Danıştay Kararı 12. Daire 2000/3872 E. 2002/1306 K. 28.03.2002 T.

12. Daire         2000/3872 E.  ,  2002/1306 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/3872
Karar No: 2002/1306

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Vekili: …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince 2577 sayılı Yasanın 17/2.maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği düşünüldü:
Dava, davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden; polis memuru olarak görev yapan davacının irtikap suçundan dolayı altı ay hapis cezası ile cezalandırıldığı ve bu cezanın ertelendiğinin anlaşıldığı, bu durumda irtikap suçu nedeniyle ceza alanların cezalarının ertelenmiş olması halinde bile Devlet memuru olma niteliğini kaybedeceği açık olup dava konusu işlemde 657 sayılı Yasanın 48/A-5 maddesine ve 98/b maddesine aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, kendisine verilen cezanın TCK’nun 240 maddesi gereğince görevi kötüye kullanmak suçundan altı ay hapis cezası olduğunu, bu cezanın da para cezasına çevrilerek ertelendiğini, bu suçun 657 sayılı Yasanın 48/A maddesinde sayılan suçlardan olmadığını, Ağır Ceza Mahkemesi kararındaki irtikap ve altı yıl ağır hapis cezasının hüküm değil bir tesbit olduğunu öne sürmekte ve idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Devlet memurluğuna alınacaklarda aranan genel koşulların yer aldığı, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48.maddesinin (A) fıkrasının 5.bendinde; “Taksirli suçlar ve aşağıda sayılan suçlar dışında tecil edilmiş hükümler hariç olmak üzere, ağır hapis veya 6 aydan fazla hapis veyahut affa uğramış olsalar bile Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı suçtan veya istimal ve istihlak kaçakçılığı hariç kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmamak.” hükmüne yer verilmiş olup, aynı Kanunun 98.madesinin (b) bendinde ise; “Devlet memurlarının memurluğa alınma şartlarından herhangi birini taşımadığının sonradan anlaşılması veya memurlukları sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybetmesi halinde memurluğu sona erer” hükmü yer almıştır.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Olayda, davacının … İlçe Emniyet Müdürlüğü Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak görev yapmakta iken, görevi kötüye kullanmak suçundan eylemine uyan TCK’nun 240.maddesi uyarınca, … Asliye Ceza Mahkemesince mahkumiyet kararı verildiği ve tecil edildiği, bu mahkumiyet kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, … Ceza Dairesinin … günlü kararı ile suçun niteliği itibariyle ağır ceza mahkemesinin görev alanına girdiğinden bahisle bozulması üzerine, … Asliye Ceza Mahkemesinin … günlü ve … sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilerek dosyanın … Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi üzerine, anılan Mahkemenin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının irtikap suçunun sabit olduğu gerekçesiyle eylemine uyan TCK’nun 209.maddesi uyarınca altı yıl hapis cezasıyla cezalandırıldığı, ancak davacıya daha önce … Asliye Ceza Mahkemesince TCK’nun 240.maddesi uyarınca verilen ceza, davacı aleyhine temyiz edilmediğinden C.M.U.K.’nun 326/4.maddesi uyarınca altı ay hapis ve … lira ağır para cezası ile cezalandırılmasına, C.M.U.K.’nun 326/4. maddesi dikkate alınarak altı ay müddetle memuriyetten yoksun bırakılmasına, verilen hapis cezasının para cezasına çevrilerek sonuçta bu cezaların teciline karar verildiği ve bu kararın temyiz edilmeksizin 9.9.1999 tarihinde kesinleşmesi üzerine 657 sayılı Yasanın 48.maddesinin (A) fıkrasının 5.bendinde yer alan, memur olmak için aranan koşullardan birini kaybettiği nedeniyle aynı Yasanın 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmiştir.
Türk Ceza Hukukuna göre, hükümlü aleyhine temyiz vaki olmadığı takdirde, daha ağır bir ceza ile cezalandırılmasına olanak bulunmamakta ise de, bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda suç vasfının değişmesi durumunda mahkumiyetin sonuçlarının bu son tespite göre değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, davacının C.M.U.K.’nun 326/4.maddesi dikkate alınarak neticede görevi kötüye kullanma eylemi nedeniyle cezalandırılmasına ve cezasının teciline karar verilmiş ise de, bozma kararı üzerine yapılan yargılama sonucunda davacının suçunun vasfının irtikap olarak değiştiği ve irtikap suçundan dolayı hüküm kurulduğu gözönüne alındığında davacının görevi kötüye kullanmak suçundan mahkum olduğu yolundaki iddiası yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin reddiyle … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçenin de eklenmesi suretiyle onanmasına; temyiz giderlerinin istemde buluna davacı üzerinde bırakılmasına 28.3.2002 tarihinde oybirliği ile karar verildi.