Danıştay Kararı 12. Daire 2001/774 E. 2002/976 K. 14.03.2002 T.

12. Daire         2001/774 E.  ,  2002/976 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2001/774
Karar No: 2002/976

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: Dava, … Gümrükler Başmüdürlüğü emrinde görev yapan davacının, rüşvet iddiası nedeniyle açılan soruşturma sonucu 1920 sayılı Kanun’un 1.maddesi uyarınca memuriyetle alakasının kesilmesine dair işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü E:…, K:… sayılı kararıyla; Gümrük Memurlarından Vazifei Memuresini Suistimal Edenlerle Vazife veya Mesleklerinde Kendilerinden İstifade Edilmeyenler Hakkında Yapılacak Muameleye Dair Kanun’un 1.maddesinin 1.fıkrasında, gümrük memurlarından manifasto, ambar, muayene, tetkik ve muhasebe işlerinde müstahdem olanlarla bunları doğrudan doğruya sevk ve idare eden gümrük başmüdürü ve müdürlerinden ve mülhakat merkez memurlarıyla idare memurlarından vazifei memurelerini suiistimal ettikleri teftiş veya tahkik raporları üzerine inzibat komisyonlarınca anlaşılanların, memuriyetten alakalarının kesilmesine bu komisyonca karar verileceği, aynı Kanunun ek 1.maddesinde, 1920 sayılı Kanun’da sayılı gümrük amiri ve memurlarından ve muhafaza müdürleri ve muhafaza ve mıntıka memurlarından vazifesi olarak yaptığı veya yapacağı işlerden dolayı veya herhangi bir sebep ve bahane ile iş sahiplerinden, gümrük komisyoncularından veya bunların adamlarından bahşiş alarak veya başka adlarla para ve hediye isteyen veya alan veya herhangi bir menfaat kabul edenlerin memurluktan çıkarılacağı hükmünün bulunduğu, bakılan davada, 4.5.1999 günü akşamı …Televizyonunda yayımlanan … adlı programda yer alan “…” konulu haberde … Gümrükler Başmüdürlüğü bağlantılı …, … ve … Çıkış Gümrük Müdürlüklerinde görevli personelden bazılarının iş takibi için para aldıklarının iddia edilerek, bu fiillere ilişkin olduğu belirtilen bazı görüntülerin yayımlanması üzerine inceleme ve soruşturma başlatıldığı, soruşturma sonucu aralarında davacının da bulunduğu bir kısım görevlinin atfedilen fiili işlediği yönünde kanaat oluştuğundan bahisle Yüksek Disiplin Kurulunun dava konusu işlemle 1920 sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca memuriyetle alakalarının kesilmesine karar verildiğinin anlaşıldığı, 1920 sayılı Kanunda sayılan görevlilerin, teftiş veya tetkik raporları üzerine görevlerini suiistimal ettiklerinin anlaşılması halinde memuriyetle alakalarının kesileceği açık olup, buna göre ilgilinin üzerine atılı fiil nedeniyle mutlaka ceza yargılaması sonucu mahkum olmasına gerek olmadığı, diğer bir ifadeyle disiplin hukuku açısından cezalandırılmasını gerektiren fiilin subut bulmuş olmasının yeterli sayılacağı nitekim, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda ilgililer hakkında ceza kovuşturmasına başlanmış olmasının disiplin soruşturmasını engellemeyeceği ve memurun Ceza Kanununa göre mahkum olup olmamasının ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği, esasen 1920 sayılı Kanun’un 1.maddesi yaptırımının 657 sayılı yasada öngörülen “bir daha Devlet Memurluğuna alınmama” şeklindeki düzenlemeden farklı olarak sadece bulunduğu memuriyetle alakasının kesilmesi şeklinde bir düzenleme olduğu ve bu yönüyle tipik bir disiplin cezası niteliğinde bulunduğu, bu bakımdan memurluk görevinin suistimali halinde ayrıca ceza yargılaması sonucu mahkum olma şartının aranmasına gerek bulunmadığı, dosyaya ekli bilgi, belge ve soruşturma raporunun birlikte incelenmesinden; aralarında davacının da bulunduğu bir kısım gümrük görevlisinin başvuru sahiplerinin işlerini yaparken para alışverişi şeklinde bir takım ilişkilerde bulundukları ve davacının da ifadesinde bu ilişkiyi reddetmediği ve bu durumu makul tarzda izah edemediğinin anlaşılması karşısında 1920 sayılı Kanun’un 1.maddesi hükmünde öngörülen şekilde tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, başka delillerle desteklenmedikçe sırf kaset görüntülerine dayalı olarak suçun sabit olduğunu kabul etmenin genel hukuk ilkelerine aykırı olduğu, kaldı ki görüntülerin yayımlandığı televizyon kanalınca orjinal kasetlerin silindiği ve aleyhinde verilmiş herhangi bir mahkumiyetinin de bulunmadığını ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince davacının 2577 sayılı Yasanın 17/2.maddesi hükmü uyarınca duruşma isteği yerinde görülmeyerek işin gereği düşünüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1.fıkrasında, İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri için anılan sebepler sayıldıktan sonra, aynı maddenin 2.fıkrasında, temyiz incelemesi sonunda karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesinin mümkün olması halinde kararın düzeltilerek onanmasına karar verileceği belirtilmiştir. Temyizen incelenerek bozulması istenilen kararda, davacının ad ve soyadı “…” olarak yazılmış ise de, dava dilekçesinde davacının ad ve soyadının “…” olarak belirtildiği, davacının ad ve soyadının maddi hata sonucu karara … olarak yazıldığı ve kararın bozulmasını gerektiren bir sebep de bulunmadığı anlaşıldığından, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın davacının ad ve soyadının “…” olarak düzeltilmesi suretiyle onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına, 14.3.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.