Danıştay Kararı 12. Daire 2004/2725 E. 2004/4092 K. 15.12.2004 T.

12. Daire         2004/2725 E.  ,  2004/4092 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2004/2725
Karar No: 2004/4092

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin gereği düşünüldü:
Dava; polis memuru olarak görev yapan davacının, üzerine atılı yetkisini veya nüfuzunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak suçu nedeniyle açılan disiplin soruşturması sonucu, “ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı nedeniyle, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesine” ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, E:… sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; olayda: davacının, … Emniyet Müdürlüğü kadrosunda görev yapmakta iken 28.5.1998 tarihinde … iİine atandığı, 1996-2001 yılları arasında iddia edilen fiilleri nedeniyle hakkında 36 arkadaşı ile birlikte soruşturma açıldığı, davacı ile ilgili olarak ifadesine başvurulan bir trafik müşavirinin, “davacıya 1997 yılında benzin parası olarak 10 ile 15 milyon lira verildiğini”, başka bir trafik müşavirinin ise; “rüşvet verdiğini beyan etmesine rağmen bu ifadeyi baskı altında verdiğini, aslında rüşvet verdiğini söylediği şahıslara rüşvet vermediğini, bu işleri ortağının yaptığını” ifade ettiği, bu ifadeler nedeniyle davacının üzerine atılı suçu işlediği sonucuna varıldığı ancak, suçun 1997 yılında işlendiği, bu sebeple ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle dava konusu işlemle, dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiğinin anlaşıldığı, davalı idarece davacının üzerine atılı disiplin suçu işlediği sonucuna varıldığı ancak, davacının … iline 1998 yılında atanmış olması ve rüşvet verdiğini iddia eden kişinin bu rüşveti 1997 yılında verdiğini ifade etmesi karşısında, sözkonusu tarihte bu yerde görevli olmayan davacının, bu parayı alarak üzerine atılı suçu işlediğinden sözedilemeyeceği bu durumda, davacının üzerine atılı suçu işlemediği nedeniyle ceza tayinine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, iddia edilen disiplin suçunu işlediği ancak, ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığı nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin davacıya ilişkin kısmının iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare; Mahkeme kararının hukuk ve usule uygun olmadığını öne sürmekte ve temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İptal davasına konu edilebilecek idari işlemler, idarelerin, idari faaliyetleri nedeniyle, kamu gücü kullanılarak, kamu hukuku kurallarına göre, tek taraflı iradeyle yaptıkları kesin ve icrai (yürütülmesi gerekli) nitelikteki işlemler olup, bu nitelikte olmayan işlemlerin idari davaya konu edilmelerinin mümkün olmadığı idare hukukunun en belirgin ilkesidir.
Bir idari işlemin kesin ve yürütülmesi zorunlu sayılabilmesi ise; hukuk düzeninde varlık kazanabilmesi için gerekli prosedürün son aşamasını da geçirmiş bulunmasına, bir başka idari makamın onayına ihtiyaç göstermeksizin hukuk düzeninde değişiklikler meydana getirebilmesine, yani idare edilenlerin hukukunu şu ya da bu yönde etkileyebilmesine bağlı bulunmaktadır.
Dava dosyanın incelenmesinden; davacının, …/… Trafik Tescil Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yaptığı, …, …, …, … ve … illerinde, düşük modelli kamyon ve çekicilerin modellerinin yükseltilerek sahte belgelerle kayıtlarının yapıldığı duyumları üzerine konunun incelenmesi amacıyla soruşturma açıldığı, soruşturma sırasında, olaylara adları karışan 11 trafik müşavirinin alınan ifadelerinde; trafik tescil şube müdürlüğünde çalışan bazı emniyet mensuplarına işlemlerin hızlı yapılabilmesi için haftalık rüşvet verdiklerini beyan ettikleri, davacıya da bu kapsamda rüşvet verildiğinin iki trafik müşaviri tarafından ifade edildiğinin anlaşıldığı, fiillerin 1999 yılından önce işlenmiş olması ve eylemin meydana geldiği tarihten itibaren iki yıl içerisinde disiplin cezası verilemediğinden bahisle dava konusu işlemle, 657 sayılı Kanunun 127.maddesinin son fıkrası gereğince, ceza verme yetkisinin zamanaşımına uğradığından bahisle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı tarafından; suçun işlendiği belirtilen tarihte … ilinde görevli olmadığı, suçla ilgisinin bulunmadığı, her ne kadar ceza uygulanmamış ise de dava konusu işlemin sicil dosyasının içinde yer almasının mesleki durumunu olumsuz etkileyeceği öne sürülerek dava konusu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İptali istenilen Yüksek Disiplin Kurulu kararında; davacının üzerine atılı suçu işlediğine dair bir belirlemenin yer almadığı, trafik müşavirlerinin ifadelerine yer verilmesinin, fiilin işleniş tarihini, dolayısıyla zamanaşımının tesbit amacıyla yapıldığının anlaşılması karşısında, davacının hukuki durumunda doğrudan bir etkisi olmayan işlemin iptali istemiyle açılan davanın reddi gerekirken dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle,davalı idarenin temyiz talebinin kabulü ile … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 15.12.2004 tarihinde oybirliği ile karar verildi.