Danıştay Kararı 12. Daire 2000/4914 E. 2002/3030 K. 15.10.2002 T.

12. Daire         2000/4914 E.  ,  2002/3030 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/4914
Karar No: 2002/3030

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … Emniyet Müdürlüğünde görevli olan davacının, 1999 yılı terfi döneminde 2.sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ettirilmemesi işlemine karşı yaptığı itirazın zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile 10.4.1993 tarihinden itibaren ikinci sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ettirilmesi ve yönetmeliğin geçici 2.maddesinin son bendi uyarınca altı yıl kıdemli sayılması istemiyle dava açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununun 3870 sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 55.maddesinde, emniyet müdürlüğü sınıflarının ve bekleme sürelerinin belirlendiği, terfide esas alınanın kıdem ve liyakat olduğu, kısa süreli durdurma ve hapis cezası ile meslekten ve memuriyetten men cezalarının ceza süresi kadar terfiden geç bırakacağı, her olumsuz sicilin terfiyi bir yıl geciktireceği, üst rütbeye terfii için boş kadro olması ve bekleme süresi kadar olumlu sicil alınması gerekeceği ve kıdem sırasının her yıl duyurulacağının hükme bağlandığı, anılan yasanın geçici 18.maddesi uyarınca, bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte Emniyet Müdürü rütbesinde olup bu rütbede 6 yılını doldurmuş olanların 2.sınıf emniyet müdürlüğüne atanmış sayılacakları kuralının getirildiği, ayrıca 3870 sayılı Kanun uyarınca hazırlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personelinin Rütbe Yükselmeleri ile Görev Ünvanlarında Uygulanacak Esaslara Dair Yönetmeliğin 7.maddesinde, terfide esas olanın rütbelerde bekleme süresi ile kıdem ve liyakat olduğu, 9.maddesinde, bulundukları rütbelerde bekleme süresini doldurmuş olanların meslek derecesi ve görev ünvanlarında boş kadro bulunması halinde, polis amirlerinin atamalarının en kıdemliden başlayarak yapılacağının hükme bağlandığı, bakılan davada, davacının 14.4.1990 tarihinde 3.sınıf emniyet müdürlüğüne terfi ettirildiği, 10.4.1993 tarihi itibariyle bir üst rütbeye terfie hak kazandığı ancak, bu tarihten sonra her yıl yapılan değerlendirmeler sonucu terfi edenlere ait listede adının yayınlanmadığı, en son 1999 yılı terfi döneminden sonra da terfiisi konusunda herhangi bir tebligat yapılmayınca 2 Eylül 1999 tarihli dilekçe ile idareye başvurduğu, başvurusunun zımnen reddi üzerine bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı, yukarıda anılan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, alt rütbedeki bekleme süresi olan 3 yılı dolduranların en kıdemliden başlanarak kadro sayısı kadar sıra ile terfilerinin yapılması gerektiği, liyakatın ise kadronun kısıtlı olduğu durumlarda kıdem durumu eşit olanlar arasında tercih unsuru olarak dikkate alınmasının gerektiği ,yasada terfiler için dikkate alınacak iki objektif kıstasa kıdem ve liyakata yer verildiği, bunun dışında bir kıstasa yer verilmediği, kanuni kaynağı olmayan bir yetkinin kulanılamayacağının tartışmasız olduğu, davacının, 1999 yılı terfi edecekler listesinde kıdeme göre 4.sırada olduğu ve yasada belirlenen kıstaslara göre terfiine engel bir sebep bulunmadığı halde değerlendirme kurulunca puanı 90 ve daha yukarı olanların terfiine karar verildiği, ancak yönetmelikte ve yasada bu şekille bir kıstasa yer verilmediği gibi, değerlendirme kuruluna bu yönde bir yetki de verilmediği, bir Devlet kuruluşunun Yasal dayanağı olmayan yetki kullanılmasının ise hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağı, sonuç olarak 2.sınıf emniyet müdürlüğüne terfiin yasal koşullarını taşımasına rağmen Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı uyarınca davacının terfi ettirilmemesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare, Yönetmeliğin 17.maddesi hükmü ile Yüksek Değerlendirme Kuruluna verilen yetkinin kulanılarak dava konusu işlemin tesis edildiğini, İdari yargı yetkisinin idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluk denetimi ile sınırlı olduğunu, takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceğini ileri sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: .Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
İdare ve Vergi Mahkeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 49.maddesinde belirtilen nedenlerden biririn bulunması halinde mümkündür. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idare üzerinde bırakılmasına, 15.10.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.