Danıştay Kararı 12. Daire 2004/3795 E. 2005/200 K. 04.02.2005 T.

12. Daire         2004/3795 E.  ,  2005/200 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2004/3795
Karar No: 2005/200

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Hukuk ve Usule aykırı olması nedeniyle İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, İlköğretim müfettişi olarak görev yapan davacının 1702 sayılı Yasanın 20/1 maddesi uyarınca ihtar cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E: …,K: … sayılı kararıyla;2577 sayılı Yasanın 14.maddesi uyarınca dava dilekçesi incelenerek işin gereğinin görüşüldüğü; Anayasanın 129 maddesi ile 657 sayılı Yasanın 125,135 ve 237 maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden, özel kanunlarda hüküm bulunmayan hallerde 657 sayılı Yasanın suç ve cezalara ilişkin hükümlerinin uygulanacağı sonucuna varıldığı, bu hukuksal durum karşısında uyarma cezası ile eş anlamlı ihtar cezasına karşı yargı yolunun kapalı olduğu, 1702 sayılı Yasanın 43.maddesi hükmü gereğince dava yolunun açık olduğu öne sürülebilirse de 657 sayılı Yasanın 237/b maddesi uyarınca 1702 sayılı Yasanın 43.maddesi hükmünün uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı, bu durumda idari davaya konu edilmesi mümkün olmayan ihtar cezasına karşı açılan davanın esasının incelenmesinin mümkün görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, dava konusu ihtar cezasına karşı yargı yolunun açık olduğunu, davanın esasının incelenmesi gerektiğini, hukuk ve usule aykırı olması nedeniyle ihtar cezasının iptali gerektiğini öne sürmekte ve idare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 16. maddesinde; dava dilekçesinin ve eklerinin bir örneğinin davalıya, davalının vereceği savunmanın davacıya tebliğ olunacağı, davacının ikinci dilekçesinin davalıya, davalının vereceği ikinci savunmanın da davacıya tebliğ edileceği, buna karşın davacının cevap veremeyeceği, ancak davalının ikinci savunmasında davacının cevaplandırmasını gerektiren hususlar bulunduğunun davanın görülmesi sırasında anlaşılması halinde, davacıya cevap vermesi için bir süre verileceği, tarafların yapılacak tebliğlere karşı , tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde cevap verebilecekleri hükmüne yer verilmiştir.
Yine aynı Yasanın 14. maddesinde dava dilekçelerinin hangi yönlerden ilk incelemeye tabi tutulacağı belirtildikten sonra 15. maddesinde de; ilk inceleme aşamasında 14. maddede düzenlenen hususlardan birinin ya da bir kaçının tesbiti halinde verilecek kararlar düzenlenmiş olup, bunlar arasında ihtar cezasına karşı dava açılması hali yer almamıştır.
Bu durumda, davacının 1702 sayılı Yasanın 20/1 maddesi uyarınca ihtar cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle … Valiliğine karşı açtığı davada; İdare Mahkemesince, dava dosyasının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 16. maddesi uyarınca tekemmülünün sağlanarak bir karar verilmesi gerekirken, ihtar cezasına karşı açılan davanın esasının incelenemeyeceğinden bahisle dosya tekemmül ettirilmeksizin ilk inceleme aşamasında verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, Anayasanın 129.maddesinde uyarma ve kınama cezalarına ilişkin disiplin kararlarının yargı denetimi dışında bırakıldığı, bunların dışındaki disiplin kararlarının yargı denetimi dışında bırakılamayacağı hükme bağlanmış,657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 135. maddesinde, “Disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itiraz, varsa bir üst disiplin amirine yoksa disiplin kurullarına yapılabilir. Aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve Devlet memurluğundan çıkarma cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabilir.” hükmü yer almış , aynı Kanunun 125.maddesinde ise ,özel yasalardaki disiplin suçları ve cezalarına ilişkin kuralların saklı tutulduğuna işaret edilmiş olup, 1702 sayılı sayılı Yasanın 43.maddesinde, bu yasa uyarınca verilen disiplin cezalarının yargı denetimine tabi olduğunun hükme bağlanmış olması karşısında İdare Mahkemesince disiplin cezasının esasının incelenmesinin gerektiği de açıktır.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz talebinin kabulü ile … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/c fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 4.2.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.