11. Daire 2012/7889 E. , 2013/2625 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/7889
Karar No : 2013/2625
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarihli ve E:…; K:… sayılı kararının; davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ve temyizen incelenerek bozulmasını istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi : …
Düşüncesi : Uyuşmazlığın çözümünde idari yargı görevli olduğundan, davanın görev yönünden reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, öğretmen olarak görev yapmakta iken emekliye ayrılan davacı tarafından, 22.9.1980-25.3.1984 tarihleri arasında … İli, … İlçesi, … Belediye Başkanlığı görevini yürüttüğünden bahisle makam ve görev tazminatından yararlandırılması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kalınan parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, 5510 sayılı Kanun’un Geçici 4. maddesinde makam tazminatı ve buna bağlı olarak temsil ve görev tazminatı ödenmesine ilişkin düzenlemelere yer verildiği; dava konusu işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarihte 5510 sayılı Yasanın yürürlükte olduğu dikkate alındığında uyuşmazlığın çözümünde aynı Kanun’un 101. maddesi uyarınca iş mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ve temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanuna 8.5.2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5754 sayılı Kanunun 68. maddesiyle eklenen “5434 sayılı Kanuna İlişkin Geçiş Hükümleri” başlıklı Geçici 4. maddesinin 5. fıkrasında; “Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması,toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır…”, 11. fıkrasında; “Bu Kanunun yürürlük tarihinden önce, seçimler neticesinde belediye başkanı olarak görev yapmış olup, bu Kanunun yürürlük tarihinden önce 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ek 68 inci maddesine göre makam tazminatı ve buna bağlı olarak temsil veya görev tazminatı ödenenler hariç olmak üzere, sosyal güvenlik kanunlarına göre emeklilik veya yaşlılık aylığı almakta olanlardan; 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 39 uncu maddesine göre aylık bağlanması şartlarını haiz olanlara, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren, bu kişilerden bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 39 uncu maddesine göre aylık bağlanması şartlarını haiz olmayanlara ise bu şartları haiz oldukları tarihten itibaren 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ek 68 inci maddesinde belirtilen şartlar da dikkate alınarak, emsali belediye başkanının almakta olduğu makam tazminatı ve buna bağlı olarak temsil veya görev tazminatı tutarı, almakta oldukları emeklilik veya yaşlılık aylıklarına ilâve edilmek suretiyle ödenir… ” kuralı yer almış, “Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101. maddesinde; “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” kuralına yer verilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 96. maddesi ve bu madde uyarınca çıkarılan Yönetmelik kurallarının uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili Danıştay Onbirinci Dairesinin E:2010/743 esasına kayıtlı benzer bir dosyanın temyizen incelenmesi sırasında Dairemizce verilen 24.02.2010 tarihli kararla, 5510 sayılı Kanunun “Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101. maddesinde yer alan “bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür” tümcesinin Anayasa’nın 2., 37., 125., ve 155. maddelerine aykırı olduğu kanısına ulaşılması nedeniyle tümcenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmiş, Anayasa Mahkemesinin 25.1.2012 gün ve 28184 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 22.12.2011 günlü ve E:2010/65, K:20117169 sayılı kararıyla; “…5510 sayılı Kanun ile birlikte sosyal güvenlik tek çatı altında toplanmış, özel hukuk niteliği ağır basan sosyal güvenlik hukuku alanı oluşmuştur. İtiraz konusu kuralda, ayrım yapılmaksızın 5510 sayılı Kanundaki iş ve işlemler hakkında genel bir düzenleme yapılmış ve aksine hüküm bulunmayan hallerde, Kanun kapsamındaki uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak iş mahkemeleri gösterilmiştir. İş Mahkemeleri, iş hukuku alanındaki uyuşmazlıkları çözmekle görevli, ihtisaslaşmış adlî yargı mahkemeleridir. Yasa Koyucu 5510 sayılı Kanun kapsamındaki iş ve işlemleri, prim esasına dayalı yeni sistemin niteliğine bağlı olarak iş mahkemelerinin görev alanı kapsamına alabilir. Sosyal güvenlik hukuku kapsamında aynı konuya ilişkin tüm uyuşmazlıkların, bu alanda görevli uzman mahkeme olan iş mahkemelerinde görülmesinin, hak arama özgürlüğünü kolaylaştırıcı nitelikte olduğu, bu suretle daha kısa sürede sonuç alınmasını olanaklı kıldığı da açıktır.
Bu bakımdan 5510 sayılı Kanun’un yürürlüğünden sonra, prim esasına dayalı yeni sistemin içeriği ve Kanun kapsamındaki iş ve işlemlerin niteliği göz önünde bulundurulduğunda, itiraz konusu kuralla, yargılamanın bütünlüğü ve uzman mahkeme olması nedeniyle Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasa’ya aykırılık görülmemiştir.
Ancak, yukarıda açıklandığı üzere 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce statüde bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileriyle ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği açıktır…” gerekçesiyle, 5510 sayılı Kanun’un 101. maddesinde yer alan “bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür” tümcesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın reddine karar verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu uyuşmazlığın, 5510 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girmesinden önce Sandık iştirakçisi olan ve Sandıktan emekli aylığı bağlanan davacı tarafından belediye başkanlığı görevinde bulunduğu göz önüne alınarak aylıklarına makam ve görev tazminatı uygulanması talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemden kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davanın, 5510 sayılı Kanuna 5754 sayılı Kanunun 68. maddesiyle eklenen “5434 sayılı Kanuna İlişkin Geçiş Hükümleri” başlıklı Geçici 4. maddenin yürürlüğe girmesinden önce memur statüsünde bulunan davacıyla ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından kaynaklanan idari işlemin iptali istemiyle açıldığı, Geçici 4. maddenin 11. fıkrasında da makam tazminatına hak kazanabilmek için 5434 sayılı Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 39 uncu maddesine göre aylık bağlanma şartlarını haiz olma koşuluna yer verildiği göz önüne alındığında, adli yargının görevli olduğundan bahisle davanın görev yönünden reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemeye gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.