Danıştay Kararı 12. Daire 2003/2277 E. 2006/1584 K. 21.04.2006 T.

12. Daire         2003/2277 E.  ,  2006/1584 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2003/2277
Karar No: 2006/1584

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Öte yandan, disiplin cezası verilmesine neden olan soruşturmanın İlköğretim Müfettişi tarafından yapılmış olması hususuna gelince;
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun disiplin bölümü içinde yer alan çeşitli hükümlerinde soruşturmadan ve soruşturmacıdan söz edilmekle birlikte, soruşturmacı tayini, soruşturmacının nitelikleri, soruşturmanın yürütülme biçimi gibi hususları açıkça düzenleyen kurallar yer almamaktadır. Disiplin soruşturmasında uygulanacak usul kurallarının bir kısmı idari teamüllere göre, bir kısmı ise zaman içinde oluşturulan içtihatlara göre yürütülmektedir.
Kamu idarelerinde disiplin soruşturmalarını yürütmek üzere özel bir örgüt oluşturulmamıştır. Disiplin soruşturmaları genellikle, idarelerin danışma ve denetim birimleri içinde yer alan müfettişler, kontrolörler, hukuk müşavirleri gibi personel tarafından yürütülmektedir. Bazen uygulamada bu sayılanlar dışında idari hiyerarşi içinde yer alan kamu görevlilerinin de soruşturmacı olarak görevlendirilmeleri mümkün olmaktadır. Soruşturmacı belirlenmesinde amirin takdiri sözkonusudur. Danıştay, soruşturmacı olarak görevlendirilecek kişinin ünvan ve kadro bakımından soruşturma yapılandan daha üst ya da en azından aynı statüye sahip olmasını gerekli görmektedir.
Nitekim; bir çok kamu kurumunda fiillerin işlenildiğinin öğrenilmesi üzerine, denetim elemanları dışında ve daha önce hiçbir disiplin soruşturması yapmamış kişiler soruşturmacı olarak görevlendirilebilmektedir. Bu kişiler tarafından yapılan soruşturma sonucu hazırlanan raporlarda yer alan teklifler üzerine verilen disiplin cezalarının iptali istemiyle açılan davalarda, İdare mahkemeleri ve Danıştay bir çok kararında, soruşturmacının statüsünün soruşturulan ile aynı ya da daha üst düzeyde olması ve soruşturulan olayla ilgisinin bulunmaması dışında bir özel şart aramamaktadir.
Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun 1.4.1988 günlü,E:1988/20,K.1988/25 sayılı kararında;5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 9. maddesinin “d” bendinde Valilerin, Bakanlıkların İl Teşkilatında yer alan Daire ve kurumların ayrı ayrı denetim ve teftişlerini yapabilecekleri veya memurları aracılığı ile yaptırabilecekleri hükmü uyarınca; uyuşmazlıkta, soruşturmayı yapan İlköğretim müfettişinin görevleri arasında orta dereceli okul öğretmen ve yöneticilerinin teftiş ve denetleme yetkisinin belirtilmemiş olmasının Valilerin İlköğretim Müfettişlerine orta dereceli, okul öğretmen ve yöneticileri hakkında soruşturma yapma görevi verilmesine engel teşkil etmediği görüşüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, disiplin soruşturması yapmakla görevlendirilen ve soruşturmayı yürüterek rapora bağlayan kişi İlköğretim müfettişidir. Diğer kamu kurumlarında olduğu gibi İlköğretim müfettişlerinin İlköğretim Okulları dışındaki Okullarda çalışan kamu görevlilerinin tamamı hakkında soruşturma yapamayacaklarının kabul edilmesi öncelikle Anayasanın 10. maddesinde yer alan “Kanun önünde eşitlik” ilkesine aykırılık teşkil eder. İlköğretim Müfettişleri dışındaki kamu görevlilerinin soruşturmacı olarak görevlendirilmelerinde, statü ve olayın tarafı olmama dışında özel bir koşul aranmaz iken, İlköğretim Müfettişleri için bu şekilde bir kısıtlama kabul edilemez.657 sayılı Kanunda yer almayan ve Kanunun hiçbir şekilde izin vermediği düzenlemenin kısıtlayıcı bir şekilde Yönetmelikte yer alması “Hukuk Devleti” ilkesine de aykırı düşecektir. Çünkü; disiplin soruşturmasını yıllarca yapmış bir İlköğretim müfettişinin görevlendirilebileceği bir Lise öğretmeninin disiplin soruşturmasının, İlköğretim müfettişinin soruşturmacı olarak atanamayacağı kabul edilerek aynı Okulda bulunan bir öğretmen tarafından yapılabileceğinin kabul edilmesi, disiplin soruşturması usul ve esaslarını bilen birisi yerine bu konuda hiçbir deneyimi olmayan kişinin yapacağı soruşturma ve hazırlayacağı rapora itibar edilmesi anlamına gelir ki; bu durum “hukuki güvenlik” ilkesine de ters düşer.
Ayrıca, her kamu görevlisinin yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetleri ile ilgili bir görev alanları vardır. Doktor sağlık hizmeti, öğretmen ise, eğitim hizmetinin yürütülmesinde belirlenen görev alanları çerçevesinde kamu görevini yerine getirirler. Bu görevlilerin, görev alanlarında yer almadığı halde soruşturmacı olarak atanmalarına bir engel bulunmamaktadır. İlköğretim müfettişlerinin de görev alanlarında yer almayan yerlerde soruşturmacı olarak tayin edilmelerine engelleyen bir düzenleme bulunmamaktadır. Görev alanlarını düzenleyen Yönetmelik İlköğretim Müfettişlerinin olağan zamanlarda yürütmekle yükümlü oldukları teftiş, inceleme, değerlendirme ve soruşturma yapabilecekleri yerlere ilişkindir. Bu yerler dışında amirlerce gerek görüldüğü durumlarda, konumlarına uygun yerlerde soruşturmacı olarak görevlendirilmelerini engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır. Kaldı ki; Yönetmeliğin 42/t maddesinde yer alan; Valilikçe denetimi uygun görülen diğer okul ve kurumların görev alanlarını oluşturduğuna yönelik hükümde, İlköğretim Müfettişlerinin Yönetmelikte sayılmayan Okul ve kurumlarda da Valilikçe görevlendirilmeleri durumunda görev yapabileceklerinin kabulü anlamına gelmektedir.
Diğer taraftan, anılan Yönetmeliğin 43. maddesinin (d) bendinin 1. fıkrasında, İlköğretim Müfettişlerinin, İl İdaresi Kanunu hükümlerine göre, Valilikçe verilecek soruşturma emirleri gereğince resmi ve özel okul ve kurumlarda görevli öğretmen, yönetici ve diğer personel hakkında soruşturma yapma görev ve yetkilerinin bulunduğu belirtilmiştir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde, İlköğretim müfettişleri tarafından davacı hakkında soruşturma yapılmış olmasının tek başına işlemi kusurlandıracak bir usul noksanlığı olmadığı kanaatine varılmaktadır.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, davacının … Anadolu Lisesi’nde Fizik öğretmeni olarak görev yaptığı dönemde işlediği fiil nedeniyle İlköğretim müfettişleri tarafından yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen rapora istinaden 657 sayılı Kanunun 125/C-ı maddesi hükmü uyarınca “1/30 oranında aylıktan kesme ” cezası ile cezalandırılmasına dair … günlü ve … sayılı işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle aylığından yapılan kesintinin kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacıya isnad edilen fiillerden, öğrencileri çalıştığı … dersanesine yönlendirmek ve telkinde bulunmak, öğrenciler arasında dersaneye giden-gitmeyen ayrımı yapmak, okulda huzursuzluğa neden olmak fiillerinin soruşturma raporunda bulunan şikayetçi ve tanık ifadeleriyle sübut bulduğunun anlaşıldığı, fiillerine uygun olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/C-ı maddesi uyarınca cezalandırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, hakkında açılan soruşturmanın dersanede çalışan bir öğretmenin yönlendirmesi ile yürütüldüğünü, ifadelerine başvurulan öğrencilerin kendi öğrencisi olmadığını, not çizelgelerinin incelenmesi durumunda gerçeğin ortaya çıkacağını, bu hususlar dikkate alınmadan verilen kararın eksik incelemeye dayalı olduğunu ileri sürmekte ve İdare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
13.8.1999 günlü, 23785 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Müfettişleri Başkanlıkları Yönetmeliğinin işlem tarihinde yürürlükte bulunan 42.maddesinde, müfettiş ve müfettiş yardımcılarının görev alanları düzenlenmiştir. Buna göre, müfettiş ve müfettiş yardımcılarının rehberlik ve iş başında yetiştirme, teftiş ve değerlendirme, inceleme, soruşturma hizmetlerine yönelik olarak;
a)İlköğretim Okulları,
b)Yetiştirici ve tamamlayıcı sınıflar ve kurslar,
c)Özel eğitime muhtaç çocuklar için açılmış okullar ve sınıflar,
d)Okul öncesi eğitim kurumları, uygulama sınıfları ve tamamlayıcı sınıflar ve kurslar,
e)Halk eğitim merkezi ve akşam sanat okulları ile bunlara bağlı kurslar,
f)Çıraklık eğitim merkezleri,
g)Eğitim araçları ve donatım merkezi ve akşam sanat okulu müdürlükleri,
h)Rehberlik ve araştırma merkezlerinde ve akşam sanat okulu müdürlükleri,
i)Öğretmen ve akşam sanat okulları, öğretmen evi, lokalleri ve sosyal tesisleri,
j)Milli eğitim yayın evleri,
k)Sağlık eğitim merkezleri,
I)Hizmetiçi eğitim enstitüleri ve akşam sanat okulları ile hizmetiçi eğitim merkezleri,
m)Spor ve izcilik merkezleri,
n)Gençlik ve izcilik eğitim tesisleri,
o)Öğrencileri yetiştirme ve sınavlara hazırlama kursları,
p)Özel eğitim kurumlarına bağlı, dershane ve okullar ile her türlü özel yaygın eğitim kursları,
r)Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı kur-an kursları,
s)Dernek ve vakıflarca açılan ve Bakanlığın denetimi ve gözetimi altında bulunan gerçek ve tüzel (şirket) kişilere ait öğrenci yurtları,
t)Valilikçe denetimi uygun görülen diğer okul ve kurumların, görev alanlarını oluşturduğu hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer alan düzenleme uyarınca İlköğretim müfettişlerinin teftiş değerlendirme, inceleme ve soruşturma yapma yetkileri Yönetmelikte sayılan okul ve kurumlarla sınırlı olup, bu kapsamda yer almayan liselerin denetimi hakkında soruşturma yapma yetkisi Bakanlığa ait bulunmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının … Anadolu Lisesi’nde Fizik öğretmeni olarak görev yaptığı dönemde işlediği fiil nedeniyle İlköğretim müfettişleri tarafından yapılan soruşturma sonucunda düzenlenen … günlü ve … sayılı rapora istinaden, … Milli Eğitim Eğitim Müdürlüğü’nün … günlü ve … sayılı işlemi ile 657 sayılı Kanunun 125/C-ı maddesi hükmü uyarınca “1/30 oranında aylıktan kesme” cezası ile cezalandırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının … Anadolu Lisesi’nde Fizik öğretmeni olarak görev yaptığı dönemde işlediği iddia olunan fiilleri ile ilgili olarak Liselerde denetim yapma yetkisi bulunmayan İlköğretim müfettişleri tarafından düzenlenen soruşturma raporuna dayanılarak tesis edilen işlemle cezalandırılmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
İlköğretim müfettişleri tarafından yapılan soruşturma üzerine dava konusu işlem ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/C-ı maddesi hükmü uyarınca davacı “1/30 oranında aylıktan kesme” cezası ile cezalandırıldıktan sonra, Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişleri’nce fiillerle ilgili yeni bir inceleme ve soruşturma yapılarak rapor düzenlenmiş ise de; bu rapor uyarınca davacıya disiplin cezası verilmemiş olması, uyuşmazlığın konusunun İlköğretim müfettişlerince yapılan soruşturma neticesinde verilen disiplin cezası olması ve uyarma ve kınama cezalarına yapılan itirazlar dışında bir kamu görevlisine verilen disiplin cezasının idari tasarrufla ortadan kaldırılma olanağının bulunmaması karşısında; bu hususun, yetkili bulunmayan soruşturmacı tarafından düzenlenen rapordaki tespitler esas alınarak hukuka aykırı olarak tesis edilen işleme hukuksallık kazandırmayacağı açıktır.
Öte yandan, davacı hakkında yeniden yapılacak soruşturma sonucunda düzenlenecek raporda ve bu rapor uyarınca disiplin cezası ile cezalandırılması durumunda, işlediği fiillerin niteliği de dikkate alınarak,1702 sayılı İlk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanun hükümlerinin disiplin cezası teklifinde ve ceza verilmesinde gözönünde bulundurulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz talebinin kabulü ile … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine,21.4.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi.