Danıştay Kararı 12. Daire 2000/2741 E. 2000/3350 K. 11.10.2000 T.

12. Daire         2000/2741 E.  ,  2000/3350 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2000/2741
Karar No: 2000/3350

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): …
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İstemin Özeti: … idare Mahkemesinin … günlü E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, davacının 4455 sayılı Yasa uyarınca göreve iade istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptaline ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… idare Mahkemesinin … günlü E:…, K:… sayılı kararıyla; 4455 sayılı Yasanın yürürlüğünden önce verilmiş disiplin kurulu kararları dava edilmemiş, açılmış davada ret kararı verilmiş, iptal kararı veya karar verilmesine yer olmadığı yolunda karar verilmesine rağmen ilgilisi kendi iradesiyle makul bir süre içinde göreve dönmemiş ya da görev talep etmemiş ise açıktan atama koşullarının sözkonusu olacağı, dosyanın incelenmesinden, amir ve üstlerini tutum ve davranışlarıyla küçümsemek suçundan dolayı Yüksek Disiplin Kurulunun … günlü, ve … sayılı kararıyla, meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılan davacının, bu işlemin iptali istemiyle açtığı davada, durumunun 4455 sayılı Yasa kapsamında olduğundan bahisle, … İdare Mahkemesinin … tarihli ve … sayılı kararıyla, karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, bu arada göreve iade isteminde bulunan davacının isteminin reddi üzerine 17.12.1999 tarihinde kayda geçen dilekçe ile bu davayı açtığının anlaşıldığı, bu durumda, kurumuyla, ilişiğinin kesilmesine neden olan fiili nedeniyle almış olduğu disiplin cezası 4455 sayılı Yasa kapsamında kaldığı tartışmasız olan, davacının, bu disiplin cezasına karşı açtığı dava sonucunda, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması, davacının da, makul bir süre içinde göreve iade talebinde bulunmuş olması karşısında göreve iadesi zorunlu bulunduğundan, bu yoldaki istemin reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile dava konusu işlemin iptaline, başvuru tarihinden itibaren parasal haklarının dava tarihi olan 17.12.1999 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı idare 4455 sayılı Yasanın göreve iade istemlerinin kabul edilmesi konusunda idareye bir zorunluluk getirmediğini, kamu yararı ve hizmet gereklerinin sorumluluğu altında, idarenin iyi personel seçme ve değerlendirme konusunda takdir hakkının bulunması gerektiğinin dikkate alınmadığını, 4455 sayılı Yasanın ilgililere geçmiş süreler için parasal yönden herhangi bir talep hakkı vermediğini, davacının muhtelif disiplin cezaları bulunduğunu, davacının başvurusunun açıktan atama koşulları içinde değerlendirildiği ve reddedildiğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkün olup, kararın dava konusu işlemin iptali ve parasal haklarının davacının davalı idareye başvurduğu 14.9.1999 tarihini izleyen 60 günlük dava açma süresinin sonu olan 14.11.1999 tarihinden sonrasına isabet eden kısmı yönünden davalı idarece ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Kararın, davacının başvuru tarihi ile başvuru tarihini izleyen 60 günlük dava açma süresinin sonu olan 14.11.1999 tarihi arasında kalan süreye ilişkin parasal haklara ilişkin kısmına gelince; ilgililerin eski görevlerine dönmek için yaptıkları başvuruyu takiben idarece kadronun dolu ya da boş olması, ilgilinin atanma şekli gibi hususlar gözönünde tutularak atama işleminin tekemmül ettirileceği açık olup, idareye atama konusunda makul bir süre tanınması gerekmektedir.
Bu durumda davacının, göreve iade edilmesi istemiyle idareye başvurduğu 14.9.1999 tarihini izleyen 60 günlük dava açma süresinin sonu olan 14.11.1999 tarihinden itibaren parasal haklarının yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi, 14.9.1999 – 14.11.1999 tarihleri arasındaki döneme ilişkin isteminin ise reddi gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın dava konusu işlemin iptali ve parasal hakların 14.11.1999 tarihinden sonraya isabet eden ve dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle davacıya ödenmesine ilişkin kısmı yönünden davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile kararın bu kısmının onanmasına kararın başvuru tarihi ile 14.11.1999 tarihi arasında kalan süreye ilişkin parasal hakların ödenmesine ilişkin kısmı yönünden ise, davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile kararın bu kısmının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 49.maddesinin 1/b fıkrası uarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değiik 3.fıkrası gereğince bu kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine 11.10.2000 tarihinde oybirliği ile karar verildiği.