Danıştay Kararı 12. Daire 1995/2082 E. 1996/263 K. 07.02.1996 T.

12. Daire         1995/2082 E.  ,  1996/263 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 1995/2082
Karar No: 1996/263

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): …
Karşı Taraf: …

İsteğin Özeti: … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.

Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi: İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir neden de bulunmadığından anılan kararın onanması gerektiği düşünülmüştür.

Danıştay Savcısı: …
Düşüncesi: Dava, … Ofisi Genel Müdürlüğünde hukuk müşaviri olarak görev yapan davacıya, 1989 ve 1990 yıllarında vekalet ücretlerinin fazla ödendiği gerekçesiyle, bu fazla ödemenin 1991 yılı ücretinden mahsup edilmesine ilişkin işlemin iptali isteğiyle açılmıştır. Uyuşmazlık davalı Genel Müdürlük hukuk müşavirlerine 1389 sayılı yasa ve bu yasaya dayalı yönetmelik uyarınca yapılan vekalet ücreti ödemelerinde 657 sayılı Yasanın 146.maddesine göre belirlenen aylık tutarının tesbitinde kıdem aylığı ve taban aylığının dikkate alınıp alınmamasından kaynaklanmıştır. Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 gün ve 1973/14 sayılı kararında belirtildiği gibi kamu görevlilerine, açıkca yasaya aykırılık olmadan ve ilgilinin yanlış beyanı ve hilesi bulunmadan yapılan fazla ödemelerin, ancak idari dava açma süresi içinde geri alınabilir. Ortada böyle bir durum olmadığından, fazla ödendiği öne sürülen miktarın 1991 yılında geri alınmasında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile davanın reddine ilişkin kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
… Ofisi Genel Müdürlüğünde Hukuk Müşaviri olarak çalışan davacı, 1989 yılı 2. dönemi ile 1990 yılı 1. dönemine ait vekalet ücretlerinin ödenmesi sırasında taban ve kıdem aylığına ait göstergelerin de dikkate alınması suretiyle … -lira fazla ödemede bulunulduğundan bahisle bu miktarın 1991 yılı 1. dönem vekalet ücretinden mahsup edilmeSine ilişkin işlemin iptali ile …- liranın işlem tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle dava açmıştır.
… İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararıyla; 657 sayılı Yasanın 146. maddesinde, memurlara, kanun tüzük ve yönetmeliklerin ve amirlerin tayin ettiği görevler karşılığında bu kanunla sağlanan haklar dışında ücret ödenemeyeceği, hiçbir yarar sağlanamayacağı, ancak katma bütçeli kurumların, il özel idareleri ve Belediyelerin ve bunlara bağlı birliklerin davalarını sonuçlandıran avukat v.s. verilecek vekalet ücretine ilişkin kanun hükümlerinin saklı olduğunun vekalet ücretinin bir yıllık tutarının 1. derece son kademe aylığının ek gösterge hariç yıllık tutarını geçemeyeceğinin hükme bağlandığı, olayda, davalı idarece 1. derece son kademe aylığının ne şekilde hesaplanacağı, hesaplama sırasında 375 sayılı KHK ile getirilen taban ve kıdem aylığı göstergelerinin dikkate alınıp alınmayacağı hususlarında tereddüte düşülmesi nedeniyle bu konuda bir inceleme yaptırıldığı, inceleme sonucu, vekalet ücreti limitinin 1989 yılı için … – lira, 1990 yılı için … -lira olduğunun belirtilerek ödemenin bu limit dahilinde yapılması ve fazla ödemelerin geri alınmasının önerilmesi Bakanlıkça da önerinin uygun bulunması üzerine, davacıya 1989 ve 1990 yıllarında fazla ödendiği öne sürülen … -liranın 1991 yılı vekalet ücretinden mahsubu yoluna gidildiği, böylece açık hata sonucu yapıldığı anlaşılan fazla ödemenin hata farkedildiğinde geri alınabileceği kuralı karşısında, esasen bu hesaplama biçimine davacının itirazının da bulunmaması nedeniyle dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 22.12.1973 günlü, K:1973/14 sayılı kararı karşısında dava konusu işlemin iptalinin gerektiğini, benzer yuşmazlıklarda mahkemelerce iptal kararı verildiğini öne sürmekte ve İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 22.12.1973 günlü, E:1968/8, K:1973/14 sayılı kararında, hatalı ödemenin ilk yapıldığı tarihten başlamak üzere 90 günlük dava açma süresinde geri alınabileceği öngörülmüş olup daha sonra 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 7. maddesi ile dava açma süresi 60 gün olarak belirlenmiştir.
Sözü edilen Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararıyla idarenin yokluk, açık hata, memurun gerçek dışı beyanı veya hilesi hallerinde süre aranmaksızın kanunsuz terfi veya intibaka dayanarak ödediği meblağı her zaman geri alabileceği, belirtilen istisnalar dışında kalan hatalı ödemelerin geri alınmasının ise ancak hatalı ödemenin ilk yapıldığı tarihten başlamak üzere idari dava açma süresi içinde mümkün olduğu, bu süre geçtikten sonra geri alınamayacağı hükme bağlanmış olup, kararda ortaya konulan ilkelerin idarece yapılan tüm hatalı ödemelerin geri alınmasında uygulanabilecek nitelikte temel ilkeler olması sebebiyle, bakılan bu davada da uygulanması gerekmektedir.
Olayda davacıya fazla ödeme yapılmasında davacının gerçek dışı beyanı ve hilesi bulunmadığı gibi ancak teftiş kuruluna yaptırılan inceleme sonucu saptanabilen fazla ödeme işleminde açık hatadan da sözedilemiyeceği ve yapılan fazla ödemenin Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu kararında öngörülen süre içerisinde davalı idarece geri istenmediği de anlaşıldığından idare mahkemesince bu karar gözönüne alınmadan ve idarenin açık hataya dayalı işlemlerini her zaman geri alabileceğinden bahisle davanın reddedilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacının, temyiz isteminin kabulüyle … İdare Mahkemesinin … günlü, E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı kanunun 3622 sayılı kanunla değişik 3. fıkrası uyarınca yukarıda belirtilen hususlar gözetilerek yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 7.2.1996 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

(X) KARŞI OY
Temyize konu İdare Mahkemesi kararı hukuk ve usule uygun olduğundan ve bozulmasını gerektiren bir sebep de bulunmadığından onanması gerektiği görüşüyle aksi yöndeki çoğunluk kararına karşıyım.