Danıştay Kararı 12. Daire 2002/3280 E. 2005/472 K. 18.02.2005 T.

12. Daire         2002/3280 E.  ,  2005/472 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2002/3280
Karar No: 2005/472

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi:İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava; 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olarak görev yapan davacının, 657 sayılı Kanunun 125/B-a maddesi uyarınca kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; Anayasanın 129. ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 135 ve 136. maddelerinde yer alan hükümlerin birlikte değerlendirilmesi sonucu, 657 sayılı Kanun hükümleri uyarınca verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı dava açılamayacağı, sadece üst disiplin amirine, yoksa disiplin kuruluna itiraz edilebileceğinin anlaşıldığı, davacıya 657 sayılı Kanunun 125.maddesi uyarına verilen kınama cezasının iptali istemiyle açılan davanın esasının incelenmesi olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Davacı; kınama cezasının usul açısından hukuka aykırı olarak verildiğini, disiplin kurulu tarafından kınama cezası verilemeyeceğini, üzerine atılı suçu işlemediğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2709 sayılı Anayasanın, Temel Hak ve Ödevler Kısmının, Kişinin Hakları ve Ödevleri Bölümünde yer alan “Hak Arama Hürriyeti” başlıklı 36. maddesinin 1. fıkrasında “Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” kuralına yer verilmiş, 129. maddesinde de; uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararlarının yargı denetimi dışında bırakılamayacağı belirtilmiştir.
Anayasanın 129. maddesindeki hüküm uyarınca, uyarma ve kınama cezalarının yargı denetimi dışında bırakılabileceği açık ise de, yukarıda anılan hak arama hürriyetine ilişkin 36. maddeye özel bir sınırlama getirilmiştir. Ancak bu sınırlamanın yalnızca yasama organı tarafından getirilebileceği de Anayasanın 13. maddesi gereğidir.
Olayda: davacının, 233 sayılı KHK’de Kamu İktisadi Kuruluşu olarak belirlenen … Fabrikaları A.Ş Genel Müdürlüğü personeli olduğu açık olup, gerek 233 sayılı KHK’de, gerekse de daha sonra yürürlüğe giren 399 sayılı KHK’de uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunu kapatan bir hüküm mevcut değildir.
Bu durumda; 399 sayılı KHK’ye tabi olarak çalışan davacıya verilen kınama cezasına karşı açılan davada, hak ve nesafet kuralları gereğince, hangi mevzuat uyarınca ceza verildiği gözetilmeksizin işin esasının incelenmesi gerekirken, İdare Mahkemesince Anayasının 129.maddesi ve 657 sayılı Kanun hükümleri gereğince uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı yolunun kapalı olduğu gerekçesiyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacının temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3.fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 18.2.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.