Danıştay Kararı 12. Daire 1995/7836 E. 1997/846 K. 08.04.1997 T.

12. Daire         1995/7836 E.  ,  1997/846 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 1995/7836
Karar No: 1997/846

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı): …
Karşı Taraf: …
Vekili: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Davacının, zimmet suçu nedeniyle hakkında açılan soruşturma sonucu görevden çıkarma cezası ile cezalandırılmasından sonra aynı suçtan beraat ettiğinden bahisle göreve iade isteminin reddine ilişkin işlemin, açılan dava sonucunda iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Davacının göreve iade istemiyle başvurusu açıktan atanma istemi niteliğinde olup bu konuda takdir yetkisi bulunan idarenin; zimmet suçlaması ile yargılanan, bu nedenle idari soruşturma geçiren, görevi kötüye kullanmak suçu nedeniyle mahkumiyetine ilişkin karar, temyiz başvurusu üzerine Yargıtayca; mahkumiyet için şüpheden uzak kesin kanıt elde edilemediği gerekçesiyle bozulanve bu nedenle Mahkemece hakkında beraat kararı verilen davacıyı, yeniden atamamasında hizmet gereklerine ve hukuka bir aykırılık bulunmamaktadır.
Bu nedenle temyiz isteminin kabulü ile, Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Dava, T.C. … Bankası … Şubesinde veznedar olarak görev yapmakta iken, zimmet suçu dolayısıyla hakkında açılan soruşturma sonucu görevden çıkarma cezası ile cezalandırılan davacının, aynı eylem nedeniyle adli yargıda beraat ettiğinden bahisle göreve iade edilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla, bir kamu görevine açıktan atama yapmak konusunda idarelerin takdir yetkisi bulunduğu, idarenin bu konuda yargı kararı ile zorlanamayacağı, ancak bu takdir yetkisininde mutlak olmadığı kamu yararı ile sınırlı bulunduğunun idare hukukunun bilinen ilkelerinden olduğu, davacının T.C. … Bankası … Şubesinde veznedar olarak görevli iken zimmetine para geçirdiği iddiası ile açığa alındığı ve hakkında cezai koğuşturma başlatıldığı, yapılan yargılama sonucu … Ağır Ceza Mahkemesinin … gün ve E:…, K:… sayılı kararı ile suçun vasfının görevi suistimal olarak nitelendirildiği ve para cezasına mahkum edilerek tecil edildiği, anılan kararın temyiz aşamasında … Ceza Dairesi ise mahkumiyet için şüpheden uzak kesin kanıt elde edilmediğinden bahisle kararı bozduğu ve yeniden yapılan yargılama da … Ağır Ceza Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla beraat ettiği, göreve iade istemiyle yaptığı başvurunun ise hakkında verilen disiplin cezasının kesinleşmiş olduğu, delil yetersizliği nedeniyle verilen beraat kararına istinaden yeniden görev verilmesinin mümkün olmadığından bahisle reddedildiğinin dosyanın incelenmesinden anlaşıldığı; olayda davacının adli yargıda yargılanması sonucu beraat etmesi karşısında göreve iade isteminin açıktan atama koşulları itibariyle değerlendirilmesi gerektiğinden isteminin reddi yönünde tesis edilen işlemde mevzuata uygunluk görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlem iptal edilmiştir.
Davalı idare, davacının zimmetine para geçirmek suçunden dolayı Yüksek Disiplin Kurul ve Yönetim Kurulunca alınan kararla görevden çıkarma cezası ile cezalandırıldığını, bu cezaya karşı süresinde dava açmadığı için anılan cezanın kesinleştiğini, açıktan atama konusunda idarenin takdir yetkisine sahip olduğunu öne sürmekte ve İdare Mahkemesince verilen kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Bir kamu görevine açıktan veya yeniden atama yapmak konusunda idarelere takdir yetkisinin tanınmış bulunduğu, idarenin bu konuda yargı kararı ile zorlanamayacağı, diğer bir ifadeyle idari işlem niteliğinde yargı kararı verilemiyeceği, ancak bu takdir yetkisinin de mutlak olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı bulunduğu, takdire dayanan işlemlerin sebep ve maksat bakımından yargı denetimine tabi bulunduğu hususu idare hukukunun bilinen ilkelerindendir.
Bir başka ifadeyle, bu takdir yetkisi, açıktan atamaya ilişkin bir işlemde kullanılmış ise, bunun kadro, ihtiyaç, hizmet gerekleri ve atama isteminde bulunan kişinin kişisel konumu gibi durumlar dikkate alınarak, kullanılıp kullanılmadığının yargı merciince incelenmesi idari eylem ve işlem niteliğinde karar vermeyi değil, idari işlemin sebep ve maksat yönlerinden yargı denetiminin işlevini sağlamak olarak kabulü gerekir.
Dava konusu olayda, davacının yeniden göreve atanma istemiyle yaptığı başvurusu savunmalarda da ifade edildiği üzere davalı idarece, açıktan atama koşulları çerçevesinde değerlendirilmek suretiyle Yüksek Disiplin Kurulu ve Yönetim Kurulu kararıyla meslekten çıkarma cezası ile cezalandırıldığından ve adli yargıda yapılan yargılamada da delil yetersizliği nedeniyle beraat ettiğinden bahisle reddedildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar zimmet suçundan hakkında yapılan yargılamada beraat etmesi nedeniyle 657 sayılı Yasanın 48.maddesi hükmü açısından adı geçenin memuriyete engel bir halinin bulunmadığı açık ise de, hakkında Yüksek Disiplin Kurulu Kararıyla meslekten çıkarma cezası verilmiş bulunan davacının yeniden göreve atanmak istemiyle yaptığı başvuru üzerine istemin reddi yolunda tesis edilen işlemde, idarece kendisine tanınan takdir yetkisinin, hukuka uygun şekilde kullanılmış olduğu kanaatine varıldığından İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptali hükmedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle, … idare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı meddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. Fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 8.4.1997 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

(X) KARŞI OY
Davalı İdarece temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar İdare Mahkemesince hukuk ve usule uygun olarak verilen kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddiyle anılan kararın onanması gerekeceği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyoruz.