11. Daire 2012/4392 E. , 2013/6228 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No : 2012/4392
Karar No : 2013/6228
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarihli ve E:…; K:… sayılı kararının; davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi : …
Düşüncesi : Dava, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olan davacı tarafından, Emekli Sandığı emeklisi iken vefat eden eşinden dolayı dul aylığı bağlanması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, 5434 sayılı Yasa’nın Ek 59. maddesi uyarınca, Türkiye’de ikamet etmeyen davacıya dul aylığı bağlanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
9.6.1973 günlü ve 14559 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan Vatandaşlarla Vatandaş Olmayan Kimselere Sosyal Güvenlik Konusunda Eşit Muamele Yapılması Hakkında Sözleşme kapsamında yapılacak yardımlar arasında dul aylıkları da yer almış olup, eşit muamele konusunda ikamet şartının aranmayacağı Sözleşmede açıkça belirtilmiş olmakla birlikte, kendi vatandaşlarına bu şartı uygulayan bir başka üye devletin vatandaşları için aynı şartı uygulamak konusunda üye devletlere serbestlik tanınmıştır.
Bu durumda uyuşmazlığın çözümünde Sözleşme kuralları da dikkate alınarak Amerika Birleşik Devletlerinin davacı ile aynı konumda bulunan Türk vatandaşları için ikamet şartını arayıp aramadığı belirlenmek suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiğinden, bu yolda bir inceleme yapılmaksızın verilen Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olan davacı tarafından, Emekli Sandığı emeklisi iken vefat eden ve Türk vatandaşı olan eşinden dolayı dul aylığı bağlanması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; 5434 sayılı Kanun’un Ek 59. maddesi uyarınca Türk vatandaşı ile evli yabancı uyruklu kadınların Türkiye’de ikamet ettiği sürece dul aylığından istifade edebileceğinden, Amerika Birleşik Devletlerinde ikamet eden davacıya dul aylığı bağlanmaması yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu öne sürmekte ve temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
5434 sayılı Kanun’un Ek 59.maddesinde, “Türk vatandaşlarıyla evlenmiş yabancı uyruklu karılara, Türkiye’de ikamet ettikleri sürece, mütekabiliyet esası da dikkate alınarak, değişik 68 inci maddedeki oranlara göre aylık bağlanır.” kuralı yer almıştır.
Dosyanın incelenmesinden; 1937 doğumlu ve Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olan davacının, 26.11.1970 tarihinde Türk vatandaşı olan eşi ile evlendiği, 1968-1981 yılları arasında Türkiye’de ikamet ettiği, 2000-2003 yılları arasında yabancılara verilen oturma iznini alarak Türkiye’de ikamet ettiği, eşinin Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığında görev yapmakta iken emekliye ayrıldığı ve 2009 yılında vefat ettiği, davacının dul aylığı bağlanması için Emekli Sandığına yaptığı başvuru üzerine Dışişleri Bakanlığı ile yapılan yazışma sonucunda, bir Türk vatandaşına Amerika Birleşik Devletleri uyruklu müteveffa eşinden dolayı aylık bağlanabilmesi için söz konusu kişinin en az 5 yıl süreyle Amerika Birleşik Devletleri’nde ikamet etmiş olması ve aylığa esas yasal aile ilişkisinin söz konusu beş yıl süresince devam etmiş olması gerektiğinin bildirildiği, mütekabiliyet esasına göre Amerika Birleşik Devletleri uyruklu davacının da Türkiye’de beş yıl ikamet etmesi gerektiği, ancak davacının Amerika Birleşik Devletleri’nde ikamet etmesi nedeniyle dul aylığı bağlanmasına imkan bulunmadığı belirtilerek davacının talebinin reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Anayasamızın 90. maddesinde, usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmaların kanun hükmünde olduğu, bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamayacağı ve usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümlerinin esas alınacağı kurala bağlanmıştır.
Anayasamızın 90. maddesinde yer alan kural uyarınca, 19.7.1971 gün ve 1453 sayılı Kanunla onaylanan ve 9.6.1973 günlü ve 14559 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan Vatandaşlarla Vatandaş Olmayan Kimselere Sosyal Güvenlik Konusunda Eşit Muamele Yapılması Hakkında Sözleşme hükümlerinin de uyuşmazlığın çözümünde göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Anılan Sözleşmenin 1. maddesinde, “yardımlar” teriminin bütün gelirleri, emekli, dul ve yetim aylıkları, ödenekler ile diğer yardımlarla, bunlara yapılan bütün zamları ve artırmaları içine aldığı; 3. maddesinde, bu Sözleşmeyi uygulayan her üyenin, Sözleşme mükellefiyetlerini kabul ettiği sosyal güvenlik dallarında, ülkesinde, bu sözleşmeyi uygulayan diğer üye Devletler vatandaşlarına, sosyal güvenliğe tabi olma ve yardımlardan yararlanmaya hak kazanma bakımlarından, kendi vatandaşlarıyla ile eşit işlem yapacağı, ancak, üyenin, herhangi bir sosyal güvenlik dalında bir mevzuata sahip olmakla beraber bu mevzuatın uygulanmasında o üyenin vatandaşlarına kendi vatandaşlarıyla eşit işlem yapmayan diğer bir üye devletin vatandaşları hakkında, söz konusu sosyal güvenlik dalı bakımından bu madde hükümlerini uygulamayabileceği; 4. maddesinde ise, Sözleşme ile sağlanan yardımlardan yararlanma bakımından eşit muamelenin, ikamet şartına bağlı olmaksızın sağlanacağı, ancak, diğer bir üye devletin mevzuatına göre, belli bir sosyal güvenlik dalında yardımlardan yararlanmak için o üyenin ülkesinde ikamet şartı bulunduğu takdirde, o üye devlet vatandaşlarının söz konusu sosyal güvenlik dalı yardımlarından yararlandırılmalarının ikamet şartına bağlanabileceği düzenlenmiştir.
Görüleceği üzere, Sözleşme, yardımlardan yararlanma bakımından eşit muameleyi ikamet şartına bağlamamakla birlikte, eğer üye devletlerinden biri diğer üye devlet vatandaşı hakkında ikamet şartını öngörüyorsa, diğer üye devletin de mütekabiliyet esası çerçevesinde aynı koşulu o üye devlet vatandaşları için belirlemekte serbest bırakmıştır.
Bu durumda, İdare Mahkemesince, Dışişleri Bakanlığından, Amerika Birleşik Devletleri’nin Vatandaşlarla Vatandaş Olmayan Kimselere Sosyal Güvenlik Konusunda Eşit Muamele Yapılması Hakkında Sözleşme’yi onaylayıp onaylamadığının, onaylamış ise mütekabiliyet esası gözetilerek davacı ile aynı konumda bulunan Türk vatandaşları için Amerika Birleşik Devletleri’nin uygulaması araştırılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken bu yolda bir inceleme yapılmaksızın davanın reddi yolunda verilen kararda hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemeye gönderilmesine, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 7/6/2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.