Danıştay Kararı 11. Daire 2012/8712 E. 2013/6728 K. 18.06.2013 T.

11. Daire         2012/8712 E.  ,  2013/6728 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/8712
Karar No : 2013/6728

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarihli ve E:…; K:… sayılı kararının; davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ve temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi : …
Düşüncesi : 5510 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesinin yürürlüğe girmesinden önce Sandığa tabi bir göreve başlayarak memur statüsünde iken vefat eden kişiden dolayı aylık bağlanmasına ilişkin olan ve 5434 sayılı Yasa uygulanmak suretiyle tesis edilen idari işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde idari yargı görevli olduğundan davanın görev yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, müteveffa kızından dolayı 5510 sayılı Yasa’nın 34. maddesine göre inceleme yapılarak tarafına yetim aylığı bağlanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; 5510 sayılı Yasa’nın 34. maddesi uyarınca yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin 5510 sayılı Kanun’un 34 ve Geçici 4. maddeleri ile 5434 sayılı Kanun uyarınca tesis edildiği, bu durumda 5510 sayılı Kanundan kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözüm yerinin aynı Kanun’un 101. maddesi uyarınca İş Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, Mahkeme kararının, hukuka aykırı olduğu öne sürülmekte ve temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “5434 sayılı Kanun’a İlişkin Geçiş Hükümleri” başlıklı Geçici 4. maddesinin 5. fıkrasında; “Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır…”, kuralı yer almış, “Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101. maddesinde; “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” kuralına yer verilmiştir.
5510 sayılı Kanun’un 96. maddesi ve bu madde uyarınca çıkarılan Yönetmelik kurallarının uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili Danıştay Onbirinci Dairesinin E:2010/743 esasına kayıtlı benzer bir dosyanın temyizen incelenmesi sırasında Dairemizce verilen 24.02.2010 tarihli kararla, 5510 sayılı Kanun’un “Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101. maddesinde yer alan “bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür” tümcesinin Anayasa’nın 2., 37., 125., ve 155. maddelerine aykırı olduğu kanısına ulaşılması nedeniyle tümcenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiş, Anayasa Mahkemesi’nin 25.1.2012 gün ve 28184 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 22.12.2011 günlü ve E:2010/65, K:20117169 sayılı kararıyla; “…5510 sayılı Kanun ile birlikte sosyal güvenlik tek çatı altında toplanmış, özel hukuk niteliği ağır basan sosyal güvenlik hukuku alanı oluşmuştur. İtiraz konusu kuralda, ayrım yapılmaksızın 5510 sayılı Kanundaki iş ve işlemler hakkında genel bir düzenleme yapılmış ve aksine hüküm bulunmayan hallerde, Kanun kapsamındaki uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak iş mahkemeleri gösterilmiştir. İş Mahkemeleri, iş hukuku alanındaki uyuşmazlıkları çözmekle görevli, ihtisaslaşmış adlî yargı mahkemeleridir. Yasa Koyucu 5510 sayılı Kanun kapsamındaki iş ve işlemleri, prim esasına dayalı yeni sistemin niteliğine bağlı olarak iş mahkemelerinin görev alanı kapsamına alabilir. Sosyal güvenlik hukuku kapsamında aynı konuya ilişkin tüm uyuşmazlıkların, bu alanda görevli uzman mahkeme olan iş mahkemelerinde görülmesinin, hak arama özgürlüğünü kolaylaştırıcı nitelikte olduğu, bu suretle daha kısa sürede sonuç alınmasını olanaklı kıldığı da açıktır.
Bu bakımdan 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yeni sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa’ya aykırılık görülmemiştir.
Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileriyle ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır…” gerekçesiyle, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde yer alan “bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür” tümcesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından, T.C. Emekli Sandığı’na tabi bir görev yapmakta iken vefat eden kızından dolayı 5510 sayılı Yasa’nın 34. maddesinde yer alan düzenlemeler esas alınarak tarafına yetim aylığı bağlanması talebiyle yapılan başvurunun, müteveffanın Sandığa tabi hizmetinin 10 yıldan fazla olduğu bu nedenle hakkında 5434 sayılı Kanun’un 72. maddesine göre işlem yapılması gerektiği, bu haliyle İlçe İdare Kurulu Kararı ile muhtaç olmadığı belirlenen ilgiliye aylık bağlanmasının mümkün olmadığından bahisle reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 5510 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesinin yürürlüğe girmesinden önce Sandığa tabi bir göreve başlayarak memur statüsünde iken vefat eden kişiden dolayı aylık bağlanmasına ilişkin olan ve 5434 sayılı Yasa uygulanmak suretiyle tesis edilen idari işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde idari yargının görevli olduğu sonucuna varıldığından adli yargının görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemeye gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/06/2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.