Danıştay Kararı 12. Daire 1997/3319 E. 1999/1785 K. 11.10.1999 T.

12. Daire         1997/3319 E.  ,  1999/1785 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 1997/3319
Karar No: 1999/1785

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: Olayda davacının, taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet verme suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası aldığı anlaşılmış olup, bu durumda davacı hakkında 657 sayılı Yasanın 137.maddesi vd…. uyarınca hüküm tesis edilmesi gerekirken, aynı Yasanın 48/A-4 maddesindeki şartı kaybettiğinden bahisle davacının görevine son verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığından davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
… Sağlık Meslek Lisesinde memur olarak görev yapan davacı, 657 sayılı Yasanın 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin 14.3.1997 günlü işlemin iptali ile yoksun kaldığı maaş ve özlük haklarının tarafına ödenmesi istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; davacının taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet vermek suçundan dolayı … Asliye Ceza Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla 1 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırıldığı, bu kararın kesinleşmesinden sonra cezanın infazı için 19.2.1997 tarihinde cezaevine alınan davacının, 657 sayılı Yasanın 48/A-4 maddesinde öngörülen “Kamu haklarından mahrum olmamak” koşulunu kaybettiği gerekçesiyle dava konusu işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı, 657 sayılı Yasanın 48/A-5 maddesinde, taksirli suçların madde kapsamı dışında tutulmuş olması karşısında; taksirli bir suçtan mahkum olan davacının bu mahkumiyetinin memurluğunun sona erdirilmesine sebep teşkil etmeyeceği açık ise de; aynı Yasanın 48/A-4 maddesinde, ” kamu haklarından mahrum bulunmamak” şartını kaybetmesinin memurluğa engel haller arasında sayıldığı, Medeni Kanunun 357.maddesinde, “Bir sene veya daha ziyade hürriyeti salip bir ceza ile mahkum olan her reşit için bir vasi nasbolunur.” hükmünün yer aldığı, bu durumda bir yıldan fazla hapis cezasına mahkum edilen ve cezasının infazı için cezaevine alınan davacının mahkumiyeti süresince medeni hakları kullanma bakımından ehliyetsiz durumda olup vesayet altında bulunduğu ve bu durumdaki bir kimsenin kamu gücü ve yetkisi kullanılmak suretiyle yerine getirilen memurluk görevini yürütmesinin de düşünülemiyeceği, bu nedenle kamu haklarından mahrum olan davacının görevine son verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, ayrıca hukuka uygunluğu mahkeme kararıyla saptanan idari işlem nedeniyle davacının herhangi bir zarara da uğraması sözkonusu olamayacağından özlük haklarının iadesi ve maddi tazminat isteminin de reddi gerekeceği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet verme suçundan dolayı aldığı ceza sonucunda altı ay beş gün cezaevinde kaldığını, 657 sayılı Yasanın 48/A-5 maddesi uyarınca taksirli suçlar nedeniyle görevine son verilemeyeceğini, Medeni Kanunun 357.maddesi uyarınca getirilen vesayetin ancak hapiste geçen süreyle sınırlı olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ” Görevden Uzaklaştırma” başlıklı 137. maddesinde ” Görevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek Devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbirdir.” hükmüne yer verilmiş, 140.maddede de, haklarında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan Devlet memurlarının görevinden uzaklaştırılabileceği ve 145.maddenin 2.fıkrasında da, bir ceza kovuşturması icabından olduğu takdirde görevinden uzaklaştırmaya yetkili amirin ilgilinin durumunu her iki ayda bir inceleyerek görevine dönüp dönmemesi hakkında bir karar vereceği ve ilgiliye de yazı ile tebliğ edeceği hükme bağlanmıştır.
Olayda; … Sağlık Meslek Lisesinde memur olan davacının, “taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet” suçundan dolayı yargılanması sonucunda 1 yıl 3 ay hapis cezasıyla cezalandırıldığı ve bu cezanın infazı için 19.2.1997 tarihinden itibaren cezaevinde bulunacağını aynı günlü dilekçeyle idareye bildirdiği, bunun üzerine, 657 sayılı Yasanın 48/A-4 maddesindeki şartı kaybettiğinden bahisle aynı Yasanın 98/b. maddesi uyarınca 14.3.1997 günlü onayla davacının görevine son verildiği dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır.
Bu durumda, hakkında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan, herhangi bir suçtan tutuklanan ya da gözaltına alınan memurlar hakkında uygulanacak işlemler 657 sayılı Yasanın 137. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup, davacının da taksirli suç nedeniyle yargılanması ve bunun sonucunda aldığı 1 yıl 3 aylık hapis cezasının infazı aşamasında hakkında yukarıda bahsi geçen hükümler uyarınca işlem tesis edilmesi ve cezanın infazından sonra görevine iade edilmesi gerekirken 657 sayılı Yasanın 48/A-4. maddesindeki şartı taşımadığından bahisle aynı Yasanın 98/b maddesi uyarınca görevine son verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48.maddesinin A/4. fıkrasında; “kamu haklarından mahrum bulunmamak” koşulunun Devlet memurluğuna alınmada aranan genel şartlar arasında olduğu belirtilmiş ise de; dava konusu işlemin tesisine neden olan mahkumiyete ilişkin ceza mahkemesi kararında, davacının kamu haklarından mahrumiyetine dair ayrı bir hüküm bulunmayıp, temyize konu mahkeme kararında sözü edilen medeni hakları kullanma bakımından getirilen kısıtlama, cezanın süresi ile sınırlıdır. Daha sonra böyle bir sınırlama kalmadığından kararın gerekçesinde bu yönden de isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle, … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3.fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine 11.10.1999 tarihinde oybirliği ile karar verildi.