12. Daire 1995/5075 E. , 1996/1059 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 1995/5075
Karar No: 1996/1059
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: …
Vekili: …
İsteğin Özeti : Karayolları Genel Müdürlüğünde uzman olarak görev yapan ve bu görevi karşılığı 1100 ek göstergeden yararlandırılan davacı, daha önce Astsubaylık yaptığını, 926 sayılı yasaya göre emsali astsubaylara 1500 ek gösterge uygulandığını, 657 sayılı yasanın 43. maddesinin 241 sayılı KHK ile değiştirilerek diğer hizmet sınıflarından Genel İdare Hizmetleri Sınıfındaki 1, 2, 3. ve 4. derece kadrolu görevlere atananlara uygulanacak ek göstergelerin ilgililerin kazanılmış hak aylık derecelerine göre kariyerleri ile ilgili sınıflarda alabilecekleri ek göstergelerden düşük olamayacağı hükmünün getirildiğini öne sürerek kendisine bu hüküm uyarınca 1500 ek gösterge ödenmesi için yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile 1.7.1984 tarihinden itibaren hesaplanacak parasal hakları tutarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
…İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; 657 sayılı yasanın 418 sayılı KHK ile değişik 43/B-2. maddesinde, kurumların 1, 2, 3. ve 4. dereceli kadrolarına atananlara uygulanacak ek göstergelerin ilgililerin daha önce bulunmuş oldukları kariyerleri ile ilgili sınıf veya ekli I sayılı cetvelin genel idare hizmetleri sınıfı (g) bölümünde belirtilen görevlerde kazanılmış hak aylık derecelerine göre alabilecekleri ek göstergeden düşük olamayacağı hükmünün yer aldığı, bu hüküm ile başka hizmet sınıflarından genel idare hizmetleri sınıfının 1, 2, 3. ve 4. dereceli kadrolu görevlerine atananların, atandıkları yeni görevlerinde eski durumlarına göre daha az ek gösterge almalarının önlenerek, bu durumda olanların ek gösterge yönünden herhangi bir kayba uğramamalarının amaçlandığı, ilk dört derece kadrodan daha düşük kadro derecelerine atananların bu madde hükmünden yararlanmaları olanağı bulunmadığı, olayda, 10.7.1952 tarihinde astsubay çavuş olarak göreve başlayıp 23.11.1957 tarihinde yetersizlik nedeniyle üst çavuş rütbesiyle emekli edilen davacının 8.9.1958-18.11.1958 tarihleri arasında Yapı Kredi Bankasında çalıştıktan sonra 29.12.1958 tarihinde davalı idarede işçi olarak çalışmaya başlayan davacının 1.12.1970 tarihinde 8. derecenin 3. kademesinden evrak memurluğuna atandığı, daha sonra 22.2.1977 tarihinde 3. derecenin 4. kademesi ile uzmanlık kadrosuna atandığı, halen de 1. derecenin 4. kademesinde bulunduğunun anlaşıldığı, bu durumda da 926 sayılı Kanuna tabi olarak yaklaşık beş buçuk yıl görev yaptıktan sonra üstçavuş rütbesinde iken emekli edilen davacının 657 sayılı yasanın yukarıda sözü edilen 43. madde hükmünde öngörüldüğü şekilde davalı idarenin genel idare hizmetleri sınıfı 1, 2, 3. ve 4. dereceli kadrolarından birine doğrudan atanmamış olması nedeniyle, astsubaylık kariyerinden dolayı, emsaller astsubaylara uygulanan ek göstergeden yararlandırılmamasına ilişkin işlemde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, ek gösterge talebini 241 ve 243 sayılı KHK hükümlerine dayandırdığı halde, mahkemece olay tarihinde yürürlükte bulunmayan 418 sayılı KHK hükümleri esas alınarak karar verildiğini, 418 sayılı KHK’nin … Mahkemesince iptal edildiğini, iptal edilmiş bir hükme dayalı olarak karar verilemeyeceğini, emsal olarak belirttiği kişilerin durumlarının incelenmediğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp idare mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddiyle idare mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 17/2. maddesi uyarınca duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği düşünüldü:
İdare ve Vergi Mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür. … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına, temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına, 27.3.1996 tarihinde oybirliği ile karar verildi.