Danıştay Kararı 12. Daire 2003/380 E. 2003/2077 K. 07.07.2003 T.

12. Daire         2003/380 E.  ,  2003/2077 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2003/380
Karar No: 2003/2077

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 46.ve 47.maddelerinin değerlendirilmesinden, davacı hakkında tesis edilmiş olan disiplin cezasının kesin bir işlem olduğu ve iptal davasına konu edilebileceği anlaşıldığından aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: … İdare Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesi; davayı kabul koşulları arasında, dava konusu işlemin “idari davaya konu olacak kesin ve yürütülebilir bir işlem olup olmadığı” yönünden incelenmesini öngörmüş, aynı Yasanın 15/1-b maddesinde işlemin kesin ve yürütülebilir olmaması durumunda davanın reddine karar verileceği öngörülmüş,
Öte yandan Yükseköğretim Kurumları Yönetici Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin “Uygulama” başlıklı 46. maddesinde, Disiplin cezalarının verildiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği ve uygulanacağı, aylıktan kesme cezasının, cezanın veriliş tarihini takip eden aybaşında uygulanacağı verilen disiplin cezaları sıralı sicil amirine, üniversite öğretim mesleğinden çıkarma cezası bütün, üniversite rektörlüklere kamu görevinden çıkarma cezası ise ayrıca Devlet Personel Dairesine bildirileceği, itiraz başlıklı 47 nci maddesinde de “Disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarına, karşı itirazın bir üst disiplin amirine veya disiplin kurallarına yapılabileceği belirtilmiştir.
Olayda da … Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyodiogastik Anabilim Dalı öğretim görevlisi olarak görev yapmakta olan davacı hakkında Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 9/f maddesi uyarınca 2 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası verildiği, verilen ceza anılan Yönetmeliğin 46 ncı maddesi uyarınca 1/4 oranında aylıktan kesinti yapılmak suretiyle uygulandığı, davacıya dava konusu cezanın 16.9.2002 tarihinde tebliği üzerine, davacının bu cezaya karşı 19.9.2002 tarihinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına hitaben yazılmış dilekçe ile itiraz ettiği ancak sözkonusu Yönetmeliğin 48 nci maddesinde öngörülen itiraz süresini beklemeden 27.9.2002 tarihinde … İdare Mahkemesinde kayda giren dilekçe ile davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda dava konusu disiplin cezasının davacının aylığından 1/4 oranında kesinti yapılmak suretiyle uygulandığı, kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem olduğu açık bulunduğu gibi anılan Yönetmelik hükümleri gereği de sözkonusu ceza ile cezalandırılan kişinin takdirince bulunduğundan davacının disiplin cezasına karşı dava açabileceği gibi itiraz üzerine verilen cevabın da ayrı bir dava konusu yapılacağı kuşkusuzdur.
Belirtilen nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle işin esası hakkında yeniden bir karar verilmesi için mahkeme kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
… Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyodiagnostik Anabilim Dalı Öğretim üyesi olan davacı, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 9(f) maddesi uyarınca 2 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılmasına, bu cezanın brüt aylığının 1/4 oranında kesilmesi şeklinde uygulanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinde belirtilen İdari işlemin kesin ve yürütülebilir olması kavramlarının farklı olduğu, kesinlik kavramının bir idari işlemin uygulanma zorunluluğunu ortaya koyduğu, bir işlemin yaptırım içeriyor olmasının da her zaman işleme kesinlik ve yürütülebilirlik kazandırmayacağı, Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 47. ve 48. maddeleri uyarınca bu yönetmelik hükümlerine göre verilen bir disiplin cezasına itiraz edilmiş ise itiraz merciinin o cezayı kaldırma, hafifletme ya da aynen kabul etme olanağı olduğundan cezanın kesinleşmeyeceği ve ancak itiraz merciinin kararı ile kesinlik kazanacağı, cezanın uygulanmasının da kesinleştiği anlamına gelmediği, olayda da davacıya verilen 2 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına karşı süresi içinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına hitaben yazılan 19.9.2002 günlü dilekçe ile itiraz edildiği ve itirazın sonucu beklenmeden 27.9.2002 tarihinde bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı, bu durumda davacının disiplin cezasına karşı yaptığı itirazın sonuçlanmadığı ve anılan maddeler uyarınca da cezanın kesinleşmediğinin görüldüğü, buna göre henüz kesinleşmeyen disiplin cezasının iptali istemiyle açılan davanın 2577 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca esasının incelenme olanağı bulunmadığı ayrıca davacının itiraz mercinin kararıyla kesinleşecek olan işlemin iptali istemiyle yeniden dava açabileceğinin de tartışmasız olduğu gerekçesiyle kesin işlem niteliğinde olmayan disiplin cezasının iptali istemiyle açılan davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15/1-b maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
Davacı, 2577 sayılı Yasada disiplin cezalarına karşı itiraz edilmesi durumunda idari yargıda dava açabilmek için bu itirazın sonucunun beklenmesi gerektiğine dair bir kural olmadığını, disiplin cezalarına karşı başvurulan itiraz yoluyla dava açma yolunun farklı yasal haklar olduğunu, hakkında verilen cezanın kesin ve yürütülebilir bir işlem olduğunu, itiraz sonucu beklenmeden uygulandığını, kaldı ki itiraz, dava açma süresini durdurmayacağından itirazın sonucunun beklenmesi durumunda dava açma süresinin de geçirilmiş olabileceğini öne sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare hukukun genel kural ve kavramlarına göre bir idari işlemin iptal davasına konu edilebilmesi için kesin ve icrai nitelikte olması; ve bir idari işlemin de kesin ve icrai nitelikte sayılabilmesi için tüm idari prosedürün tamamlanmış, başka bir idari makamın onay ve iznine tabi olmaksızın hukuk düzeninde değişiklik meydana getirilebilecek ve ilgililerin hukuksal durumuna etki edebilecek bir işlem olması gerekir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 14. maddesinde de, açılan bir iptal davasında işlemin idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai nitelikte bir işlem olup olmadığı yönünden inceleme yapılacağı ve aynı Yasanın 15/1-b maddesinde de, işlemin kesin ve icrai nitelikte bir işlem olmaması durumunda davanın reddine karar verileceği belirtilmiştir.
Öte yandan Yükseköğretim Kurumları Yönetici, Öğretim Elemanı ve Memurları Disiplin Yönetmeliğinin 46. maddesinde, disiplin cezalarının verildiği tarihten itibaren hüküm ifade edeceği ve derhal uygulanacağı, 47. maddesinde disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarına karşı itirazın bir üst disiplin amirine veya disiplin kuruluna yapılabileceği, 2. fıkrasında, bu Yönetmelikte yer alan disiplin cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabileceği belirtilmiş, 48. maddesinde de “Disiplin amirleri ve disiplin kurulları tarafından verilen disiplin cezalarına karşı yapılacak itirazlarda süre kararının ilgiye tebliği tarihinden itibaren 7 gündür. Bu süre içinde itiraz edilmeyen disiplin cezaları kesinleşir.
İtiraz halinde, itiraz merciileri kararı gözden geçirerek verilen cezayı aynen kabul edebilecekleri gibi cezayı hafifletilebilir veya tamamen kaldırılabilirler.
İtiraz merciileri, itiraz dilekçesi ile karar ve eklerinin kendilerine intikalinden itibaren 30 gün içinde kararlarını vermek zorundadırlar.” kuralına yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının … Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyodiognastik Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmakta iken yapılan soruşturma sonucunda yukarıda anılan Yönetmeliğin 9/f maddesi uyarınca 2 yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırıldığı ve bu cezanın Yönetmeliğin 13. maddesi uyarıca brüt aylığından 1/4 oranında kesinti yapılması şeklinde uygulandığı, anılan cezanın 16.9.2002 tarihinde tebliği üzerine davacının 19.9.2002 günlü dilekçesiyle bu işleme karşı Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına itiraz ettiği, itirazın sonuçlanmasını beklemeden de 27.9.2002 tarihinde mahkeme kaydına giren dilekçe ile bakılan davayı açtığı anlaşılmıştır.
Yukarıda anılan Yönetmeliğin 47. maddesinde belirtilen itiraz yoluna başvurulması zorunlu bir idari prosedür olmadığından bu yola başvurulmasının idari işlemin kesinlik kazanmasını engelemeyeceği, itiraz yoluna başvuran ilgilinin aynı zamanda dava açma hakkını da kullanabileceği açık olup buna göre davacının iki yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası ile cezalandırılması ve bu cezanın aylığından 1/4 oranında kesinti yapılması suretiyle uygulanması yolundaki dava konusu işlemin hukuki sonuçları gözönüne alındığında bu işlemin kesin bir işlem olduğu ve dolayısıyla iptal davasına konu edilebileceği anlaşıldığından, idare mahkemesince davanın esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin kesin bir işlem olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulüyle, … idare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3.fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 7.7.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.