Danıştay Kararı 12. Daire 2001/4339 E. 2004/375 K. 18.02.2004 T.

12. Daire         2001/4339 E.  ,  2004/375 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2001/4339
Karar No: 2004/375

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, polis memuru olarak görev yapan davacının, 10 ay kısa süreli durdurma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden; … İlçe Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapan davacının, 16.9.1999 günü saat 06.00 sıralarında nöbetçi amir görevini yürüten başkomiserle birlikte hizmet binasının arkasında bulunan hizmet aracı içinde uyuduklarının tespit edildiği nedeniyle hakkında açılan soruşturma sonucunda suçunun sübut bulduğundan bahisle Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğünün 7/D-1 maddesi uyarınca 24 ay uzun süreli durdurma cezasıyla cezalandırılmasının önerildiği, anılan Tüzüğün 15.maddesi uyarınca bir alt ceza uygulanarak dava konusu ceza ile cezalandırıldığının anlaşıldığı, davacı, görev sırasında uyumadığını iddia etmekte ise de; ilçe emniyet müdürünün denetim sırasında düzenlediği tutanak, davacı ve başkomiserin ifadesi, telsiz konuşmalarına ilişkin bant çözümleri birlikte değerlendirildiğinde davacının üzerine atılı suçun sübuta erdiğinin görüldüğü, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, görev sırasında uyumadığını, denetim amirince düzenlenen tutanakta imzası bulunan kişilerin dosyaya sunduğu beyanlarında olaya tanık olmadıklarını, bu imzaları amirlerinin ısrarı üzerine imzaladıklarını beyan ettiklerini, bu ifadelerin kararda irdelenmediğini öne sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “Kararlarda Bulunacak Hususlar” başlıklı 24.madesinin (d) fıkrasında; duruşmalı davalarda duruşma yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hazır bulunan taraflar ve vekil veya temsilcilerinin ad ve soyadlarının kararlarda belirtileceği, hükmü düzenlenmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının istemi üzerine 24.5.2001 tarihinde … İdare Mahkemesince duruşma yapıldığı, duruşmaya davacının ve davalı idareyi temsilen Şube Müdürü …’in geldiği, aynı günlü kararla davanın reddine karar verildiği, ancak duruşmaya ilişkin bu hususlara kararda yer verilmediği görülmüştür.
Bu durumda; … İdare Mahkemesince duruşma yapılmasına rağmen kararda duruşma yapıldığına ve gelen taraflara ilişkin hiç bir ibareye yer verilmemesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz talebinin kabulü ile … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3.fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle belirtilen eksiklik giderilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 18.2.2004 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

(X) KARŞI OY
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 24/d maddesinde, duruşmalı davalarda duruşmanın yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hazır bulunan taraflar ve vekil veya temsilcilerinin ad ve soyadlarına yer verileceği hükmü düzenlenmiş ise de; idare mahkemesince duruşma yapıldığı ve usulüne uygun karar verildiği anlaşıldığından, kararda duruşma yapıldığının ve gelen tarafların kimler olduğunun yer alması gerekmekle birlikte sadece bu hususun kararda yer almaması kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bu nedenle, işin esasa girilerek temyiz istemi hakkında bir karar verilmesi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.