden hukuki isabet bulunmamakla birlikte kararın bu kısmı sonucu itibariyle yerindedir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile … İdare Mahkemesi’nce verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, yukarıda belirtilen gerekçelerle onanmasına , temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına, 8.7.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.