Danıştay Kararı 11. Daire 2009/226 E. 2010/3810 K. 04.05.2010 T.

11. Daire         2009/226 E.  ,  2010/3810 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBİRİNCİ DAİRE
Esas No: 2009/226
Karar No: 2010/3810

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) :…
Vekili : …
Karşı Taraf (Davalı) : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
Vekili : …
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesince davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın; davacı tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi : …
Düşüncesi : 1602 sayılı … Mahkemesi Kanununun 66. maddesi ile 2577 sayılı Yasanın 9. maddesi hükümleri ve dosyadaki bilgi ve belgeler göz önüne alındığında, davanın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı yönünden reddedilmesi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Davacıya bağlanan yetim aylığının kesilmesi yolundaki işlemin düzeltilmesi amacıyla yapılan başvurunun reddine ilişkin işleme karşı açılan davayı süre yönünden reddeden İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 9. maddesinin 1. fıkrasında, çözümlenmesi Danıştay’ın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği yolunda hüküm öngörülmüştür.
Öte yandan, 1602 sayılı … Mahkemesi Kanunu’nun 63. maddesinde, Daireler ve Daireler Kurulu kararlarının kesin olduğu belirtilmiş, 66. maddesinde de, Daireler ile Daireler Kurulundan verilen kararlar hakkında bir defaya mahsus olmak üzere, ilamın tebliği tarihinden itibaren onbeş gün içinde kararın düzeltilmesinin istenebileceği hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda hükmü yazılı 1602 sayılı Yasanın 63. maddesinde kararın kesin olduğunun belirtilmesindeki esas amacın kararın doğrudan uygulanabilir olduğunun, başka bir makam ve merciye başvurma olanağının bulunmadığının vurgulanmasına yönelik olduğu sonucuna varılmakta olup, kararın kesinleşmesinin ancak kanun yolu olarak öngörülen ve Kanunun 66.maddesinde belirtilen 15 günlük karar düzeltme süresinin geçmiş bulunmasına bağlı olduğunu kabul etmek gerekir.
Bu durumda, davanın görev yönünden reddine ilişkin … Mahkemesi kararının davacıya tebliği üzerine, 15 günlük karar düzeltme istemi için öngörülen başvuru süresinin başlayacağına ve böylece bu sürenin bitimini müteakip kararın kesinleşmiş olacağına göre, 2577 sayılı Yasanın 9.maddesinde belirtilen 30 günlük süre içinde açıldığı anlaşılan davanın esasının incelenmesi gerekirken, süre yönünden reddedilmiş olmasında usul ve hukuk hükümlerine uyarlık görülmemiştir.
Belirtilen nedenlerden dolayı. temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozlumasına karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dava, davacının şehit oğlundan dolayı aldığı yetim aylıklarının evlenmesi nedeniyle kesilmesine ilişkin işleme karşı yaptığı itirazın reddine ilişkin işlemin iptali ile bu işlem nedeniyle mahrum kalınan parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; davacı tarafından 24.2.2007 tarihinde posta kutusuna bırakılması suretiyle dava konusu işlemden haberdar olduğunun belirtildiği göz önüne alındığında; bu tarihten itibaren altmış günlük dava açma süresi içinde dava açılması, bu süre içinde olmak kaydıyla görevsiz yargı merciinde dava açılmış olması halinde de, davanın görev noktasından reddine ilişkin kararın kesinleşme tarihinden itibaren 2577 sayılı Kanun’un 9. maddesi uyarınca otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılması gerekirken, idari dava açma süresi içinde askeri yargıda açılan davanın, görevsizlik kararının kesinleştiği tarih olan 19.2.2008 tarihinden itibaren 30 günlük süre geçirildikten sonra 25.3.2008 tarihinde açılmış olması karşısında, bakılan davada süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle dava süre aşımı yönünden reddedilmiştir.
Davacı, İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu öne sürmekte ve temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Dava Açma Süresi” başlıklı 7.maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde, dava açma süresinin idari uyuşmazlıklarda yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren başlayacağı belirtilmiş; aynı kanunun “Görevli Olmayan Yerlere Başvurma” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasında, çözümlenmesi Danıştay’ın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli veya askeri yargı yerlerinde açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabileceği; 1602 sayılı … Mahkemesi Kanunu’nun 66. maddesinde; kararın esasına etkisi olan iddia ve itirazların, kararda karşılanmamış olması, bir ilamda birbirine aykırı hükümler bulunması, kararın usul ve kanuna aykırı bulunması durumlarında daireler ile Daireler Kurulunda verilen kararlar hakkında bir defaya mahsus olmak üzere, ilamın tebliği tarihinden itibaren onbeş gün içinde kararın düzeltilmesinin istenebileceği, daireler ile Daireler Kurulu’nun, kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle bağlı olduğu kurala bağlanmıştır.
1602 sayılı Yasada … Mahkemesi daireleri ile Daireler Kurulu’nun verdiği kararlara karşı, kararın düzeltilmesinin istenebileceğinin öngörülmüş olması karşısında; söz konusu kararların taraflara tebliğ edilmesi önem taşımakta olup, kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde karar düzeltme isteminde bulunulmaması veya karar düzeltme isteminin reddedilmesi halinde ret kararının tebliğ edildiği tarihte kararın kesinleşeceği açıktır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının oğlunun … Alay Komutanlığı’nda görevli iken 12.11.1999 tarihinde meydana gelen depremde vefat etmesi üzerine davacıya 5434 sayılı Kanun uyarınca vazife malulü oğlundan dolayı dul ve yetim aylığı bağlandığı, davacının aylıklarının yatırılmadığını öğrenmesi üzerine 5.2.2007 tarihli dilekçe ile idareye başvurarak yanlışlığın düzeltilmesini istediği, idarenin 14.2.2007 tarihli yazısında davacıya 1.1.2004 tarihinden itibaren Sosyal Sigortalar Kurumundan yaşlılık aylığı bağlandığı tespit edildiğinden, aylıklarının ödemesinin durdurulduğunun belirtildiği, dava konusu edilen 16.2.2007 tarihli yazıyla da, 16.6.2003 tarihinde evlenmiş olması sebebiyle maaşının kesilerek 1.7.2006-28.2.2007 tarihleri arasında ödenen 19.784,44 TL tutarındaki aylığın borç çıkarıldığının bildirildiği, davacı tarafından bu işlemlerin iptali istemiyle 9.4.2007 tarihinde kayda giren dilekçe ile ve de aynı gerekçelerle fazla ödendiği belirtilen tütün ikramiyesinin 4.4.2007 tarihli işlemle adına borç çıkarılması işlemine karşı 11.5.2007 tarihinde kayda giren dilekçeye … Mahkemesinde dava açtığı, anılan dosyalar birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, … Mahkemesi … Dairesinin … tarihli ve E:…, K:… sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddedildiği, bu kararın davacıya 19.2.2008 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine 25.3.2008 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
… Mahkemesinin görev ret kararı davacıya 19.2.2008 tarihinde tebliğ edildiğinden ve onbeş günlük karar düzeltme isteminde bulunma süresi 5.3.2008 tarihinde dolduğundan, 5.3.2008 tarihi mesai saati bitimi itibarıyla karar kesinleşmiş bulunmaktadır. Bu durumda, anılan tarihten itibaren 2577 sayılı Kanun’un 9. maddesinde otuz gün olarak öngörülen idari yargıda dava açma süreci başlamış olup, 25.3.2008 tarihinde yasada öngörülen süre içinde dava açıldığı anlaşıldığından, İdare Mahkemesince işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken davanın süre aşımı yönünden reddedilmesinde usule uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Mahkemeye gönderilmesine, 4.5.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.